5 asırdır kaybolmayan Yörük izleri: ÇOMAKDAĞ

 
ANADOLU'ya öncü güç olarak gelen Türklerin devamı olan Yörüklerin yerleşik yaşama geçenlerine Türkmen, göçebeliği seçenlere de Yörük denildiğini hatırlatmakla başlayalım bu haftaki yazımıza. Aslında "Yörük" için özel bir yaşama biçimi olan kimse desek daha yerinde olacak. Muğla genelinde hemen her ilçede olmakla birlikte Eşen, Seki, Fethiye, Kargı, Kemer, Dalaman, Muğla, Köyceğiz, Yatağan-Turgut , Milas bölgelerinde daha ağırlıklı olarak yaşıyorlar. 
 
1996-97'li yıllarda Köyceğiz dağlarını, özellikle de Sandras Dağını gezerken yaz aylarında gencecik kızların aylarca keçilerini otlattıklarına bizzat tanık olmuştum. Çömek adını verdikleri ince uzun tahtalardan yapılma, Kızılderili çadırlarını andıran barınaklarda korkmadan tek başlarına kalıyorlardı geceleri. 
 
Muğla'da yerleşik düzene geçene kadar Yörüklerin yaşamları hayvancılık üzerine kuruluydu. Bölgede köken olarak Karakeçili, Sarıkeçeli, Çayanlar, Mican, Aydın, Avşar ve Tahtacı Yörükleri bulunuyor. Tahtacılar alevi kökenli olup ağaç işleriyle uğraşan Türkmenler olarak biliniyor. 
 
 
Başörtülerin anlamı var
 
Günümüzde Milas Çomakdağ-Kızılağaç Köyünde yerleşik yaşama geçen Yörüklerin kültürlerini turistik öğe haline getirildiği yerlerden biri olmakla birlikte yine de bırakmadıklarını gözlemliyoruz. 
Yaklaşık 300 hane olan köyde yaşayanlar başta turizm olmak üzere arıcılık, ipek böceği, hayvancılık, zeytin, zeytinyağı ve kadınların yaptıkları kendi el işleriyle kazanç sağlıyorlar. 
 
Çomakdağ ve Ekiztaş mahalle kadınları baş, vücut ve ayaklarına çok değişik giysi ve takılar takıyor. Baş kısmına desenli pazen türü kumaştan yapılan, üstten büzülerek takılan ve adına "taka" denilen başlığın altına gelen ön kısmına sık bir şekilde 30 tane 10'luk  altın  diziliyor. Takanın iki cundan tutturularak çene altından geçirilen sakındırak adı verilen ince bez bandın üzeri ipek veya boncuk işlemeli. Bu tür baş bezemeye yörede "Tura" deniliyor. Yeni evlenenlerde, takanın üst kısmından aşağıya doğru önden görünecek şekilde, 15 sıra açık kahverengi boncuklar bir dizi halinde sarkıtılıyor. Boncukların uç kısımlarına ise 20'lik altınlar takılıyor. Bu bezemenin adı da "askı." Tura ile birlikte birleştirildiğinde  "askılı  tura" adını alıyor. Evlendikten yaklaşık bir yıl sonra askılar çıkartılıp sadece tura kullanılıyor. Takanın üstüne, askı ve turalar dışta kalacak şekilde kırmızı bordo renginde ipek krepten bir bant sarılır ve bu bandın adına "kollu" deniliyor. Başın tamamı yerli ipek dokumadan yapılan ve "Çemperi" denilen bir örtü ile kapatılıyor. Örtünün uç kısımları kısa saçaklı. Çemperi'nin uç kısımları başın üstünden bağlanarak kulaklar dışarda bırakılırsa, bu tip bağlamaya yörede "çetebaşı" adı veriliyor. Başlara her türlü bezemeden sonra başın muhtelif yerlerine mevsim çiçekleri fesleğen, mor-sarı çiçekler ile zeytin dalı gibi bitkiler takılıyor.
 
