BAYEZİD-İ BESTAMİ'NİN TEVAZUU HAKKINDA

Bir bayram sabahı Bayezidi Bestami hama gitmiş, yıkanmış, çıkmış.

Sokakta giderken bir evden Beyazidi Bestaminin başına bir leğen dolusu kül dökülmüş.

Daha yeni hamamdan çıkmış o mübarek zatın üstü başı, saçı, sarığı küle bulanmış.

Fakat Bastami hazretleri elini yüzüne sürerek Allah'a şükretmiş, ve kendi kendine şöyle demiş: '' Ey nefis! Ben ateşe layığım. Kül döküldü diye hiç kızar mıyım?'' İşte büyük adamlar böyledir ve büyüklük budur. Onlar kendilerini görmez kendilerine bakmazlar. Kendini giren kendine bakan Hak Tealayı  göremez....

Büyüklük mağrur olmak, kendini bir şey sanmak yüksekten atıp tutmak değildir. Kuru lafla büyüklük olmaz. Tevazu, senin dereceni yükseltir.

Kibir ise seni yerden yere vurur. Ekşi suratlı, inatçı ve mağrur kimse boynu üstüne düşer. Yücelik istersen başını dik tutma. Şeyh Sadi Şirazi)

GURURUN AKIBETİ, TEVAZUNUN BEREKETİ

Dünya mağduru olan kimsede dindarlık arama. Kendini gören Allahı göremez. Yücelik istersen, alçakların yaptığı gibi, kimseye hakaret gözüyle bakma.

Akıllı insan, büyüklüğün kibirle elde edileceğini hatırından bile geçirmez. Eğer halk senin huyunu beğenmiyorsa, bundan daha büyük ve daha yüksek  bir rütbe ve derece olmaz.

İnsaf et! Birisi gelip sana kibirlilik taslarsa sen onu büyük görebilir misin? 

Yüksek bir payeye eriştiğin zaman akıllı isen düşkünlere gülme. Çünkü nice nice makam sahiplerinin düştüğü ve o hakir gördüğün düşkünlerin, onların yerine geçtiği çok görülmüştür.

Biri Kabenin halkasını tutar, başka biri de meyhaneye gidip sarhoş olur.

Şayet Cenabı Hak o sarhoşu doğru yola sevk ederse  kim mani olur? Ve yine o büyük Allah makam sahibini kovup yerinden atarsa onu yine eski mevkiine kim getirebilir? Kimse!.

Ne makam sahibi ameline güvenmelidir ve ne de o sarhoş tövbe kapısından ümidini kesmelidir.