Milliyetçi Hekimlerin iftarındayız.
Aman karıştırılmasın!
Terör destekçisi, emperyalist maşası, adının başındaki,
TÜRK kelimesi kendine hiç yakışmayan,
Mehmetçiğimizi kimyasal silah yalanı ile dünyaya jurnalleyen,
Terörle mücadelemizde PKK yanında saf tutan,
Başkanları Şebnem Fincancı bu hainliği yüzünden tutuklanan,
Türk Tabipler Birliğinin değil.
Milliyetçi Hekimlerin iftarı.
İftar salonu Türk Hekimleri ile hınca hınç dolu.
Doktor adayı tıp öğrencileri bile gelmiş.
Bu salondakilerin nefesi, bozkurt kokuyor,
Kürşat kokuyor, vatan kokuyor, bayrak kokuyor,
TÜRK kokuyor.
O hekimler ki!
Devlete, millete, vatana, bayrağa kendini adamış gönüldaşlardır.
O hekimler ki!
Rahmetli büyük önder ATATÜRK’ÜN:
“Beni Türk Hekimlerine teslim edin” dediği hekimlerdir.
Hekim müsveddesi Şebnem Fincancı ve şürekâsı,
Her etkinlikte toplantıda,
Türk devletini, Mehmetçiğini, terörle mücadelesini,
PKK ve HDP ile birlikte baltalamaya çalışırken,
Milliyetçi Hekimler ise milli bir duruş sergiliyorlar.
Onlar milli mücadelenin ilk ateşini yakanlardır.
O savaşta mezun veremeyip cephede şehit düşenlerdir.
Onları vatan mücadelesinin her yerinde görebilirsiniz.
Asrın milli felaketi son deprem olduğunun gecesinde,
Onlarcasını havaalanında depremzedelere yardım için,
Yola çıktıklarında.
Kar, kış, soğuk demeden o zavallı felaketzedelerin ilk yardımına koşanlar onlardı.
Karabağ savaşı başladığında ön cephede yine onlar vardı.
ABD, HDP, PKK etiketli kurtarılmış bölge amaçlı hendek savaşında,
Yaralanan Mehmetçiklerimizi tedavi etmek için,
Hastaneleri dolduran yine onlardı.
Oğuz Türk kardeşlerinin Azerbaycan Türklerinin
Haklı davası KARABAĞ savaşında yine yardımına ilk koşan onlardı.
Teröristlere ve de emperyalistlere karşı verilen mücadelede,
Afrin,Cerablus ta da onlar vardı.
Bunları niçin yapıyorlardı?
Çünkü vatan sevdalısıydılar, TÜRK gibi davranıyorlardı.
Atatürk’ün bize emaneti bu vatanın anlamanı,
Sözde medeni batılılardan,
Sömürücü ABD’den nasıl kanla geri alındığını onlar çok iyi biliyordu.
İşte böyle bir iftar ortamında.
İnsan hakikaten kendini huzurlu hissediyor.
Burada yerel özerklik konuşulmuyor.
Burada HDP ile PKK ile işbirliği yok.
Burada kanlı terör örgütüne asrın katili Abdullah Öcalan’a özgürlük vaadi yok.
Burada sadece ve sadece TÜRK’E yakışan milli bir duruş var.
Adının başındaki Milliyetçi Hekimlere yakışır biçimde.
Ve bu iftar yemeğinde çok güzel bir şey de yaşadık.
Türk Kızı minik Neslihan bizim tüylerimizi diken diken etti.
Gözlerimizi yaşarttı.
Kendine oyuncak almak için kumbarasındaki paralarını,
Depremi duyar duymaz boşaltıp babasına;
“Baba bunları depremdeki kardeşlerime gönder,
Onların benden daha çok ihtiyacı var” diyerek,
Vatan sevdalısı bir doktor babanın evladı olduğunu göstermesi.
Bitmedi minik Neslihan iftar yemeğinde kürsüye çıkıp,
Kendi yazdığı KURT VE BOZKURT şiirini hançerisi yırtılırcasına
Büyük bir coşku ile okudu.
Salon inledi...
Bozkurt, Asena Neslihan diye.
Ve son söz Teşekkürler Milliyetçi Hekimlerin Başkanı.
Uzman Dr. Semih Uşaklıoğlu’na,
Teşekkürler Prof. Orhan Gedikli,
Prof Baki Kumbasar, Prof Erşan Aygün’e,Prof Dr Hidayet Akdemir Hocalarımıza.
Ve genel sekreter Uzm. Dr Yavuzhan Baş’a.
Böylesine güzel bir iftar yemeğini her yıl insanları bir araya getirip düzenledikleri için.
Teşekkürler Milliyetçi Hekimler Derneğine.
Her yıl onlarca ihtiyaç sahibi TIP öğrencisine burs verdikleri için.
Ve de teşekkürler Milliyetçi Hekimler Birliğine,
Her milli davada MİLLİ bir duruş sergiledikleri için.