Vücut giysileri de süslü
 
Bürümcek - Yüzünakma Gömlek: İçe yerli ipek-iplik karışımından dokunan yakasız bir gömlek giyiliyor. Bu gömleğin kol yenleri sonradan dikiliyor. Değişik renklerde, boncuk ve pullara bezenmiş kol yenlerinin uç kısımları iğne oyalı. Mintanının yaka kısmı ipek işli ve pullu. Bu gömlek veya mintanların ipekten dokunanlarına  "bürümcek",  ipek-iplik  karışımı dokunanına ise "yüzünakma" deniliyor. 
Üç - Beş Entari: Altıparmak veya çitareden yapılan, uç kısımları komple siyah sutaşıyla çevrilmiş, kol yenleri kartmeli (dilimli), üç etek türünde bir üstlük giyiliyor. Buna "üç beş entari" adı veriliyor. Göğüslük: Çoğunlukla lacivert-bordo düz kadife kumaştan dikilen göğüslükler, üç-beş entarinin üstünden ön kısım kapalı olacak şekilde arkadan bağlanıyor. 
Bel Kuşağı: Yünden değişik renklerde karışık desende dokunan bu kuşak, üç-beş entarinin üzerine bağlanıyor ve kuşak arkadan sarkıtılıyor. Bazen de bu kuşağın üzerine Yörük türü tokalı "gümüş kuşak" adı verilen kemer takılıyor. Üç-beş entarinin yan dilimleri hareketi kolaylaştırmak amacıyla, yine yanlardan katlanarak bel kuşağının içine sokuluyor. 
Önlük: Yünden yapılan bel kuşağının önüne gümüş kuşağı kapatmayacak şekilde yerli dokumadan değişik desenli bir önlük takılıyor. 
Ayakkabı (don): Beyaz  patiskadan dikilen, kasıktan bağlanan ve ağı oldukça geniş olan, ayak bilekleri büzgülü bir don gibi. Bu donun her iki yanına, elde bükülmüş ve daha sonra kök boya ile renklendirilmiş ipliklerle işlenen ve adına yörede "yaneş" denilen don ayaklara aplike ediliyor. Bu donun tümüne "ayakkabı" deniyor.
Krem rengi çorap, kırmızı ayakkabı: Süslü baş ve vücut giysilerinin altına krem rengi türünde yünden, elde örme çorap giyiliyor. Ayakkabıda ise kırmızı veya siyah yemeni olması gerekiyor. Boyuna aksesuar olarak değişik tür ve renkte boncukların yanı sıra beşibirlik altın, uzun ve sık bir dizi halinde eski ve yeni yirmilik altınlar takılıyor.
 
Tarihi evlerden az kaldı
Çomakdağ evleri, dünle bugünü ustaca kaynaştıran mimari üslup taşıyor. Geleneksel binalarımızda, yörede bulunan taşlar kullanılıyor. Her odada bir ocak, dolap içi banyo, yorgan ve yatakların konulduğu yine kapaklı dolap, yer sofrası, tencere ve tabakların konulduğu duvarda asılı duran çanaklık bulunuyor. 
 
Bez bebekleri ünlü
 
Önceki yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğünce pilot köy seçilen Çomakdağ'da "Geleneksel Giysili Bebek Projesi" ile kadınlar, geleneklerini bez bebeklere taşıdı. Bebekler yurt içi ve dışında çok sayıda fuarlarda tanıtıldı. Köye gelen yerli ve yabancı turistler, bez bebeklere ilgi göstererek satın alıyor. 
 
Düğünleri 4 gün sürüyor
 
Düğüne davet için komşulara ve akrabalara Okuntu denilen havlu, gömlek, mendil, şapka, ayakkabı gibi hediyeler gönderilirken damat evine bayrak asılıyor. İlk gün misafirlere dibekte buğday dövülerek keşkek hazırlanıyor, erkekler zeybek oyunları oynuyor. Akşam gelin evine nişan bohçası getirilip, altın takılıyor. İkinci gün gelinin köyde gezdirildiği hamam gezmesi, gelin evinde kına gecesi yapılırken, damat evi ise oğlan dolandırması ile eğleniyor. Üçüncü gün şeker paralama sonrasında damat ve yakınları bayrakla gelin evine giderek davul zurna eşliğinde aldıkları gelini at üzerinde köyde dolaştırıp damat evine getiriyor. Eve girerken kapı eşiğine yağ ve bal sürülüyor, düğüne gelenlerde zeybek oyunları oynayarak eğleniyor. Dördüncü gün duvak eğlencesi ile gelinin akrabalarına hediyeler verilip,  damat evinde yenilen yemek ve eğlence ile düğün sona eriyor.
 
Nasıl gidilir?
 
Köye en yakın ilçe Milas. Milas - Bodrum Havalimanı'na uçakla gidip, oradan otomobil kiralayabilirsiniz. Çünkü köye özel araç dışında ulaşım yok. Milas'a 15 kilometre. Muğla'ya 79, Bodrum'a 65, Aydın'a da 97 kilometre uzaklıkta.