BERGAMA TÜNELLERİNDE TANRININ SESİNDEN,BİLİNÇSİZ ANTİBİYOTİĞE

Antik bir bilgidir,

Hepimiz biliriz

Bergama tünellerini.

Bergama"da yapılan kazılarda,

İki yüz üç yüz metre uzanan tüneller bulunmuş.

Yerin 3-5 metre altındaki bu tünellerin

 Her yüz metresinde yüzeye açılan bir KAPAK varmış.

Bu tüneller o zamanlar hastaların tedavisinde kullanılıyormuş!

Hasta olan kişi tünellerde akan,

Şıkır şıkır yer altı suyunun yanına oturtuluyor,

Ve hastanın yerleştirildiği yerin üzerinde de yüzeye açılan,

O kapaklar varmış.

Arada sırada, hastaları tedavi eden OTACILAR,

Yani zaman ki doktorlar o kapakların başına gelip;

"Çok yakında iyi olacaksın,

Bir şeyin kalmayacak.

Sağlığına kavuşacaksın" dermiş.

Tünelde karanlık ve de akan su ile birlikte olan,

Etrafını görmeyen hastalar,

Bir süre bu sesin TANRININ sesi olduğuna inanır duruma geliyormuş.

Böylece psikolojik olarak iyileşme sürecine girermiş.

Bu yöntemin ne kadar etkili olduğu,

Hastaları ne kadar iyileştirdiği tartışma konusu olabilir,

Ancak bir gerçek, hastanın işinin Allah"a kaldığıdır.

Aynı bizim şimdiki sağlık sürecide olduğu gibi.

Bunlardan sadece bir tanesine değinmek istiyorum.

Şu antibiyotiklere.

Hepimizin malumu antibiyotikler son 30 yılda vatandaşlarımızca,

Peynir ekmek gibi,

Çekirdek gibi kullanıldı.

Hasta bilinçsiz şekilde rastgele antibiyotik kullanıldı.

Bu konuda haksız çıkarımlar bile oldu.

Devlet bunun önüne geçmek,

Antibiyotiklerin bu yanlış kullanımdan doğan hastalık iyileştirme etkisini bile azaltan,

Hatta ileriki yıllarda etkisinin olmayacağını öngören tehlikeyi görerek,

Bu ilaçların doktorlarca yazılmasına kısıtlama getirdi.

Hal böyle olunca doktorlar artık antibiyotiği öyle olur olmaz hastalığa yazamıyorlar.

Bu konuda devletin denetimi var.

Bu durum özellikle sözleşmeli doktor olan aile hekimleri arasında biraz daha endişe aracı oldu.

Çünkü denetimde ufak bir gribe bile antibiyotik kullandırılması doğacak bir şikâyet hemen 

Soruşturmalara yansıyabiliyordu.

Bu sebeple aile hekimleri ihtiyacı olan hastalara bile artık antibiyotik yazmama yönünü gidiyorlar

Hastaları devlet hastanelerindeki uzman doktorlarca yönlendiriyorlar.

Ama bu da beraberinde bazı sorunları getiriyor.

Düşünün kadın hasta bebeği ile aile hekiminin karşısına gelmiş.

Bebek belli ki hasta öksürüyor.

İltihabın göğsüne inmemesi gerekiyor.

Yani o mikrobu öldürecek bir ilaca ihtiyaç var.

Doktor bu halde bile bebeğe antibiyotik yazmaya çekiniyor.

Kotalarını doldurmak istemiyor. Ve hastayı gönderiyor.

Dolayısıyla hasta üç gün sonra geri geliyor ve çocuğun durumu daha kötüleşmiş, hastalık ta ilerlemiş oluyor.

Yani tedavi aksamış, çocuk sağlığından olmuş ve de daha da uzun bir tedavi sürecine, yeni masrafa ihtiyaç duyar olmuştur.

Tabii bu hem para hem sağlıkta sakınca hem de doktorlara güvenin azalması demektir.

Bir de bu antibiyotiği yazacak her köyde umezrada veya kasabada uzman doktor yok.

Bakanlık çıkardığı kanunlarla, kararnamelerle, aile hekimliği ve de,

İlaç kullanımını zabtı rapt altına aldı.

Güzel işler yaptı.

Bunlar tamam.

Ancak doktorlarımızın elinin çok da bağlamamak gerek.

Çünkü sonra işimiz Bergama tünellerinde yukarıdan gelen sese,

Tanrının sesine yani Tanrı"ya kalır.