Kulüpler Birliği Vakfı toplandı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Vakıf Başkanı Ali Koç, şunları söyledi:

"Meler'e yapılan saldırı kabul edilemez. Hakemlerin yaptığı açıklamalar kulüplerde rahatsızlığa yol açtı. Hakem müessesesinin durumu ortada. Performansı da ortada. Hiç yaşanmasını istemediğimiz bir olay oldu diye, onları unutacağız, göz ardı edeceğiz gibi bir durum yok.

Pazartesi akşamı hepimizin gözü önünde olan olaylar, tüm ülkemizi derinden yaralamıştır. Aynı zamanda da, ülkenin futbol marka değerine uluslararası düzeyde zarar vermiştir. Böyle şiddet içeren bir olayın kabul edilmesi mümkün değildir. Halil Umut Meler'in yaşadıkları kare kare, kameralara yansıyanlar içimizi acıttı. Kendisine ve kıymetli ailesine, maçı yöneten hakemlere geçmiş olsun.

Önemli olan Halil Umut Meler'in sağlığına kavuşması ve o anın verdiği üzüntü ve şokla verdiği kararı değiştirip, yeşil sahalara dönmesini diliyoruz. Türkiye'nin 1 numaralı hakeminin dönmesini canıgönülden diliyoruz. Bu hadise daha önce statlarımızda defalarca yaşandı, unutmayalım. Yıllarca, pek çok maçta benzer olaylar yaşanmıştır. Gün, büyük bir cesaret ve kararlılıkla sorunların üstüne gitmek ve ne adım gerekiyorsa atma günüdür. Bu yaşananları geniş açıdan ele almak lazım. Buralara nasıl geldiğimizi anlamamız lazım.

TFF, MHK, hakemler, kulüplerimiz, medya, taraftarlar, herkesin nereden nereye geldiğimizi irdelemesi gerekmektedir. Biz bu noktaya nasıl geldiğimizi anlarsak, bundan sonrası için çözüm yaratabiliriz. Ve bu olayların yaşanmaması için gerekli adımları atabiliriz. Bu tabloda herkesin payı var. Kimse de sorumluluktan kaçmamalı.

Bu sorunlar, TFF'nin kendisini ayırıp, sorumluluğu başkalarına yükleyerek çözebileceği sorunlar değildir. Türk futbolunun yönetiminden sorumlu olan TFF Başkanı'nın; spor medyasını, teknik direktörleri, eski hakem yorumcularını, sporcuları, büyük fedakalarlıkla gayret eden kulüpleri, başkanlarını ve yöneticilerini, bu olayda suçlayıcı, azmettirici ve hatta mahkum edici tavrının, biraz evvel yaptığımız toplantıda şiddetle reddedilen bir unsur olduğu konusunda hemfikiriz. Kabul edilemez bir yaklaşım.

Bunu söylemek zorunda kalıyoruz, Büyükekşi'nin 2019-20, 2020-21 sezonlarında Gaziantep FK başkanlığını yaptığı dönemde bazı maçlardan sonra hakemlerle ilgili yaptığı açıklamalara, özellikle göz atmanızı rica ediyorum. Çünkü burada bir tutarsızlık var.

Rekabet sporun doğasında var. Hepimizin hedefi başarı. Kazanmak, kaybetmek, sevinmek, üzülmek bu işin doğası. Türk futbolu artık yarışma değil, çatışma, hatta ayrıştırma noktasına gelmiştir. Bu ülkemize ve toplumumuza son derece zarar vermektedir. Ülkemizin ve toplumumuzun birlik ve beraberliği, huzuru, her türlü sportif rekabet ve çekişmeden daha önemlidir. Bu unsur, ülkemizin huzuru, toplumun beraberliği en önemli kırmızı çizgimiz olmak zorundadır.

