Kastamonu'nun Azdavay ilçesinin eski AK Partili Osman Nuri Civelek ölüm nedeni ortaya çıktı. Civelek'in vefat etmeden önce de sitem dolu bir mektup kaleme aldığı ortaya çıktı.
Kastamonu'nun Azdavay ilçeside 20 yıl boyuna belediye başkanlığı yapan AK Partili Osman Nuri Civelek'ten dün haber alamayan yakınları kayıp ihbarında bulundu. Bunun üzerine jandarma, AFAD ve UMKE ekipleri arama çalışması başlattı. Civelek'in aracı Suğla Yaylası'nda bulundu, ardından yayladaki gölette cesedine ulaşıldı. Botla sudan çıkarılan cenazesi Azdavay Devlet Hastanesi morguna götürüldü. Yaşamına son verdiği öğrenilen Civelek'in intihar etmeden önce sitem dolu bir veda mektubu kaleme aldığı ortaya çıktı.
Açıksöz Gazetesi'nden Abdulillah Altun haberine göre; Mektupta Civelek, AK Parti Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci ile Kastamonu İl Başkanı başta olmak üzere yerelden genele, iş hayatından bürokrasiye zehir zemberek ithamlarda bulundu. Civelek mektubunda son yerel seçimi kazanan MHP'li Cevat Taşkan'ı da hedef aldı.
İşte Osman Nuri Civelek'in kaleme aldığı mektup;
"Hayatım boyunca başkalarının dertleri ile dertlenip, elimden geleni yapıp, gelmeyen için mücadele etmişimdir. Bu hayatta bir kendim ve ailem için çabalamadım. Ancak; onlar beni karşılıksız severler, en çok onları ihmal etsem de onlar benim en çok sevenlerimdir. Çok şükür ömrüm iyilik peşinde koşarak geçti. Sadece iki kişiyle ilgili pişmanlığım var: Biri mafya tefecinin pençesinden kurtararak ekonomik hayatımı mahvettiğim ama karşılığında her türlü kötülüğü gördüğüm Bülent Özdemir, diğeri hak etmediği kadar saygı gösterdiğim, en zor zamanında şirketini üzerime devredip, hayatını bana emanet eden ve bunun sonucunda benden bir gram zarar görmeden emanetini alan kalbinde insan sevgisi olmayan evladımı ve evlatlarım gibi sevdiklerimi işten atan Cevat Taşkan…
Ve sen, adı Gurur ama bizlerin gururunu ayaklar altına alan Gurur Serhatlıoğlu... Sen beni en hassas yerimden vurdun ve beni en zayıf anımda yakaladın. Senden tek isteğim mağdur ettiğin kişilerin ya işini, ya da ödemesini geri yapmandır.
Mustafa Geylani hocam, bu milletin vebalini sana emanet ediyorum. Sen Abdülkadir Geylani Hazretlerinin torunusun, sana güveniyorum. Sen buraya geldiğinizde ortağız dedin. Senin gibi adama kim güvenmez ki? Ben de sonuna kadar sana güvendim. Çok kıymetli Hasan Fehmi Taş abim, bu adamı bana sen gönderdin, senden de en büyük dileğim bu adamın buradaki aldığı işleri bitirmesinde takipçisi olmanız. Oğlum Türker'i de sana emanet ediyorum.
Ey Cevat Taşkan, son kez sana seslenmek istiyorum! Kibir abidesi, zulümde sınır tanımayan ey zalim! Kazanınca kendini kral sandığın o koltukta Allah bana 20 yıl hizmet etmeyi nasip etti. O makam zalimin karşısında dimdik durma, mazluma da çare olma makamıdır.
Senin gerçek yüzünü tanıdım ama iş işten geçmişti. Sen ki; 15 yıl ortaklık yaptığın, seni yanına ortak alarak iş adamı yapan Mehmet Öztürk'e en büyük kahpeliği yaparak mal varlığına çökmüşsün. Sonrasında 7 yıl ortaklık yaptığın Ahmet Çiçek'e en büyük zulmü yaparak kapıya koymuşsun. Fabrikalarını yaptırdığın iş insanının hakkını gasp ederek iflasına sebep olmuşsun. Geçmişinde iş yaptığın tüm insanlar sana bedduacı durumda. Bunları öğrenince bana yaptığın siyasi kahpeliği hiç yadırgamadım. Başkalarının yaptığı yardımları sana mal ederek kocaman bir balon yaptık seni. Bütün gayretlerimle gerçekleştirdiğim eserlerde hak etmediğin kadar seni onore etmemi fırsat bildin. Tahmini bütçenin ne olduğunu bilmeyen tineti bozuk beyninle bütçeden bir milyon yemiş diye bana en büyük iftirayı attın.
