Akademisyenlerin sorunları

 
Yükseköğretim Kurulu (YÖK)'ün verilerini göre Türkiye'de 206 üniversitede (129 devlet, 77 özel vakıf üniversitesi) 89 bini erkek, 72 bin kadın olmak üzere toplam 161 bin öğretim elemanı görev yapmaktadır. Rusya'dan sonra Avrupa ülkeleri içinde 7 milyon 600 bin gibi büyük bir sayıyla Türkiye'ye en fazla üniversite öğrencisine sahiptir. Hal böyle olunca günümüz akademisyenlerin sorunları çeşitli platformlarda konuşularak dile getiriliyor. Bir ülkenin entelektüel birikimi olan akademisyenlerin sorunlarına çözüm bulunması gerekir. Bu düşünceyle geçen hafta 'Akademisyenlerin Güncel Sorunları ve Çözümleri Çalıştayı' 8 Aralık 2018'de 'BeyoğluAkademi'de (Beyoğlu Belediyesi'nin ev sahipliği için teşekkür ediyorum) gerçekleştirildi.
 
'İstanbul Yükseköğretim Platformu' adı altında Dr.Öğretim Üyesi Göktan Ay'ın organizesinde gerçekleştirilen çalıştaya, kendi alanlarında uzman Türkiye'nin çeşitli devlet ve özel vakıf  üniversitelerinden iştirak eden, Prof. Dr. Şafak URAL, Doç. Dr. Süleyman DOĞAN, Doç. Dr. ÖzmenÖZTÜRK, Doç. Dr. Michael KUYUCU, Dr. Muhammed BAMYACI, Dr. Can CEYLAN, Dr. Vahdet ÖZKOÇAK (Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı) ve Dr. Göktan AY hocalarımız son derece can alıcı noktalara işaret ettiler. Akademisyen katılımcıların da katkıda bulundukları çalıştay iki oturumda yapıldı. Konuşmalar sonucunda bir rapor ortaya çıktı. Akademisyenlerin sorunlarını başta Cumhurbaşkanımız Erdoğan olmak üzere, Milli Eğitim Bakanı Selçuk, YÖK Başkanı Saraç ve tüm rektörlerin ilgi ve bilgisine sunarak kamuoyuna duyuruyorum. Bu rapordan öne çıkan günümüz akademisyenlerin meselelerini 12 maddede siz aziz okurlara sunuyorum.
 
Sonuç raporundan!
 
1- Üniversitede 'kurumsallaşmaya' önem verilmeli, 'liyakat en önde' tutulmalı, 'etik dışı davranışlara' fırsat verilmemeli.Ülkemizin 2023 ideallerine ulaşması için; 'bilimde/sanatta', akademisyenlerin ötekileştirilmemesi, çalışan/üreten akademisyenin desteklenmesi, kişiselleşmenin değil 'kurumsallaşmanın'  önü açılmalı.
 
2- Akademide kangren olmuş 50/d meselesine kalıcı çözüm bulunması.
 
3- Kalktı denen doçentlik sözlü sınavı karmaşasının giderilmesi.
 
4- Sanat alanı başta olmak üzere, resim, spor, müzik, arkeoloji, el sanatları, ebru ve hat sanatları ve bunun gibi alanlarda akademik dil sınavının kaldırılması veya makulbir dil puan barajının düzenlenmesi.
 
5- Devlet ve özel vakıf üniversitelerinde çalışan tüm öğretim elemanlarına yeşil pasaport verilmesi.
 
7- Tıp fakültesi akademisyenlerinin intörnlük, kadro, doktor öğretim üyeliği, doçentlik ve doçentlik sınavı, üniversitelerde atanma kriterleri, denklik, tıp fakültelerinde eğitim sorunları ve kontenjan artışı, TUS, asistan eğitimi, uzmanlık ve sonrası gibi sorunların çözüme kavuşturulması.
 
8- 7100 sayılı yasanın revize edilmesi.
 
9- Üniversiteler, -günümüzde- düşük seviyede çalışmaktadır. Bu seviyeyi artırmak için YÖK'ün ve rektörlerin akademisyenleri motive edici bazı adım atmaları gerekmektedir. Bilim özgür olduğu yerde hayat bulur düsturundan hareketle, akademisyenler ülke ve dünya meselelerinde daha cesur ve proaktif olmalı ve çözüm önerilerini korkmadan söylemeli.
 
10- 'Akademik ilerlemede' sorunlar giderileceğine, sürekli değiştirilip ağırlaştırılmaktadır. Oysa, 2017 öncesi Dr. akademisyenler için geçiş süresi öngörülmeliydi. Akademisyenlerin 'özlük hakları' dahil, 'akademik yükselmeleri' de otomatik olmalı.
 
11- Akademik teşvik yönetmeliği 2018 yılı ortasında değiştirilmiş, Ocak 2019'dan sonra uygulanacağına, 2018'e uygulanmış ve yapılan birçok çalışma puan dışı bırakılmıştır. Ders kitapları da puanlamaya dahil edilmeli.
 
12- Üniversite teknopartları kira geliri getiren yer olmaktan çıkarılıp ülke yararına icat eden, hocaların ve öğrencilerin daha etkin kullandığı yaratıcı ve yeni inovatif teknoloji üreten yerler haline gelmeli.