ÖNCELIKLE 3 Mayıs ‘Türkçüler Günü’müz kutlu olsun. 3 Mayıs, bayram değildir. 3 Mayıs olayları, II. Dünya Savaşı’nın seyri ile alakalıdır. Dönemin hükumetinin, Almanlara karşı üstünlük kuran, Ruslara, Türkçüleri siyasi rüşvet olarak feda etmesidir. 3 Mayıs, Türkün, ızdıraba, acıya, işkenceye, isyan sesidir. 3 Mayıs, Hüseyin Nihal Atsız, Sabahattin Ali davasının, 3 Mayıs 1944 tarihli duruşmasından sonra, duygu ve düşüncedeki Türkçülüğün, Ankara’da eyleme, harekete dönüştüğü gündür. 3-5 bin isimsiz gencin, Tophane Askeri hapishanesinde başlattığı, Nihal Atsız, Zeki Velidi Togan, Nejdet Sançar ve Reha Oğuz Türkkan başta olmak üzere 10 mahkum tarafından ilan edilen; Türkçülerin, Türkçülük günüdür.
Alparslan Türkeş ne dedi?
Ankara’dan dünyaya yayılan, bu günü, Başbuğ Alparslan Türkeş’in sözleri ile hatırlayalım, anlam kazandıralım: ‘Ülküsüz insan çamurdan farkı olmayan bir varlıktır. Türk töresi, Türk ülküsünün ayrılmaz parçasıdır. Fikir, iman, ülkü aşkı... İnsanları güçlü yapan bunlardır.’
Atatürk’ün ‘Türk’ tanımı
Anlamı büyük bu günde ‘Türk kimdir’ in cevabını Ulu Önder Atatürk’ten alalım: ‘Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin, yüksek tecellisine sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik, tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk, tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı. Onları tabiatın babasını, tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu, şimşek, yıldırım oldu, güneş oldu, Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır. Dünyayı aydınlatan güneştir.’
Türk birliği
Bazı güçlerin adını dahi anmaktan çekindiği, Türk Milliyetçiliği’ni, Ulu Önder Atatürk, şöyle tanımlar: ‘Ben her şeyden önce bir Türk Milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım tamdır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya, onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasılları, Türk birliğiyle açılacaktır. Dünya barışı bu fasıllar içinde yer bulacaktır. Türkün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacaktır.’
Türkçüler Günü
Atamızın sözleri ile devam edelim, Türkçülük Günü’nü özetlemeye: ‘Dünya yüzünde, Türk’ten daha büyük, ondan daha eski, ondan daha temiz bir millet yoktur ve bütün insanlık tarihinde görülmemiştir. Ortadoğu’dan dünyaya yayılan savaş milyonlarca insanın ölümüne neden oluyor. Emperyalistlerin bitmeyen sömürge iştahı, ülkemizi de ateş çemberi içine attı. Sınırlarımızı çevreleyen komşularımız, birbiri ile kanlı bıçaklı oldu. Meclis içinde ve dışında, Türkiye’yi bölme çabaları doruğa ulaştı. Türk kimliğini silme birlikteliğimizi bozma yarışı hız kazandı. ‘Ne mutlu Türküm’ diyene veciz sözü, siyasetçilerin oy ve de ırki ezilmişlik ihtirasları nedeniyle, siyasetin, karanlık koridorunun tozlu raflarına kaldırıldı.
Misak-ı Milli
Ulu Önder, bugünü görmüş, ‘Milli benliğini bulamayan milletler, başka milletlerin avı olacaklardır’ demişti. Ancak iç ve dış düşmanlara, şöyle bir uyarı yapmayı da ihmal etmemişti: ‘Türklerin yaşadıkları her yer Misak-ı Milli Hudutları içindedir.’
Türkçüler günümüzün özetini ve anlamını anlatmaya çalıştım. Bu güne bu günlerde daha da çok ihtiyacımız var. Bence bu anlamlı günü, yine ulu önderimizin veciz deyişi ile noktalayalım. ‘
‘Ne mutlu Türküm diyene.’