Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 8. yılı nedeniyle bir açıklama yaptı.

Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:

"Küresel ve bölgesel merkezli, aynı zamanda kaotik mahiyetli sorun başlıkları gittikçe dallanıp budaklanmakta, özellikle milli huzur ve güvenliğimize çoklu tehditler saçmaktadır. Türkiye'nin ilerleyiş ve yükseliş azminden ürken, bu suretle ürpertici korku nöbetleri geçiren odaklar yeni arayışlar, farklı oyunlar peşindedir. Bu kapsamda terör örgütleri kanlı tetikçi, kiralık katil ve kirli taşeron olarak kullanılıp alenen belirlenmiş siyasi ve stratejik hedeflere karşı vahşice kışkırtılmaktadır.

Bilinmelidir ki, emperyalizmin hain ve haşhaşi maşaları kurulan şiddet ve dehşet sahnesinde ederi bir dolarlık rolleriyle zehir, zelil ve zilletin fail ve figüranları olarak ilelebet anılacaklardır. 15 Temmuz 2016'da Türkiye teslim alınmak istenmiştir. O tarihte Türk milleti, son iki asrın en vahim, işbirliği ve irtibat ağı en geniş saldırı ve suikast dalgasına maruz kalmıştır.

Havaların serinlemesiyle balık satışları arttı Havaların serinlemesiyle balık satışları arttı

Yıkım senaryosu, 'hizmet ve himmet' kisvesi altında saklanan vatan, millet ve din düşmanlarının refakatiyle devreye alınmıştır. 15 Temmuz Türk tarihinde bir milat olmakla birlikte devlet ve millet dayanışmasının gıpta edilecek zirve günü olarak da maşeri hafızaya kazınmıştır.

On yıllardır kuluçkaya yatan, sistemli biçimde her alana sızan, aşama aşama her yere sirayet eden; siyasi, sosyal, ekonomik, diplomatik, akademik, askeri, emniyet, bürokratik, medya alanlarında paralel bir örgütlenme çarkı kurmasıyla devlete adeta rakip bir yapı inşa eden FETÖ haçlı emellerinin ne ilk operasyon aracı, ne de sonuncusu olacaktır. Türk milleti var olduğu müddetçe, muhasım çevrelerle ve müstevli çemberdeki zalimlerle kaçınılmaz hesaplaşma, görüş açısının sıfıra indiği mukadder karşılaşma elbette devam edecektir.

Sekiz yıl önce Türkiye'nin son anda kurtulduğu, bundan mülhem kapatılan dipsiz uçurumun tekrar açılmaya ve kazılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Güney sınırlarımız boyunca terör devleti, bir başka ifadeyle sözde garnizon devleti veya ikinci İsrail kurma çabalarıyla eşzamanlı olarak FETÖ'nün belini doğrultmaya, nefes borusunu açmak için ilk yardım almaya, enerji ve motivasyon kaynaklarını çeşitlendirmeye başladığı da gayet berrak bir gerçektir.

FETÖ'nün yabancı ülkelere sığınan elebaşlarının sosyal medya anarşisinin ateşiyle fitne kazanını kaynatmalarının yanı sıra, Pensilvanyalı caninin iç işgal cephesinde konuşlanan gizil ve gizemli uzantılarının, hatta bu terör örgütünün şeref muhalifi telkin ve vaatlerine aldanarak kafese alınan bazı siyasi partilerin eşgüdüm ve elbirliği halinde Türkiye'nin tekrar 15 Temmuz öncesine taşınmasına hizmet ettikleri inkar edilemeyecek netliktedir. Dünün altılı masa partileri; bugünün uzaktan kumanda edilen, iradeleri rehin alınan partilerine tam manasıyla dümen kırmışlardır.

Bu kimliksiz siyasi zihniyetlerin ziyan ve zillet içinde olmaları şöyle dursun, kademe kademe gerçekleşen rota değişiklikleri esasen Türkiye'nin 15 Temmuz sonrası elde ettiği demokratik kazanımların rafa kaldırılmasına yönelik olup çok ciddi tehlikeler içermektedir.