Artık herkesin üzerine düşeni yapma zamanı gelmiştir. Hepimiz bir paydada buluşup sonuna kadar kararlı adımlar atmak zorundayız. Bu aşamada, asla yapılmaması gereken unsurlar, sorumluluğu başkalarına yıkmak, kendi sorumluluklarını görmezden gelmek, kronikleşmiş sorunları örtmek için bu talihsiz olayı fırsat olarak kullanmaktır.

Bu bilinçten ne kadar uzak olunduğunu görebiliyoruz. Bir kez daha bu tabloya baktığımızda, futbol rekabeti üzerinden ne kadar ayrıştığımızı görebiliyoruz. Artık bunun yeri ve zamanı değildir. Bunu bilerek yapanlara, izin verilmemeli ve müsamaha gösterilmemelidir. Halının altına süpürülüp üzerine gidilmeyen, örtbas edilen çok vahim olaylar yaşanmıştır. Hayat ve futbol, bir şey yaşanmamış gibi devam etmiş gibidir. Bu defterleri açmanın zamanı gelmiştir.

Beşiktaş-Alanyaspor maçında tartışmalı hakem kararları gündem yarattı! Beşiktaş-Alanyaspor maçında tartışmalı hakem kararları gündem yarattı!

Bugünden sonra başta TFF olmak üzere, bütün paydaşların yaptıkları yanlarına kalmamalıdır ki, inandırıcı ve kalıcı şekilde son bulsun. Bu kararlılığı hep birlikte göstermek zorundayız. Zamanı geldi de, geçti.

Bakanımızın teşrifleriyle kulüpler olarak bir araya gelip, kronikleşmiş yapısal sorunlarımızı değerlendirdik. Kimin üzerine neler düştüğünü konuştuk. Aslında iki önemli sorun var. Biri adil rekabet, diğeri finansal sorunlar. Bunlar birbirlerini tetikleyen unsurlar. Bugüne kadar Türk futbolunun sorunlarını sadece TFF'den dinleyen, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, adalet ve içişleri bakanlarımızı ziyaret etmek için randevu talep edeceğiz.

Sorunlar belli. Kronikleşmiş sıkıntılar belli. Yeter ki, bunu çözmek için irade olsun. Futbolda her türlü şiddetin sahalardan silinmesi, şiddetin nedeni olan adaletsiz rekabet ortamına son verilmesi için gerekli çalışmaları başlatacağımızı ve tüm inisiyatifleri alacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

Bizleri rahatsız eden unsurlardan bir tanesi de, UEFA'ya, FIFA'ya, İngiltere'ye teşekkür eden TFF Başkanı'nın, hiçbir şekilde Kulüpler Birliği'ne, sporculara bu konuda gösterdikleri refleks için teşekkür etmemesi. Bu birçok şeyi ifade ediyor. Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı olarak tüm paydaşlara teşekkür ediyorum.

Federasyondan az sayıda çok memnun olan kulüpler var, hiç memnun olmayan belli sayıda kulüpler var. Niyetine, hala destek olalım ama bu kadrolarla, bu yaklaşımla, bu yönetim anlayışıyla bu sorunlara çözüm sağlayamayız diyen bir grup var. Federasyonlar değişiyor, MHK değişiyor sorunlar devam ediyor. Türkiye'de adil rekabetin olmamasının ana unsurunun kaynağının ne olduğunu biliyoruz. Bu doğrultuda da TFF irade göstereceğini ifade etti. Bakalım bu olaydan sonra ne olacağını göreceğiz.

Hakemlerin yaptığı açıklamalar kulüplerde rahatsızlığa yol açtı. Hakem müessesesinin durumu ortada. Performansı da ortada. Hiç yaşanmasını istemediğimiz bir olay oldu diye, onları unutacağız, göz ardı edeceğiz gibi bir durum yok. Bizim yaptığımız toplantılarda, devre arasında radikal adımlar atılacağı, hakem sıkıntısının minimize edilmesi için ciddi anlamda yol haritası olduğu bizlere anlatıldı. Federasyon da bizlere bu hakemlerle gidilmeyeceği defalarca dile getirildi. Bu olaylardan sonra, federasyonun hangi noktada olacağını göreceğiz."