Sanat dünyasının en merak edilen eserlerinden biri olan Caravaggio’nun "Maffeo Barberini" portresi, ilk kez Roma’daki Palazzo Barberini Müzesi'nde sanatseverlerle buluşuyor. Özel bir koleksiyonda tam 60 yıl boyunca saklı kalan bu başyapıt, sanat tarihi için önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor.
Caravaggio’nun az sayıdaki portre eserlerinden biri olan "Maffeo Barberini", Floransa’da özel bir koleksiyonda saklanıyordu. Bu portre, 1623 yılında Papa VIII. Urbanus unvanını alan Maffeo Barberini’nin Vatikan’daki yükseliş dönemini tasvir ediyor. Ancak eser, bugüne kadar hiçbir sergide yer almadığı gibi, sanat akademisyenlerinin de erişimine sunulmamıştı.
İtalya Ulusal Antik Sanat Galerileri Müdürü Thomas Clement Salomon, eseri halka açma fikrini göreve geldiği Ocak 2025’te gündeme getirmişti. Büyük zorluklarla yürütülen 10 aylık ikna sürecinin ardından portre, 23 Şubat 2025 tarihine kadar sergilenmek üzere Palazzo Barberini’ye getirildi. Salomon, tabloyu yalnızca sergilemekle yetinmeyip, kalıcı olarak müzeye kazandırmayı hedeflediklerini belirtti.
Serginin küratörlerinden Paola Nicita, tabloyu "sadece birkaç uzmanın görebildiği bir arzu nesnesi" olarak tanımlarken, şimdi herkesin erişimine açık olmasının sanat dünyasında yeni bir araştırma dalgası başlatacağını vurguladı.
Caravaggio uzmanı Tomaso Montanari, eserin Caravaggio’ya ait olduğuna dair bir karşıt görüş bulunmadığını belirtti. Ancak tablo ilk kez özel koleksiyonda tespit edildiğinde, orijinalliğini destekleyen herhangi bir belgeye rastlanmamıştı. Uzmanlar, eserin 1930’larda Barberini ailesinin koleksiyonundan miras yoluyla ayrıldığını düşünüyor.
Caravaggio eserleri üzerine kapsamlı çalışmalarıyla tanınan Rossella Vodret, tabloyu geçtiğimiz hafta ilk kez gördüğünde "Bu, şimdiye kadar görme fırsatı bulamadığım tek Caravaggio eseriydi, " ifadelerini kullandı. Kültür bakanlığı yetkilileri, eserin müzeye kalıcı olarak kazandırılması için çalışmalara başlayabileceklerini duyurdu.
Thomas Clement Salomon ise şunları söyledi:
“Tabloyu sergilemek ilk hayalimizdi ve bunu başardık. Şimdi bir sonraki hayalimiz tabloyu müzeye kazandırmak. Zor bir hedef, ancak imkansız değil.”
