Cenabı Allah cömertlikte eşsizdir.Vermiş olduğu nimetler saymakla bitmez. Gözümüz, kulağımız, gönlümüz, elimiz, ayağımız , aklımız, sağlığımız
hep O'nun ikramıdır.
Hayatımızı, evladımızı, malımızı mülkümüzü bağışlayan O'dur. Bunca ikram karşılığında üzerimize düşen O'na samimi bir kalp ile bağlanmak ve hakkıyla sabretmektir. Hz. Peygamber sav mal edinmek isteyenlere önce şükreden bir kalp ve zikreden bir dil edinmelerini söylemiştir. (İbn. Mace)
Kendisi de bütün günahları bağışladığı halde Rabbine şükür etmekten asla vazgeçmem, daima Allah'a minnettar bir kul olmaya gayret etmiştir.
(Buhari)
Rabbinin nimetlerine şükretmek, öncelikle insanın kendisine yarar sağlar. Çünkü o şükrünce devam ederse, Allah da verdiği nimetlerini daha da artırır. Nimete rıza göstermemenin, burun kıvırmanın, nimetin değerini bilmeyenin ahiret azabının yanında dünyada da açlık ve korkuyla sınanmak gibi sonuçlar getirebileceği
***
Hadis; Hudutta Allah yolunda nöbet tutanlar dışında her ölenin ameli sona erdirilir. Nöbet tutarken ölenin yaptığı işin sevabı ise kıyamet gününe kadar artarak devam eder. (Tirmizi)
Ey insanların Rabbi! Rahatsızlığı gider. Şifa veren Sensin. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur. Öyle şifa ver ki, hiç bir hastalık izi kalmasın.(Tirmizi)
Müslümanın, din kardeşine malındaki kusuru belirtmeden satması helal sayılmaz. (İbn. Mace)