ALMANYA, son bir yılın blançosunu daha Aralık ayı bitmeden çıkardı. Gazete ve dergiler şimdiden yılın olaylarının ayrıntılı değerlendirmesinin yaptılar bile. En ciddi yayın organlarından Die Zeit Gazetesi, Der Speigel ve 11 Freunde'in özel baskılarında konu Mesut Özil, Alman Milli Takımı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'dı. Tabi partisinin genel başkanlığını bırakacak olan Merkel de... Öyle ki Der Spiegel Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 4 sayfa ayırdı. Başlığı da şuydu: 'Olağanüstü hal.'

Yazıda en çok dikkat çeken bölüm şuydu:

 

'Erdoğan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandıktan sonra hiç olmadığı kadar önemli ve güçlü hale geldi. Ancak kısa bir süre sonra ekonomi zorlanınca, Ankara, aniden Almanya'ya yine yakın oldu.'  CDU Genel Başkanlığını bırakma kararı ile siyaset dünyasını sarsan Şansölye Merkel için de Die Zeit'te, 'Asla böyle gidemezsin. Sessiz devrimci Merkel. Kendi kendine karar aldı.  Siyaseti bırakacak. Ama onun yanına ne kalacak' gibi yorumlar yapılmıştı. Amerikan dergisi Forbes'in 'Fiilen Avrupa'nın lideri' olarak gördüğü ve 8'inci kez dünyanın en güçlü kadını seçtiği Merkel, artık bırakıyor. Helmuth Kohl gibi bir devden sonra Hiristiyan Birlik Partisi'nin (CDU) liderliğini yapmak, koalisyonlarla da olsa dünya ihracat şampiyonu olan bir Almanya'nın Şansölye koltuğunda oturmak kolay değildi.

 

Sadece kaybedenler

 

Die Zeit gazetesinin özel sayısında Alman Milli Takımı Teknik Direktörü Joachim Löw'ün, İlkay Gündoğan'a sarılırken kullanılan resimin üstünde 'Sadece kaybedenler' yazıyordu. Gerçekten de Avrupa şampiyonası organizasyonun kazanmak adına, dünya kupasını es geçen Almanya Futbol Federasyonu ve Löw prestij kaybetmişti. Spiegel, 'Dünya kupası rezaleti' başlığıyla verdiği değerlendirmede Mesut Özil'in tek başına sahayı terkederken arkadan bir resimini kullandı ve 'Kabalık' değerlendirmesinde bulundu. Haberin ayrıntısında, 'Alman takımı zaten ilk turda başarısız oldu. Yaşanan utanç için hızla bir suçlu bulundu ve Mesut Özil günah keçisi oldu. Ama keşke her şey bu kadar basit olsaydı' ifadeleri kullanılmış.

 

3 kişiden 1'i birisi göçmen

 

Die Zeit 2018 değerlendirmesinde Almanya'nın nüfusunun yüzde 23.6'sının göçmen olduğunun altı çiziliyor. Bunların başını da 14.4 ile Türkler çekiyor. 3.5 milyonluk başkent Berlin'de yüzde 29.4 oranında yabancı yaşıyor. Eski Doğu Almanya'da ise bu oran çok düşük. Doğu eyaletlerinin nüfusunun sadece yüzde 6 kadarı göçmen. Bunda ekonomik ve siyasi nedenleri kadar güvenli kaygısı ve korku öne çıkıyor. Öyle ki polisin çok güçlü olduğu Almanya'da, haklarında tutuklama kararı olan 467 aşırı sağcının izlerini kaybettirdikleri için tutuklanamaması gibi etkenler bu kaygıyı körüklüyor.

 

Berlin'de hakimler var

 

Ama eski Batı Almanya topraklarında, özellikle de Berlin'de hayat daha özgür yaşanıyor. En azından 'Berlin'de hakimler var'. Alman ata sözüne uygun bir kent ve sosyal yaşam mevcudiyetini şimdilik koruyor. Bunun bir örneği de Almanya'nın başkenti Berlin'de, başörtüsü taktığı gerekçesiyle çalışmasına izin verilmeyen öğretmene 1.5 maaş tutarında yaklaşık 6 bin euro tazminat ödenmesi mahkemece karara bağlanıyor. Bu konuda, bir üst mahkemeye itiraz olup olmayacağı da merakla bekleniyor.

 

Almanya sizlere minnettardır

 

İşte bu hesaplaşmanın yapıldığı günlerde Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Bellevue Sarayı'nda düzenlenen törenle, aralarında Türkiye kökenli Burak Yılmaz ve Gülaynur Kanaat Uzun'un da bulunduğu 28 kişiye liyakat nişanı taktı. 'Geleceğin geçmişe dair güçlü bir belleğe ihtiyacı var' sloganıyla dözenlenen törende konuşan Steinmeier, liyakat nişanına layık görülenlerin yürüttükleri toplumsal çalışmalarla Almanya'daki haksızlıklar ile diktatörlüğün, özgürlük ve demokrasi tarihinin unutulmamasına katkı sağladıklarını söyledi. Steinmeier, 'Sizler aydın bir vatanseverlik örneği sergilediniz. Almanya size minnettar' dedi. Gülaynur Kanaat Uzun kadın ve genç kızlar için 'Route 44' adını taşıyan kuruluştaki çalışmalarıyla, göçmenlerin ikinci vatanlarına aidiyetlerini güçlendirdiği için ödüle layık görüldü. Pedagok Burak Yılmaz da, 2012 yılından bu yana müslüman gençleri, yahudi soykırımı ve Duisburg'daki nasyonal sosyalizm dönemi hakkında bilinçlendirme çalışması yapıyor.

Berlin'den selam ve sevgiyle...