Cemaleddin İshak Karamani...

Cemaleddin İshak Karamani, Halveti şeyhi, 

alim ve hattat. 

Muhtemelen IX. XV. yüzyılın ilk yarısında doğdu. Osmanlılar'ın ilk devrinde yetişen alimlerden Cemaleddin Aksarayi'ye nisbetle Cemali veya Cemalizadeler diye bilinen aileye mensup olup Cemal Halife diye şöhret bulmuştur. 

Hakkındaki bilgiler bazı kaynaklarda, aynı aileden Çelebi Halife diye meşhur Cemal-i Halveti'ye ait bilgilerle karıştırılmıştır. 

İbrahim Hakkı Konyalı, kaynak göstermeden onun Aksaray'da Cemaleddin Aksarayi Medresesi'nde başladığı tahsilini Konya'da sürdürdüğünü kaydeder (Niğde Aksaray Tarihi). 

Hanizade Seyyid İbrahim'in belirttiğine göre Buhara'ya gidip Muhammed Kerrari'nin ilim halkasına katıldı (Şerh-i Kaside-i Muhrika). 

Daha sonra İstanbul'da Kadızade Mevla Kasım'dan ders aldı ve Muslihuddin Kastallani'ye danişmend oldu. 

Bu iki alim, 1470'te Sahn-ı Seman'ın açılışının ardından müderris olarak İstanbul'a tayin edildiğine göre Cemaleddin İshak muhtemelen bu tarihten sonra İstanbul'a geldi. 

Şeyh Hamdullah'tan hat meşkeden ve Yakut 

el-Müsta'sımi üslubu nesihte usta hattatlar arasına giren Cemaleddin İshak hat derslerini Amasya'da almış olmalıdır. 

Çünkü Şeyh Hamdullah'ın Yakut üslubunu İstanbul'a gitmeden önce Amasya'da iken sürdürdüğü bilinmektedir. 

Bu sahada şöhreti saraya ulaşınca Fatih Sultan Mehmed kendisine İbnü'l-Hacib'in el-Kafiye adlı kitabını istinsah ettirdi. 

Cemaleddin İshak, Fatih'in istinsah karşılığında verdiği para ile hacca gitti. 

Hac dönüşü o sırada İstanbul kadısı olan hocası Muslihuddin Kastallani ile aralarında geçen bir olay onun tasavvuf yoluna girmesine sebep oldu.

Karamani, bu olaydan sonra Konya'ya giderek Halvetiyye tarikatının ikinci piri Yahya-yı Şirvani'nin ileri gelen halifesi Habib Karamani'ye intisap etti. 

Piri Mehmed Paşa, bu tekkeden başka İstanbul'da şeyh adına Fındıkzade ve Sütlüce'de iki tekke daha yaptırmıştır. 

1521 yılı civarında yaptırılan Fındıkzade'deki tekke kurucusuna nisbetle Piri Paşa Tekkesi diye bilindiği halde, 1715 postnişin olan Şeyh Mehmed Fahri ve halifesi Mehmed Şeyhi efendilerin oturdukları mahalleye nisbetle ''Koruklu'' lakabıyla tanınmaları sebebiyle daha sonra Koruklu veya Koruk Tekkesi diye anılmıştır. 

İnşa tarihi tesbit edilemeyen Sütlüce'deki tekke ise, Şeyh İshak Cemaleddin Karamani Tekkesi şeklinde kaydedilmiştir.

Cemaleddin İshak'tan sonra Sütlüce'deki tekkede yerine Şeyh İcadi diye tanınan halifesi Hayreddin 

Hızır Amasi geçmiş, Fatih'teki tekkede de oğlu Mehmed Emin Efendi postnişin olmuştur. 

Zeyrek'teki tekke ise, şeyhin ölümünün ardından medreseye çevrilmiştir. 

Cemaleddin İshak'ın halifelerinden Ezelizade Abdurrahman Efendi Konya'da Sahib Ata Zaviyesi'nde, Abdülkerim Efendi Tire'de, 

Hayreddin Hızır Amasi ise, bir müddet Sütlüce'deki tekkede kaldıktan sonra Amasya'da faaliyetini sürdürmüştür. 

Kabri Sütlüce'deki tekkenin haziresinde bulunan meşhur hattat Ahmed Şemseddin Karahisari ile ulemadan Karamanlı Ahmed Esam da Şeyh Cemaleddin İshak'ın halifelerindendir.

Kaynak: T.D.V. İslam Ansiklopedisi