Suriye’de 61 yıldır süren Baas rejimi, 27 Kasım’da başlayan ve 12 gün süren operasyonların ardından muhalif gruplar tarafından devrildi. Rejim lideri Beşar Esad, muhaliflerin başkent Şam’a girmesiyle ülkeyi terk ederek Rusya’ya sığındı. Bu gelişmeyle birlikte, Türkiye ve Suriye arasında diplomatik temaslar hız kazandı ve iki ülke arasında yeni işbirlikleri gündeme geldi.
Beşar Esad yönetiminin devrilmesinin ardından Türkiye, Suriye ile ilişkilerini yeniden yapılandırmak için harekete geçti. Şam Büyükelçiliği’nin tekrar açılmasıyla başlayan süreçte, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türkiye ile Suriye arasında yapılması planlanan ilk anlaşmayı duyurdu.
Bakan Uraloğlu, Suriye’nin Akdeniz’e açılan stratejik bir kapı olduğuna dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Limanlarının gelişmediğini biliyoruz. Bu alanlarda yatırımlar yapılması için çalışmalarımız olacak. Ayrıca Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımızı korumak adına deniz yetki anlaşması yapılması muhtemel. Bu anlaşma iki ülke için büyük avantajlar sağlayacak.”
Türkiye ve Suriye arasında planlanan deniz yetki anlaşması, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları ve deniz sınırlarının düzenlenmesi açısından kritik bir öneme sahip. Bakan Uraloğlu, anlaşmanın hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin etkinlik sahasını genişleteceğini belirterek şu açıklamayı yaptı:“Bu anlaşma ile iki ülke, petrol ve hidrokarbon arama faaliyetlerinde uluslararası hukuka uygun şekilde haklarını koruyabilecek. Lübnan ve İsrail gibi bölgesel aktörler dikkate alınarak işbirliği sağlanacak.”
Muhalif grupların 27 Kasım’da başlattığı operasyonlar, Suriye’nin Halep, İdlib, Hama ve Humus gibi büyük illerinde rejim güçlerini mağlup ederek ilerledi. Halkın desteğini alan muhalifler, 7 Aralık’ta başkent Şam’a girerek kontrolü ele geçirdi.
Rejim lideri Beşar Esad, başkenti terk ederek 8 Aralık’ta Rusya’ya kaçtı. Böylece, 61 yıldır süren Baas rejimi resmen sona erdi.
Aynı dönemde Suriye Milli Ordusu (SMO), “Özgürlük Şafağı Operasyonu” kapsamında PKK/YPG terör örgütüne karşı önemli başarılar elde etti. Tel Rıfat ve Münbiç ilçeleri, Fırat Nehri’nin batısındaki en büyük terör yuvası olarak bilinen bölgelerden temizlendi. Bu başarılar, bölgedeki terör tehdidini büyük ölçüde azalttı.