TÜRKİYE turizminin, 4 saatlik uçuş mesafesinde yönelebileceği 2 milyarın üzerinde bir nüfus var. Bu potansiyel, turizmin yanında, başta THY olmak üzere ülkemizin tüm havayolu şirketleri için büyük fırsatlar sunuyor. Seyahat acentalarının böylesi büyük bir pazardan getirdiği turist, havayolu şirketleri için müşteriye dönüşürken, havayollarının uçtuğu destinasyonlar da turizmciler için pazar haline dönüşüyor. Birbirini tamamlayan, hatta birlikte yol alan bu iki aktörün, iki ana unsurunun arasında son yıllarda bir kırılma yaşanıyor.

Bilet acentaları endişeli

Bilet acentaları ile THY arasındaki bağlar her geçen yıl zayıflıyor. THY’nin kendilerini rakip görmeye başladığını söyleyen seyahat acentaları, endişeli ve tepkili Çünkü başta THY olmak üzere, havayolu şirketleri online kanallarda, seyahat acentalarından daha ucuza bilet satıyor. Kampanya ve promosyonlar şeklinde devam eden bu satışlar, haliyle acentaların müşteri karşısındaki itibarı ve güvenilirliğinde kayıplar yaşanmasına neden oluyor.

6 bin acenta bilet satıyor

Türkiye’de mevcut 11 bin seyahat acentasından 6 bin kadarı geçimini başta THY biletleri olmak üzere, uçak bileti satarak sürdürüyor. Bu faaliyeti yürütürken de ortalama 5 personelle ciddi bir istihdam yaratıyorlar.

Bilet acentasının önemi

Bu noktada sektörü bilenler ve havayolu cephesinden bakanlar, “Turisti Anadolu’da bilet satan o küçük acentalar getirmiyor ki” diyebilir. Evet, düz bakıldığında haklılar da… Fakat o küçük acentanın havayolu bileti satmanın yanında, büyük tur operatörlerinin mevcut bölgesel tedarikçisi veya iç pazardaki satış kanalı olduğunu unutmamak lazım. Turizmin kılcal damarları olarak kabul edilen acentalarda bilet gelirlerinden dolayı yaşanacak zayıflama, önünde sonunda gelip Türk turizminde bir dolaşım sorununa neden olacaktır.

THY derin bakmalı

THY yönetiminin pazar koşullarında rekabet yaparken, bir yandan da Van’daki bilet acentasının turizm ve dolaylı olarak havacılık sektörü açısından önemini gözden kaçırmaması lazım. Sektörü daha derin analiz etmesi ve gereğini yapmasının “bayrak taşıyıcılığın” sorumluluğu dahilinde olduğunu düşünüyorum.