Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Galatasaray ile oynanacak Süper Kupa finali öncesinde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.

Koç, şunları söyledi:

"Fenerbahçe; yüzde 50-50 şansı olan bir müsabakaya A takımını getirmemiş, kupa şansını zayıflatmıştır. Bunu da inandığı ilkeler, değerler ve uğradığı haksızlıklara isyan etme noktasına geldiği için yapmıştır.

Son deplasman maçımızda futbolcularımıza yapılan linç girişimi... Son haftalarda çalınan şampiyonluklarımız. Suikast girişiminin çözülememesi... Aradan dokuz sene geçti hala bir ilerleme yok. Bütün bu kötülüklerin, anormalliklerin sadece tek bir takımın başına gelmesi, artık Fenerbahçe Spor Kulübü'nü isyan edecek hale getirmiştir. Bu nedenle bunun ilk adımını, bugün istemeden de olsa, değerli şehrimiz Şanlıurfa'da atıyoruz.

Kötülüklerin, kötülüğün tarifi hiçbir alanda futbol alanında olduğu kadar somut, delilli ve gerçek olmamıştır. Bu gidişata son verilmediği için kötülükler, kötülük yapanlar arsızlaşmış, beden bulmuş ve artarak devam etmiştir.

Birçok soru işaretine mahal verecek bu sürecin kazananı bellidir. Bugünkü tepkimizin, duruşumuzun maçın tarihiyle, son deplasman maçımızda yaşadıklarımızla ilgili ve alakalı değildir. Olağanüstü Genel Kurul'da paylaştığımız videoda yaşadıklarımızı anlattık. Esas sorgulanması gereken 'Neden Fenerbahçe bunları yaşıyor?' derken, isyanımız doğrultusunda ilk adımı atıyorken işi basitleştirmek bizim açımızdan kabul edilebilir değildir.

Yaşadığımız haksızlıklar, terör örgütünün kurduğu kumpaslar, futbol takımımıza yapılan suikast girişimi, son deplasman maçımızda futbolcularımıza yapılan linç teşebbüsü, zorbalıkla çalınan özellikle 3 defa son haftada çalınan şampiyonluklarımız.. Suikast girişiminin içimizi en çok acıtan, içinde bulunduğumuz durumu sorgulatan unsurlardan biri, suikast girişiminin halen faili meçhul kalması. O zamanın yönetimi de ligden çekilmeyi, maçların tehir edilmesini istemişti.

Devletin en önemli kademelerinde teminatlar verilip, 'Biz bulacağız suçluları' denildi, 9 sene geçti hala bir ilerleme yok. 3 Temmuz kumpas sürecinde bazı açılan davaların havada kalmaması, sonuçlanmaması... Ne demek istiyorum. Bütün bu kötülüklerin, garip olayların, anormalliklerin tek bir kulübün başına gelmesi, olayların sıradanlaşması Fenerbahçe'yi isyan ettirecek noktaya getirmiştir.

Son deplasmanda yaşadıklarımızın ardından FIFA Başkanı futbolcuların emniyetinden bahsetti. Kim zorunlu bunu sağlamakta? Ev sahibi, TFF, devlet, yani valilik ve emniyet güçleri... Trabzonspor maçında bu ortam sağlanabildi mi? Emniyet görevlileri maçın gidişatını sezebilirdi. Sezemedi mi, sezmek mi istemedi? Sonrasında ise hiçbir geçmiş olsun mesajı gelmedi. Devlet görevlilerinden, siyasi partilerden, TFF'den, hiç kimseden gelmedi. Bazıları açık açık futbolcularımızın ceza alması için çalıştı. Bizim futbolcularımız için hapis cezası almaları gerekiyor diyen de oldu.

Bazı rakiplerimiz, Trabzonspor maçından sonra oyuncularımızın ceza alması için ince ince çalıştı. Oyuncularımızın hapis cezası alması gerektiğini söyleyenler bile oldu. TFF de baskılara dayanamayarak iki oyuncumuza ceza verdi. Bu güvenliği sağlayamayanlara ne ceza verilecek? Bizim buradan ne mesaj çıkarmamız gerekiyor? Herkes yerinde duruyor.

Sabırlı davrandık, sakin olmaya çalıştık, haksızlıkları haykırdık. Tüm kumpaslara, suikast girişimlerine, haksızlıklara ve zorbalıklara rağmen spora ve sporcuya odaklandık. Milli takımlara en çok sporcu veren kulüplerden biri Fenerbahçe'dir. Artık bu haksızlıklara, adaletsizliklere ve çifte rekabete isyan etmemiz gereken bir döneme girdik. Bugün de bundan sonraki adımlarımızın ilkini atıyoruz.