20 yıl başkanlık yapan birisinin kalbinde bir gram bozukluk olsa, onlarca yaptığı tesisleri özelleştirir ve kendine iş yeri yapardı. Sana çevrenin borçsuz ve en güçlü gelir kaynaklarına sahip bir ilçe teslim ettik. Sen ne yaptın; o eserlerin üzerinde her gün fotoğraf çekip paylaşırken, bana sadık olan en yetenekli ve emektar personelleri zalimce, hiç bir tazminat ödemesi yapmadan bir bir attın. Ömrünü bu ilçeye adamış, tarihinde görmediği kadar spor yatırımı almış bir adamın oğlunun ekmeğine diktin gözünü. Bu ilçeye bütçemizi hiç yormadan, kapalı spor salonu, sentetik futbol sahası, tenis kortu, kapalı yüzme havuzu ve atlı spor merkezini kurduk. Bu tesisleri ilçeye kazandıran adamın bir beden eğitimi öğretmenin maaşını mı hesap etmesi gerekir.
Sen de insanlığın bir gramı olsaydı bu adamın oğlunun ekmeği ile oynamazdın. Üç tane kız babası olarak hangi vicdanla üniversitede çocukları okuyan bir bayan personeli tek başına cam terasta görevlendirirsin. Ben senin sahte kişiliğini öyle yaşadım ki, bundan o kadar eminim ki, inşallah milletimizde en kısa zamanda anlayacaktır. Tek dileğim, senin gerçek zalim kişiliğini milletimiz tez zamanda anlasın. Sen ki; en zor zamanında üzerinde mal varlığı olan şirketini neden kardeşlerine ve kardeş çocuklarına emanet etmedin de, benim gibi başkanlık yapan bir adamın üzerine devrettin. Senin zor günlerinde şirketini bir siyasetçinin asla yapmaması gereken bir şekilde üzerime alıp, gram zeval getirmeden geri vermedim mi? Senin için yaptığım bu fedakarlığın maddi karşılığı olabilir mi? Üzerime emanet ettiğin şirketin vekâletini de kızına alarak neyi planladığını ancak şimdi anlayabiliyorum. Allah'ım seni şeytani planlarının içinde yok etsin inşallah. Ekmekleri ile oynadığın herkesin ahı üzerinde olsun inşallah.
İşten attığın Emine hanımı belediyenin yiyecek malzemesini başkanın evine götürdün diye suçlamışsın. Bu nasıl bir ithamdır. Bak bu Osman Nuri evinin yiyeceğini yıllarca belediyeye taşıya taşıya misafir ağırladı. Ağırladığı adamların desteklerini alarak şu anda sefasını sürdüğün yerleri var etti. Öyle sahtekarsın ki; makam arabasına binmeyeceğim dedin bu zenginlikle o sözünü bile tutamadın. O makam aracını bize destek olsun diye yarı fiyatına veren iş insanı senin dörtte birin kadar zengin değildi. Allah aşkına sana soruyorum; Görevi devraldığın gün hemen fabrika açacak olan bir iş adamı burada, rahatsızlandı biraz, yukarıda oturuyor dediğin adam nerede? Hemen kurulan fabrika nerede? Bu adam bu ilçeye değil fabrika, kümes dahi yapmaz. Benim Azdavaylı hemşehrilerim bu fabrika kuruyor dediğin adamı, bilip tanısalar vallahi senin yüzüne tükürürler.
İşin gücün beni itibarsızlaştırmaya çalışmak. Suğla Yaylasına dava açanlarla el eleydin. Ne oldu şimdi? Vaz mı geçirdin? Bu dava açanlar davayı kaybetti zaten. Üst mahkemede onadı. Kaybettikleri davadan vazgeçtiler diye açıklama yaptın. Tam bir sahtekarsınız. Suğla'daki işin durması bakanlığın bir evrak eksikliğinden. Kurum görüşü alırken A tipi için alacaklarına, B tipi için almışlar. Onu düzeltmeye çalışıyorlar. Dava açanların buna ne müdahili olabilir ki?
Tarihe geçmemiz gereken projemizdeki emeğinizi boşa sayarak, işi yoluna koyan kahraman oldun, öyle mi?
Sen o kadar ucuz, bir o kadar da zalimsin. Senden sonra bu ilçeye kim başkan olursa olsun benim başardıklarımı hayırla yad edeceklerdir. Çünkü senden daha zalimi bu milletin başına gelemez. Sen ki; kardeşin Hüseyin Taşkan'a evinin yol geçişi için 2 metrekare yer vermedin. Adamı yıllarca mağdur ettin. Belediye olarak 20mete taş duvar yaparak kardeşine yol geçişi sağlayabildik. Tüm zulmettiklerinin kahrı üzerine olsun inşallah."