Yaklaşık 30 yıldır borsaları, para piyasalarını ve hisse senedi piyasalarını takip ediyorum. Böyle bir piyasa böyle bir borsa hiç görmedim! Borsa ekranlarını seyretmek, hastalık ölüm haberleri almak, devletleri bırakın, bizim bile moralimizi bozar hale geldi. Öyle ki ekrana baktığınızda artıda olan hisse senedi yok gibiydi. Çift haneli rakamlara kadar zirve yapan düşüşler. Asya. Avrupa, Amerika, Afrika. Tüm dünya borsa ekranları kan gölüydü. Kriz ortamları, kara cumalar haricinde borsalarda bu kadar sert düşüşler, bu kadar net değer kayıpları olduğuna hiç ama hiç şahit olmadım.
Öyle ki borsalardaki düşüşlerin önüne geçebilmek için hisse senetlerinin işlemini durduran devre kesiciler bile devreye sokuldu. Ama önlemler satışların önüne geçemedi. Borsalar adeta çöktü. Hisse senetleri bir daha ucuzladı. Suriye savaşı, mülteci sorunu derken ondan daha büyük bir tehlike olan coronavirüsü kara veba gibi ortalığı sardı. Ekonomi beklentileri yerle bir oldu. Dünya ticareti yerle bir oldu. Globalleşen tek devlet haline gelme aşamasındaki dünya ülkeleri bir anda panikledi. Sınırlar kapatıldı. Uçak, otobüs, tren seferleri durma aşamasına geldi. Seyahatler kısıtlandı. Marketler yarın bulamayız korkusu ile adeta talan edildi. Maskeli insanlar sokakları, kapalı alanları her yeri doldurdu. Bazı ülkelerin şehirleri hayalet görüntüye büründü.
Ekranlara gelen The Walking Dead dizisi türündeki görüntüler asabımızı bozdu. Coronavirüsü insanların kanına, canına zarar verirken, dünya ekonomileri de ALARM vermeye başladı. Aylık, yıllık büyüme beklentileri, ithalat ihracat girdileri karları tekrar revize edilecek duruma geldi. Özetle dostlar dünyada moraller bozuk. Ülkeler kurtuluş reçetesi olarak önlemler alıyorlar. Sınırlar kapatılıyor, aşı çalışmaları hız kazanıyor, insanlar korkuyor eve kapanıyor. Bu işin sonu nereye varacak? Halimiz nice olacak?
Bu konuda moral verici, ilerisi için ümit verici bir haber henüz yok. Petrole olan talebin özellikle Çin özelinde düşmesi, global ticaretin durması petrol fiyatlarını dibe vurdurdu. Petrolün varil fiyatı 30 dolara doğru yelken açtı. Petrolün çıkarma ve nakil masraflarını da üstüne koyduğunuzda, petrol amiyane bir tabirle sudan ucuz hale geldi. Bu petrol üreticisi ülkeler için bir handikap bir gelir düşmesi ortamını yaratırken bu kadar moral bozucu bir ortamda, Türkiye ve Türkiye gibi petrol ithalatçısı bazı ülkeler için sevinç kaynağı haline geldi. Ancak petrol fiyatları bu kadar düşerken her ne hikmetse bu düşüş bizim ülkemizdeki bayilerin pompalarına hala yansımadı! Aslında bu kadar düşen petrol fiyatlarının bizdeki benzin mazot fiyatlarını da en az yüzde otuz düşüşe sebep olması gerekiyordu.
Ancak Suriye, Suriyeli ve savaş masrafları buna engel oldu. Petrole konulan yüksek vergilerden, kar hanesinde büyük girdiler elde eden yönetenler fiyatları düşürme yönünde kör sağır ve dilsizi oynuyorlar. Güzel olan nokta petrolün bu kadar düşmesi, Bizim cari açığımızı, petrole ödediğimiz dolarları azatlatacağı için ekonomi hanemize artı olarak yazacak. Yani bu kadar olumsuzluklar arasında petrol fiyatlarının diplere inmesi ülkemizin yüzünü güldürecek bir avantaj olarak görülüyor.
Özetle dostlar piyasalar bir kenara, insanlarımızın morali çok bozuk. Çünkü coronavirüsü Azrail gibi kara bulut gibi ülkelerin üzerine adeta çökmüş halde. Özellikle ölüm oranı çok yüksek olan bizim gibi 60 yaş üzeri insanlarımızın morali daha da bozuk. Yakalanır mıyım, ölür müyüm, hasta olur muyum korkusu iliklerimize kadar işlemiş halde. Türkiye’de corona yok. İnşallah da olmaz! Bizim borsalarımız ülkemizde henüz corona hastası ile tanışmadı. Tanıştığında da ayrı bir para piyasaları sarsıntısı yaşayacağımız ortada. Ne diyelim, corona belası inşallah ülkemizi aşı bulunana kadar teğet geçer.