Amasya'da Mevlevilik...

 

İbik Baba'nın Amasya'da Babai Tekkesi'ndeki şeyhliği sıralarında, Mevlevi tarikatında da Veliyüddin Ahmed Dede meşhurdu. Amasya'da, Alaeddin Ali Pervane Bey, 1314 yılında ilk Mevlevihane'yi yaptırmış, böylece burada Seyyid Alparslan'ın temsilcisi olduğu Rıfai tarikatından sonra üçüncü olarak Mevlevi tarikatının ortaya çıkmış olduğu görülür.

Bir zamanlar Saraçhane Camii şerifinin doğu tarafında Alaca Yahya Bey Medresesi, batısında Hacı Mahmud Efendi Medresesi, ve ilerisinde de Mevlevihane'nin yer aldığını Amasya Tarihi'nden öğreniyoruz. 

Saraçhane Mahallesi'nin doğu tarafında bulunan Mevlevihane'nin içinde, hususi büyük bir oda yer alırdı. 

Burada eş-Şeyh Mehmed Arif Dede, Alaeddin Ali Dede, Osman Sakıb Dede, Arap Salih Dede, Ahmed Dede ve Mehmed Sıdkı Dede isimli zatların medfun oldukları, şer'iyye sicillerinden anlaşılmakta ise de, bunlar dışındaki zatların kimler oldukları belli değildir. 

Mevlevihane, Hükümet Köprüsü civarında Yeşilırmak sahilinde olup Amasya'da ikinci derecede tarihi bir yapı idi. 

Eski kayıtlarda "Mevlevihane-i Merhum Alaeddin der Amasya" ve "Mevlevihane-i Pervane der Amasya" şeklinde geçmekte, Şer'iyye sicillerinde ise, "Mevlevihane-ı merhum Alaeddin Pervane" diye kayıtlı olduğunu, Amasya Tarihi yazarından öğrenmekteyiz. 

1661 yılında kaybolan vakfiyesinin muhteviyatı, görenlerin sözlü ifadelerine başvurularak ortaya çıkarılmış ve böylece, yapının banisinin, Alaeddin Pervane Bey olduğu ve 1314'de vakıflarının tanzim ettirildiği anlaşılmıştır. 

Bu tarihte muhtemelen Ulu Arif Çelebi'nin de Amasya'da bulunduğunu ve kendisini ziyarete gelen Ahmedilerin şeyhi Küçük Seyyid Ahmed-i Kebir ile görüşmüş olduklarını Eflaki'nin eserinden anlıyoruz.

Mevlevilerin Amasya'da bulunmalarının, Mevlevihane'nin inşaından öncelere dayandığı şüphesizdir. 

Daha Sultan Veled zamanında halife olarak Muhammed Ali'nin Amasya'ya gönderilmiş olduğu biliniyor. 

Çünkü 1276'da eş-Şeyh Veliyüddin Ahmed Dede, 1284'te Alaeddin Ali Dede, ve 1300'de eş-Şeyh Celaleddin Mehmed Dede'nin Amasya'da Mevlevi şeyhi olarak bulundukları, Hüseyin Hüsameddin'e göre, elde edilen eski vesikalarda kaydedilmektedir. Pervane Bey'in Mevlevihaneyi yaptırdığı sıralarda, Mevlevi şeyhi eş-Şeyh Yusuf Dede'dir. 

Şadgeldi Paşa devrinde ise, Zileli Nusretzade eş-Şeyh Cemaleddin Ahmed Dede, bundan sonra da eş-Şeyh Mehmed Cui Dede, Mevlevihane şeyhi olmuşlardır. Muhtemelen Cemaleddin Ahmed Dede, 1387 yılında Kadı Burhaneddin'e yenilen Emir Ahmed ve Taceddin'in sulh ricacısı olarak gönderdiği kişidir. İlgi çekicidir ki, Cemaleddin Ahmed Dede'nin babası Şeyh Nusret'in, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde Hacı Bektaş Veli ile Horasan'dan gelmiş Hoca Ahmed Yesevi halifelerinden olduğu kaydedilmektedir.

Halk tarafından büyük itibar gören Mevlevi şeyhlerinden olan Şeyh Cui'nin hayatı hakkında pek fazla bilgi yoktur, ama ömrünün büyük bir bölümünü kendi köyünde geçirdiği bilinmektedir. Ölümünden sonra da köyüne "Şeyh Cui" adı verilmiştir.

Şeyh Cui Dede, Şadgeldi Paşa zamanında ve Osmanlı'nın ilk yıllarında Amasya'da büyük ün yapmıştır. 

Daha sonra buradan ayrılıp, 1414 yılında kendi köyünde bir Mevlevihane, bir tekke, mektep ve çeşme yaptırır. Köyün bütün arazilerini Mevlevihaneye vakfeder. Böylece çevresindekileri de köye çekmiş olur. Uzun süre bu köyde yaşar ve Amasya'ya inmez. Vefat ettiği zaman da köyünde toprağa verilir.

Şeyh Cui Dede, kendi köyünde Mevlevihane yaptırıp şehirden ayrılınca yerine eş-Şeyh Mecdüddin Küpeli Dede; bundan sonra 1436'da Müstencid Dede şeyh olmuşlardır. 

İbrahim Çelebi'nin oğlu eş-Şeyh Mehmed Arif Dede, durumu eski sadrazam Bayram Paşa'ya arzetmiştir. 

Bu yeni inşadan sonra, burada şeyh olanlar, sırasıyla şöyledir. 

Eş-Şeyh Mehmed Arif Dede, bunun damadı 

eş-Şeyh Mahmud Dede, bundan sonra eş-şeyh Abdulkadir Dede ve eş-Şeyh Alaeddin Dede. 1700'de Alaeddin Dede'nin vefatıyla İbrahim Çelebi tekkenin mütevellisi ve eş-Şeyh Bilal Efendi de şeyh olmuştur. 

Şeyh Mehmed Efendi'den sonra oğlu Cemaleddin Efendi'nin Amasya Mevlevihanesi'nin başına geçtiğini görürüz. 

1905-1909 yılları arasında Amasya Belediye Başkanlığı da yapan Cemaleddin Efendi Mustafa Kemal'i Havza'dan Amasya'ya davet eden heyette yer alır. 

12 Haziran'da karşılama heyetiyle organizeyi sağlayanlar arasındadır. Amasya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucularından olan Şeyhin Milli Mücadeleyi sonuna kadar desteklediği bilinir.

Yakup Şafak'ın "VELED ÇELEBİ'NİN MENAKIB'INA GÖRE 1912'DE FAAL OLAN MEVLEVÎHANELER VE ŞEYHLERİ" başlıklı yazısında yer alan listede Kara Şeyh Dede lakabıyla Ahmet Cemaleddin Efendi'nin adı geçer. 

1919 yılında Mustafa Kemal'in Havza'dan göndermiş olduğu bir tamimin halka bildirilmesi için yapılan toplantının gerçekleştirildiği yer olması sebebiyle Mevlevihane'nin varlığından son olarak haberdar oluruz.

Amasya Tarihi I.Cilt...