Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde milletvekili seçilen Türkiye İşçi Partisi milletvekili Gezi Parkı davası sanığı Can Atalay'ın tahliye ve hakkındaki yargılamanın durması isteminin reddedilmesi üzerine yapılan hak ihlali başvurusunu görüştü.
Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevindeki Türkiye İşçi Partisi Hatay Milletvekili Can Atalay'ın “seçilme hakkı” ve “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine karar verdi.
Kararda AYM’nin 9 üyesi ‘hak ihlali’ yönünde oy kullanırken 5 üye ret oyu kullandı. Bir üye de mazeretli olarak oylamaya katılmadı.
Atalay’ın avukatlarının önümüzdeki günlerde tahliyesi için başvuruda bulunması bekleniyor.
Adalet bakanlığı’ndan ilk açıklama
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AYM’nin Can Atalay hakkındaki kararıyla ilgili açıklama yaptı. Bakan Tunç; “Gerekçeli kararı gördükten sonra bir açıklama yapmak gerek. Anayasa Mahkemesi’nin bir hak ihlali kararı varsa, gerekçeli kararı bir okumamız lazım. Gerekçeli karar doğrultusunda elbette ki işlem yapılır” dedi.
Kılıçdaroğlu'nun Paylaşımı
Kararın ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da X hesabından bir paylaşımda bulundu.
Kılıçdaroğlu;“Anayasa Mahkemesinin, Hatay Milletvekili Can Atalay için verdiği hak ihlali kararı, ülkemizde kırıntısı kalan demokrasi ve yargı bağımsızlığı için hayati öneme sahiptir. İlk derece mahkemesi kanunların da emrettiği üzere, bu kararı derhal yerine getirmeli, ülkemiz bu utançtan kurtulmalıdır” ifadesinde bulunarak paylaşımını #CanAtalayMeclise etiketiyle noktaladı.
İstanbul Baro Başkanı'ndan değerlendirme
İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, AYM’nin kararını değerlendirdi.
Filiz Saraç, sosyal medya üzerinden paylaştığı değerlendirmesinde; “Can Atalay’ın seçilmiş bir milletvekili olarak yasama faaliyetlerine derhal katılmasının önündeki engellerin kaldırılmasının, T.C. Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile koruma altında olan seçme ve seçilme hakkı gereği olduğunu Baromuzun açıklamalarında dile getirdik. Anayasamızın “Yasama Dokunulmazlığı” başlıklı 83. maddesi 2. fıkrasına göre, “Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz'' ifadesinde bulundu.
Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, AİHM içtihatları doğrultusunda meslektaşımızın seçmenlerin iradesi doğrultusunda yasama görevini yerine getirmesi demokratik hukuk devletinin gereğidir.
Ne olmuştu?
Gezi davası tutuklusu Can Atalay TİP’ten Hatay milletvekili seçilmesinin ardından “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebi Yargıtay 3. Ceza Dairesince reddedilmişti.
Atalay’ın avukatları yargılamada durma kararı verilmesi ve tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 12 Ekim’de başvurunun görüşülmesini, bir üyenin dosyaya hazırlanamadığını belirtmesi üzerine ertelemişti.
Can Atalay, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Gezi eylemlerine ilişkin davada yargılanmış ve TCK’nin 312. maddesindeki “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçuna “yardım eden” sıfatıyla katıldığı gerekçesiyle 18 yıl hapse mahkum edilmişti.
Davanın diğer sanıkları olan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ağırlaştırılmış müebbet, Ayşe Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi de Atalay gibi “Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18’er yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin 8 sanık hakkındaki mahkumiyet kararını hukuka uygun bulmuştu.