TÜRK insanının en önemli değeri, gelenekleri görenekleri olan düzgün aile yapısıdır. Milliyetçidir, muhafazakardır. Aile olarak birbirlerine çok bağlıdır. Vatanına ve milletine bağlı hayırlı evlatlar yetiştirir. Ahlak kavramı ön plandadır. Bu aile bağları, devletin ana omurgasının betonudur aynı zamanda. Bu sayede devlet ve millet olarak yıkılmaz bir armadayız. Ancak son yıllarda ‘kötü örnek’ bazı magazin programları, maalesef bu aile yapımızı sarsmaya, gençlerimizin, evlatlarımızın kafasını karıştırmaya başladı. Bu programlardan etkilenen bir arkadaşımın kızı, önceki gün bir sohbet sırasında ilginç bir laf etti.
‘Aslında evlenmeden önce birbirini tanımak için, aynı evde bir süre yaşamakta yarar var’ dedi. Toplumun genel görünümünden etkilendiği belliydi. Bu kötü örnekler toplum içinde ön plana çıkmış, gerek sporda gerekse sanatta ön planda olan kişilerden olunca etkisi maalesef daha fazla oluyor. Bakıyorsunuz ekranda bir haber: Arda, Berkay’ın eşine sarkmış. Berkay futbolcu Caner’in eski eşine kötü gözle bakmış. Bunlar evli barklı insanlar. Öte yandan Ahmet, Sıla’yı dövmüş. Birlikte ‘nikahsız’ yaşıyorlarmış, artık yaşamayacaklarmış!
Aileyi temelden bozar
Bu tür haberlerden ekranda o kadar çok ki... Üstüne üstlük öyle magazin programları var ki! Magazin hariç her şeyi veriyorlar. Çıkıyorlarmış. O onunla yatmış, bu ötekiyle beraber olmuş. Nikah yok, bir evlilik bağı yok, ahlak yerlerde. Zina serbest, bu tür beraberlikler güzel ve de özelmiş gibi veriliyor. Çarpık ilişki görüntüleri, aileyi temelden bozan beraberlikler. Bunlar insanın asabını bozuyor. Hele adıyla, beyazı, saflığı, temizliği ve iyi ahlakı özendiren bir özel TV’mizde ‘kara’ bir sabah magazin programı var ki... Aklı olan kız çocuklarına, hatta erkek çocuklarına bile seyrettirmesin. O kadar toplumsal değerlerimiz diplerde yani. Bodrum geceleri, sosyetenin ahlak dışı görüntüleri, toplumsal normlarımızla uyuşmayan, çocuklarımızın kafasını karıştıran, adı ‘magazin’ olan programlar.
‘Sansür’ demiyorum
Türk devletini ayakta tutan, en önemli yapısı sarsılmaz düzgün aile yapısıdır. Maalesef o yapı şimdilerde bu tür programlar yüzünden erozyona uğruyor. Temelinden sarsılıyor. Bu yüzden ailelerden sorumlu bakanımız Zehra Zümrüt Selçuk’a seslenmek istiyorum: Bu tür programlara bir el atın. Sansür getirin demiyorum. Bir kalite bir denge getirin. Aile yapımızı bozacak, çocuklarımızı yanlış yönlendirecek bu tür haberlere bir tutarlılık, bir denge, bir kalite getirin. Toplumumuzun genel değerleri ile uyuşacak bazı kriterler getirilmesi şart. AK Parti hükümetinin bana göre yaptığı en iyi icraatlardan biri, kapalı yerlerde sigarayı yasaklamaktı. Bu uygulama toplumumuzun sağlığı açısından inanın çok önemliydi, iyi de sonuçlar alındı. Şimdi onun kadar önemli bir ‘ahlak erozyonu’ meselemiz var. Buna sayın bakanın el atması gerek ahlaki açıdan, gerekse çocuklarımızın geleceği açısından çok önemlidir. Türk insanına tavsiyemiz ise net: Bu tür programları seyretmeyin. Bu tür programlar yapan kanaları hiç açmayın, Mümkünse kanal listenizden çıkarın. Aslında bu bir çare olur mu? O da şüpheli. Çünkü işin içinde reyting olunca, bu tür programlara yer vermeyen kanal sayısı da az oluyor tabii.