BAZEN zaman geçmek bilmez. Bazen de zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz. Bazen yoğunluk nedeniyle bir başka uğraşa zaman bulamayız, bazen de hiçbir şey yapmadan zaman doldururuz. Rahat yaşayan bir arkadaşım ‘Hiçbir şey yapmamak, çok şey yapmaktan iyidir’ der. Gerçekten de elini kolunu kıpırdatmaz. Tez canlılar ise öyle değildir. Aynı anda birkaç iş becerenlerimiz vardır.
ZAMAN kıymetlidir aslında. Zaman ekonomisi diye bir şey vardır. Sonraya bırakmak, ötelemek, zamana yaymak da çaredir ama başlı başına tüketim anlayışıdır. Eninde sonunda yapılacak bir işi sonraya bırakmak tembellik olmasa da anlamsızdır. Tatil de başlı başına bir olaydır. Keşke tatil yapabilmeye fırsat veya zaman olabilse.
Ancak sıcak bölge insanı -ki, filmlerde Meksikalılar’ı görürüz- bizde ise kıraathanelerde bir iskemle üstünde insanlar saatlerce öylesine otururlar. Gözleri sabit bir noktaya bakar, düşünmezler bile. Düşünmek de bir iştir çünkü. Öyle veya böyle zaman akıyor. Günler, yıllar, geçip gidiyor. Arkamızı dönüp baktığımızda görmemiz gereken bir şeylerin olması gerek. Bir eser, bir hikaye edinmiş olunmalı. Yoksa sadece nefes alıp vererek tüketilen zamana gerçekten yazık oluyor.
Özel oturum dışında...
Bakın, 24 Şubat tarihinde TBMM tatile girdi. Bugün nisan ayının sonu. Yüce Meclis, 23 Nisan özel oturumu dışında, seçim nedeniyle tatil yaptı. Bugün gruplar var. Sonra genel kurullar. AK Parti ve MHP grupları toplanmayacak. CHP, İYİ Parti ve HDP grup mesaisi yapacak. Genel kurulda ise bazı ikili anlaşmalar ve gündem konuşmalara yer verilecek. Yarın 1 Mayıs. Bayram nedeniyle yine tatil.
Perşembe toplanılır, cuma ve hafta sonu yine tatil. Gelecek salı gününe kadar. Oysa Meclis birimleri açık. Milletvekili odaları yoğun. Bürokrasi tam mesai yapıyor. Lokanta ve diğer hizmet birimleri etkinliğini sürdürüyor. Yani Meclis çatısı altında faaliyet devam ediyor. Ancak oturum yok.
9 günlük bayram tatili
Sonra bilindiği gibi Mubarek Ramazan teşrif edecek. 6 Mayıs itibarı ile oruç tutulacak. İftar, sahur, terafi namazı ile bereketlenilecek. Bu sıcak havalar için Ramazan hoştur ama biraz zordur da... Yavaşlayabiliriz.
Arkasından da 9 günlük bayram tatiline kavuşacağız. Nihayetinde kavurucu sıcaklar eşliğinde ana tatil dönemi gelip çatacak.
24 Şubat itibarı ile Kurban Bayramı dönemine kadar aşağı yukarı yol alacağımız zaman dilimine bakalım istedik.
Havaların durumuna da göz atalım. Dünyamız mart ayını çok sıcak geçirdi. 150 yılın en sıcak ikinci mart ayını yaşadık. Küresel ısınmanın neden olacağı iklim farklılıklarına daha fazla tanık olacağız bundan böyle. Yurdumuzda bu yüksek sıcaklık hissedilmese de dünyamız ısınıyor. Buzullar etkileniyor.
Toprak kaymalarına dikkat
Hafta itibarı ile Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu’da sağanak yağışlar var. Toprak kaymaları yaşanabilir, sebze meyve bahçeleri, tarımsal alanlar, seralar, hasar görebilir. Özellikle dere kenarındaki konutlar etkilenebilir. Başta İstanbul olmak üzere, bazı eski ve sağlıksız binalarda çökme, kayma, yıkılma yaşanabilir.
Allah göstermesin ama deprem ufak ufak yokluyor. Önlemsiz ama korku dolu bekleyişimiz sürüyor.
Ne siyasi ne ekonomik ne de sosyal sorunlar ile ilgili bir detayı bugün aklımıza getiremiyoruz. Zaman ekonomisi hassasiyetimiz ile yarınlara bakmak istedik.
Görüldüğü gibi zaman kendi yolunda akıp gidecek. Biz hala YSK kararlarını bekliyor olacağız. Hala koca İstanbul ile ilgili yüzlerce insanın doğruyu saptama çalışmalarının sonucunu merak edeceğiz.
Artık siz sayın okuyucularımızın bile çok iyi bildiği ülke genelindeki sorunlara bulunacak çarelerin ışıltılarını görmek isteyeceğiz.
Biz asıl bugün Merkez Bankası enflasyon raporunu bekleyeceğiz. Yılın ikinci enflasyon raporunu açıklayacak Sayın Murat Çetinkaya... Önümüze bakmamız için gerekecek raporun sonuçları... Yarınlara daha net bakabilmek için ise çıkacak yasaları beklemiş olacağız. 1 Mayıs bayramımız şimdiden kutlu olsun.