TFF... İsteseniz, kurgulasanız bu kadar olayı aynı sezonda yaşayamazdınız. Aynaya bakıp yüzleşmek için daha fazla ne olması gerekiyor? Türk futbolunda şu döneme kadar az, şimdi daha sık dillendiriliyor, eksik ve bize göre net olan bir tespit var. Türk futbolunda hakemler üzerinden ligin gidişatını dizayn eden bir şebeke, çete, sistem var. İstedikleri şekilde manevra edebiliyorlar.

Temiz bir futbol, artık Türkiye Cumhuriyeti için olmazsa olmaz bir noktaya gelmiştir. Bizim isyanımızı sadece maç tarihine bağlayan arkadaşlara sesleniyorum; art niyetlisiniz. Size soruyorum; Galatasaray da tur atlasaydı bu maç bugün oynanacak mıydı?

Bahis konusun daha önce gündeme getirmiştik. Tam yeri değil ama değineceğim. Acaba bunların bahisle ilgisi var mı? İnceleyen bir merci var mıdır? Sosyal medya fenomenlerine bahis çetesi soruşturması yapıldı. Bir de bunun esas baronları var. Bence bahis olayının dibine kadar inilmemesi sorgulanması gereken unsurlardan bir tanesi...

Hakemler üzerinden Türk futbolunu yıllardır dizayn eden bir şebeke var. Biz çok sabırlı davrandık, sakin olmaya çalıştık. Haksızlıkları haykırdık, tüm kumpaslara, suikast girişimlerine ve haksızlıklara rağmen spora ve sporcuya odaklandık. Olimpiyatlara en çok sporcu gönderenlerden birisi Fenerbahçe'dir. Emeğimizin çalınmasına isyan etmemiz gereken bir döneme girdik. Bugün attığımız adım, bundan sonra atacağımız adımların ilk ve somut adımlarıdır. Türk futbolunun reset zamanı gelmiştir. Türk futbolunun kendini tekrardan sıfırlanması gerekiyor. Tekerleği yeniden icat etmeye gerek yok.

2011 Süper Kupa'sı hala oynanmadı. TFF gerekli cevabı vermedi, değerlendirdiklerini de sanmıyorum. TFF'nin bu konuda neredeyse hiç adım atmamasını biz son derece manidar buluyoruz ve başka yerlere çağrışım yapan bir durum olarak nitelendiriyoruz. Artık nereye çekerseniz çekin...

Beşiktaş başkanıyla konuştum, zamanında Beşiktaş-Fenerbahçe arasında oynanmayan Süper Kupa öyle ya da böyle oynanacak onların da kabulüyle. O maçı Şanlıurfa'da oynamayı teklif edeceğiz.

"Gelelim yayıncı kuruluşa... Neler yapmak istediğinizin farkındayım. Yayıncı kuruluş, kendi menfaat ve çıkarları çerçevesinde Fenerbahçe'nin neden bu kararları aldığını dürüst şekilde anlatacağına Fenerbahçe camiasını ayrıştıracak şekilde program yapıyorsunuz.

Camiamız kırılgan, ayrıştırılmaya müsait. Bundan sonraki süreçte başarılı olabilmemiz için omuz omuza, tek vücut olmamız lazım dedik. Üç günde ne kadar ayrıştırıldığımıza üzüldük. Bize böyle davranmalarının sebebi bu, güçlerini buradan alıyorlar.

Türkiye Kupası sizin olsun. Dünyada hiçbir yerde olmayan grup formatı, önümüzdeki sezon Türkiye Kupası'na geliyor. 4 yıldır bu kupadan aldığımız gelirler, bir kuruş artmadı. Bu kadar enflasyonun olduğu ortamda. Sponsorluklardan sizin ne aldığınızı merak ediyoruz. Onu da söyleyen kimse yok.

Devlet orada güvenliği sağlayamıyorsa kulüp başkanı ne yapsın? İki kulüp de söylemlerine dikkat ediyor. Bizi kafa kafaya getirmek isteyen bir şey var. Nasıl polis olmaz statta? Devlet, bize bunu açıklamak zorunda! Biri bize açıklamak zorunda. Biz olağanüstü genel kurul yapıyoruz, statta daha çok polis var. Açıklamak zorundalar bize."