Bir Neslin Öncüleri

 

YAZAR Mahmut Çetin tarafından kaleme alınan “Bir Neslin Öncüleri” kitabı biyografi. net yayınları tarafından neşredildi. Biyografik eserlerle gündeme gelen Mahmut Çetin daha önce yazdığı kitaplar içinde Boğaz’daki Aşiret kitabı öne çıktı. Boğaz’daki Aşiret, sosyolojik bir terim haline geldi.

Çetin, 2000 yılında www. biyografi.net internet sitesinin yayınını başlattı. Nilüfer Edebiyat, Yeni Hafta, Kültür Dünyası, Tarih ve Düşünce, Platform, Yarın, Türk Yurdu ve Biyografi Analiz dergilerinde yazdı. 1995 yılında Beyan ve 2003 yılında Biyografi Analiz dergilerini çıkardı. Dersaadet Sözlüğü kitabını yazdı.

Biyografi Kitabı ile İLESAM 2011 Yılı Biyografi Ödülü’nü kazandı. Bir Neslin Öncüleri kitabında 29 önemli şahsiyetin biyografisi adeta analiz ediliyor. Diyanet İşleri eski Başkanı Dr.Tayyar Altıkulçak’tan Prof.Dr.Hayrettin Karaman’a, Prof. Dr.Halis Ayhan’dan Prof.Dr.Bekir Topaloğlu’a ve Prof.Dr.Saim Yeprem’e kadar mühim şahsiyetler yer alıyor.

Aksakallılar!

Yazar Mahmut Çetin “Bir Neslin Öncüleri” kitabını yazmadaki gayesini şöyle açıklıyor: “İmam Hatip Okulları’nın ilk dönem mezunları üzerinde araştırmalarım, Ankara’da Aksakallılar Sohbet Toplantıları sırasında başladı. (Aksakallılar’ kavramı, Türk Cumhuriyetleri’nde seçkinler için kullanılan bir tabirdir). Diyanet İşleri Eski Başkan Yardımcılarından Niyazi Baloğlu ve arkadaşları tarafından organize edilen bu toplantılarda ‘Din-Devlet İlişkileri’ bağlamında bildiğimi sandığım birçok bilginin yanlış olduğunu gördüm. Kişilerin hayatlarıyla ilgili ayrıntıları, değişik kaynaklardan derlemeye çalıştım. İkili üçlü soruşturmalarımla Diyanet Bürokrasisi’nde görev alan hayatlarıyla ilgili hatırat, röportaj, belge, kupür ve fotoğraflara ulaştım. Bu veriler sözlü bilginin daha nesnel hale gelmesini sağladı. Verilere ulaşmamda Niyazi Baloğlu, Şükrü Öztürk, Süreyya Balkış ve Ömer Kara yardımcı oldular” diyor.

Sağlıklı dini anlatım!

Türkiye Cumhuriyeti, Diyanet İşleri Başkanlığı yapısı altında İslam dininin sağlıklı bir anlatım ve yorumunu uygulama başarısını gösterdiğine dikkat çeken yazar Çetin, “Muhtelif zamanlarda düzenlenen Avrasya İslam Şuraları, kültürel ve sosyal hizmet amacı güden Türkiye Diyanet Vakfı, İslam Ansiklopedisi ve İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) gibi hizmetler bu bakış açısının pratiklerini göstermiştir. Mevcut verilerden hareketle kişilerin portresini oluştururken araştırmamızın birinci safhasının İmam Hatip Okulları, ikinci aşamasının ise Diyanet, Yüksek İslam Enstitüleri ve İlahiyat Fakülteleri’yle ilgili olduğu görülmektedir. Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutacak bir çok yeni bilgiyi tanıklarının ağzından duyacağız. Bu neslin gelişmesine maddi-manevi katkıda bulunan isimsiz kahramanları saygıyla anıyoruz” diyor. İnsanımıza dini hizmetler aslına uygun bir şekilde götürülürse gizemli ve radikal akımların bu alanı doldurması engellenmiş olur. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı, aşırılıkların önünü keserek, Türkiye, Türk Dünyası ve Avrupa’da büyük bir rol model boşluğunu gidermiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı, politika, cemaat ve gruplara angaje olmadan çalışmalıdır.

CHP’li Hatipoğlu

İmam Hatip Okulları ve Yüksek İslam Enstitüleri’nin kuruluşunda Adnan Menderes, Tevfik İleri ve Celaleddin Ökten’in, gelişmesinde de CHP’li Milli Eğitim Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu gibi politikacıların olumlu katkıları olmuştur. Gazeteciler, dönemin Milli Eğitim Bakanı Şevket Raşit Hatipoğlu’na sorarlar: -İmam Hatip Okulları’ndan ne bekliyorsunuz? Hatipoğlu: -Maddi hayatımızın hırsızları olduğu gibi manevi hayatımızın da hırsızları vardır. Maddi hayatımızın hırsızları evimize girer altınımızı, paramızı, malımızı çalar ama maneviyatımızın hırsızları manevi değerlerimizi çalar, onları yok eder. Ben İmam Hatip Okulu mezunlarından manevi hayatımızın bekçilerinin yetişeceğine inanıyorum.

Çatışmazlık formülü!

Başarının sırrı oluşan kadro anlayışında gizli olduğunun altını çizen yazar Mahmut Çetin’ böylesine önemli biyografik eseri yazdığı için tebrik ediyor ve yaptığı tespitlerle baş başa bırakıyorum: “Soğukkanlı duayen Tayyar Altıkulaç ve arkadaşlarının akılcı yönetimiyle Diyanet, ‘kurumsallaşma’ sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlar ve dönüşüm kuşağını gerçekleştirir. Bu kuşağın prensibi ise;’çatışmasızlık formülü’dür. ‘Çatışmasızlık formülü, halkı kucaklayıcı ve geleceğe dair sağlam bir perspektif olmuştur. Bu kuşak, bir takım grup ve cemaatlerin peşinden gitmemiş, hiçbir dini ve siyasi eğilime uydu olmadan kadro olarak, lokomotif işlevini üstlenmişlerdir.”