15 Temmuz'un sekizinci yıldönümünde, FETÖ'nün devlet ve toplum hayatına son bir hamleyle nüfuz ederek, bununla birlikte uyuyan hücrelerini günbegün harekete geçirerek bir kumpas döngüsü yaratmak, iç barış ve huzur ortamını bozmak, güvensizlik aşılamak ve milli güvenliğimizde hasar oluşturmak amacıyla fırsat kolladığı, buna çanak tutanların daha görünür hale geldikleri anlaşılmaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, "Mürekkep Damlası Stratejisi"yle PKK/YPG'ye karşı sürekli operasyon evresine nasıl geçmişse, FETÖ'yü, FETÖ'nün iç ve dış uzantılarını yıldırıcı ve yok edici, bununla mündemiç proaktif nitelikli seri operasyonların bir an evvel icra ve ifa edilmesi beka düzeyinde mecburiyettir.

Çünkü PKK neyse FETÖ aynısıdır. Türkiye Cumhuriyeti hem PKK'yla hem de FETÖ'yle kıran kırana mücadele edip silindir gibi ezip geçmeye muktedirdir.

Yeni yüzyılda ne PKK'nın ne de FETÖ'nün ayakta kalma şansı yoktur.

Türk tarihinde çok nadir görülen dehşet vakalarından birisi olan mahut kanlı ve meşum gecede FETÖ'nün hain saldırısı nasıl boşa çıkarıldıysa, Türkiye'yi bölme ve ele geçirme arzuları da aynı şekilde berhava edilecektir. Bugünlerde 15 Temmuz'un intikamını almak amacıyla faaliyete geçen örgütlü ve organize casus şebekesine, kripto damarına, gizli saklı hesap yapan işbirlikçilerine cesaretle ve dirayetle karşı koyulacak, ezcümle nihai hesaplaşma kaçınılmaz olacaktır.

Etrafımızı saran, sinir uçlarımıza basan, tahrik ve karalama kampanyalarına hız katan, yalan ve iftiralarını seriye bağlayan alçaklar koalisyonuna en küçük merhamet ve müsamahamız olmayacaktır.

Terör örgütlerine acımak mazlum ve masumlara en büyük haksızlıktır. Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu gölgelemek, Cumhuriyet'in yeni yüzyılını sekteye uğratmak beyhude bir heves olduğu gibi, böylesi bir hataya tevessül edenler kuşkusuz pişman edilecektir. Cumhur İttifakı FETÖ ve PKK başta olmak üzere her türlü terör örgütüyle amansız mücadelesini sürdürecektir. Bilhassa FETÖ'nün iç ve dış uzantılarının son günlerde biteviye yaydıkları fitne ve dedikodu salgının kökü Türk yargısının huzurunda ve şaşmaz adalet teraziyle kazınıp atılacaktır.

Hak, haysiyet ve hukuk inkârcısı devşirilmiş istismarcıların esasen insan içine çıkacak yüzleri kalmayacaktır. 15 Temmuz'da yarım kalan hayallerini yeniden uygulamaya niyetlenenleri Türk milleti çok daha güçlü şekilde tepeleyecek, ülkemize ve milletimize yapılan çok boyutlu ve hain saldırılar Allah'ın izni ve inayetiyle ademe mahkum edilecektir. 15 Temmuz şehitlerimize ve bilcümle aziz şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyor, gazilerimize uzun ve sağlıklı ömürler diliyorum. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle Türkiye aleyhine karanlık senaryo hazırlığı içinde olanlara sadece felaket günlerinde Türk milletinin hangi fedakârlıkları göze alacağını titizlikle idrak etmelerini ikazen tavsiye ediyorum.

Rüzgâr eken mihrakların fırtına biçmek durumunda kalacağını yalnızca Türk tarihine bakarak görmek, bundan ders ve ibret almak menfur ve melun emel sahiplerinin hayrına olacağını muhataplarına ilanen duyuruyorum."

Editör: Gürel Yurttaş