SEN git Beşiktaş'ın stadına, ilk yarıyı 3-0 mağlup bitirdiğin ezeli rakibinin kalesine ikinci yarıda üç gol bırakıp destan yaz. Sonra gel kendi sahana, İlk yarıyı 2-1 galip bitirdiğin ve üstelik de 10 kişi kalan Rizespor karşısında ikinci yarıda kalende gol gör. Sonra ecel terleri dök. Beraberlikten kurtulacağım diye çabala dur. Maçın sonunda gelen tartışmalı bir penaltı golüne sığın.
Bütün bu olanları anlatabilmek için aslında tek bir kelime yetebilir. Bu Fenerbahçe'nin ayarı yok. Evet yanlış duymadınız "ayarı yok". Her şey düzgün giderken, bir çuval inciri de berbat edebilir bu takımın oyuncuları, her şey tersine giderken ortalığı güllük gülistanlık da yapabilir aynı oyuncular. Çünkü ayarsızlar.
Fenerbahçe maça alışık kazalarından birisi ile yani kalesinde gördüğü golle başladı. Ama dün akşamki Fenerbahçe'nin sanki işi şansa bırakır tarafı hiç yoktu. Bir hafta öncesinden alışık olacak ki, yediği gol, Fenerbahçe takımını moral olarak da çökertmedi.
Rizespor karşısında, 3 dakikada yenen golden sonra baskıyı artıran bir Fenerbahçe izlemeye başladık. Bu baskının bir numaralı kahramanı Valbuena'ydı ve iki kanadı da kullandı. Hangi kanatta oynadıysa, Rizespor'un o tarafını felç etti. Orta sahada kurulan baskı ve Valbuena ile Hasan Ali'nin bindirmeleri Rizespor'u kısa sürede çaresiz bıraktı. Dikkat ederseniz bir diğer kanat oyuncusu Moses'tan bahsetmiyorum. Çünkü Zajc ile birlikte oyuna etkisi hemen hemen hiç olmadı.
Son 6 maçında 16 puan kazanarak inanılması zor bir rekor kıran Rizespor, Fenerbahçe karşısında kendi oyununu 10 kişi kaldığı ikinci yarıda oynadı. Boldrin diye bir oyuncu sahneye çıktı ve 10 kişi kalan takımını yavaş yavaş canlandırdı. İlk yarının kötüsü Aminu da ona biraz eşlik edince, Vedat Muriç ile birlikte Rizespor'un hücum hattı iyi aktive oldu. Bu hareketlilik kısa zamanda gol olarak meyvasını verdi. Sonrasında, Fenerbahçe telaş içine düştü. 80'inci dakikaya kadar 10 kişi kalmasına rağmen harika oynayan, pas yapan ve galibiyet golünü arayan bir Rizespor izledik. Hakemin yan hakemi ile izleyerek verdiği penaltı ile Fenerbahçe 85'de hayat buldu. Ancak kaleci Volkan'ın ceza alanı dışında elle kestiği gol vuruşunda kart görmemesini hala çözebilmiş değilim.