İspanya, Portekiz ve İtalya başta olmak üzere Güney Avrupa’nın gözde tatil bölgelerinde anti-turizm hareketleri hız kesmeden büyüyor. İspanya’da bu yaz, tatilcileri tedirgin edecek ciddi eylemler planlanıyor. Yerel aktivist gruplar, kitle turizminin yol açtığı sorunları gerekçe göstererek protesto dalgasını daha da genişletme kararı aldı. Özellikle İbiza ve Kanarya Adaları, turizm karşıtı hareketlerin hedefinde.
Anti-turizm aktivistleri, doğal güzellikleri kapatarak ve kiralık araçları ateşe vererek turizm karşıtı kampanyalarını sertleştirdi. Aktivistler, önümüzdeki ay Barselona’da uluslararası bir zirve düzenleyerek yeni protesto taktiklerini belirlemeye hazırlanıyor. Peki, bu gelişmeler Avrupa’nın turizm cennetlerini nasıl etkileyecek? Bu hareketler, turizm ekonomisine nasıl bir darbe vurabilir?
İbiza’da Erişim Kısıtlamaları: Es Vedra Artık Kapalı
Kitle turizmine karşı artan tepkilerin bir simgesi haline gelen İbiza, geçtiğimiz ay dikkat çekici bir protestoya sahne oldu. Dünyaca ünlü Es Vedra manzara noktası, ziyaretçilere kapatıldı. Her gün binlerce kişinin, Akdeniz’in eşsiz gün batımını izlemek için toplandığı bu alan, artık girişe kapalı durumda.
Arazinin sahipleri, artan ziyaretçi yoğunluğundan ve çevreye verilen zarardan dolayı sınırlarını kapatma kararı aldıklarını açıkladı. Bölgeye asılan "Özel Mülk. Erişim Kısıtlı." tabelası, ziyaretçileri geri çevirdi. Bu karar, yerel halkın kitle turizmine karşı sabrının taşmakta olduğunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Tenerife’de Şiddet Tırmanıyor: Kiralık Araçlar Ateşe Verildi
İbiza’daki erişim kısıtlamaları, Tenerife’de yaşanan olayların gölgesinde kaldı. Geçtiğimiz hafta, İngiliz tatilcilerin sıkça tercih ettiği Costa Adeje bölgesinde anti-turizm eylemcileri kiralık araçları hedef aldı. İnternete düşen görüntülerde, maskeli protestocuların yaklaşık 20 kiralık aracı yanıcı sıvıyla ıslatarak ateşe verdiği görüldü.
Bu tür eylemler, yerel halk arasında güvenlik endişelerini artırırken, tatilcilerde de ciddi bir korku yarattı. Geçtiğimiz yıl, turistlere yönelik benzer saldırılar düzenleyen göstericiler, artan kiralar ve geçim krizinden yabancı ziyaretçileri sorumlu tutmuştu. Hatta bazı gruplar, havaalanlarını bloke etmekle tehdit ederek turizmi tamamen durdurmayı amaçladıklarını açıklamıştı.
Barselona’da Uluslararası Zirve: Güney Avrupa’daki Aktivist Ağları Güçleniyor
Anti-turizm hareketi, sadece İspanya ile sınırlı kalmıyor. Portekiz, İtalya ve Fransa’daki birçok aktivist grup, Barselona’da düzenlenecek uluslararası zirvede buluşacak. Zirveye, en az 15 farklı örgütün katılması bekleniyor. Amaç, “turistlere karşı Güney Avrupa toprakları ağını güçlendirmek” ve eylemleri eşgüdümlü hale getirmek.
Özellikle "Turizm Küçülmesi için Mahalle Meclisi", kitle turizmine karşı ortak stratejiler geliştirme çağrısında bulundu. Geçtiğimiz yaz, İspanya genelinde düzenlenen büyük gösterilerde binlerce kişi sokaklara dökülerek kitlesel turizmi protesto etmişti. Bu yaz ise eylemlerin daha da radikalleşeceği öngörülüyor.
Kanarya Adaları’nda Tehlikeli Sinyaller
Ocak ayında Tenerife’de bir evin duvarına sprey boya ile yazılmış “Bir turisti öldür” sloganı, anti-turizm hareketinin tehlikeli bir boyuta ulaştığını gözler önüne serdi. Yerel halktan bazıları, turist akınının kendilerini evsiz bıraktığını ve doğal çevreyi tahrip ettiğini belirtiyor.
LBC’ye konuşan bir ada sakini, “Durum her geçen gün kötüleşiyor. Çok sayıda turist ve onları takip eden yeni yerleşimciler nedeniyle adalarda barınacak yer kalmadı,” ifadelerini kullandı. Ancak aynı kişi, artan şiddet olaylarının endişe verici olduğunu ve adalarda huzurun kaybolduğunu dile getirdi.
Troya Plajı’nda Gösteri: “Kanarya Adaları Satılık Değil!”
Geçtiğimiz Ekim ayında Tenerife’nin ünlü Troya plajında yüzlerce gösterici, turistlere karşı yürüyüş düzenledi. Pankartlar ve sloganlar eşliğinde ilerleyen protestocular, plajda güneşlenen tatilcileri şaşkına çevirdi. “Daha çok turist, daha çok sefalet” ve “Kanarya Adaları satılık değil” yazılı pankartlar dikkat çekti.
Göstericiler, Las Americas bölgesinde yürüyüş yaparken davullar çalıp düdükler öttürdü. Eylemciler, adaların kimliğinin kaybolduğunu ve kültürel değerlerin yok edildiğini savunuyor. Peki, sizce kitle turizmine karşı bu sert tepkiler haklı mı? Yoksa bu tür radikal eylemler daha fazla zarar mı veriyor?