GENEL

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş açıklama. Son noktayı koydu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze bir Filistin toprağıdır, Gazze Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesinin (İSEDAK) 39. Bakanlar Oturumu Açılış Programı'nda, bu toplantının insanlığın sorunlarının çözümüne vesile olmasını diledi.

İsrail'in ahlaksız saldırılarına rağmen vatanlarına sahip çıkan Filistinlileri selamlayan Erdoğan, dünyanın farklı köşelerinde Müslümanca yaşama mücadelesi veren herkese muhabbetlerini iletti.

Türkiye ve Türk milleti olarak bu yıl Cumhuriyet'in kuruluşunun 100'üncü senei devriyesini idrak ettiklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Coğrafyamızda kurduğumuz devletler zincirinin son halkası olan Türkiye Cumhuriyeti şanla, şerefle, başarılarla dolu geçen bir asrı geride bıraktı. Maziden atiye uzanan bu kutlu yürüyüşümüzü Allah'ın izniyle 'Türkiye Yüzyılı' ile taçlandırmadan durmayacağız. Bunu da siz kardeşlerimizle birlikte omuz omuza başaracağız. Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında büyük bir vahşetin yaşandığı bugünlerde sergileyeceğimiz işbirliği çok daha önemli hale geliyor. İsrail'in 7 Ekim'de başlayan katliamları, esir takasları sebebi ile 6 gün süren fasılanın ardından 1 Aralık tarihi itibarıyla yeniden hızlandı. Sivilleri ve sivil yerleşim yerlerini hedef alan İsrail saldırılarında 16 binin üzerinde şehit ve 36 binin üzerinde yaralı verildi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum."

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında bebeklerin, çocukların ve kadınların hayatını kaybettiğine dikkati çeken Erdoğan, "Gazze'de şehit edilen her 3 kişiden 2'sini çocuklar, bebekler ve kadınlar oluşturuyor. Kendilerinden haber alınamayan Gazzeli sayısı 6 bin 500'ü geçti. İsrail zulmünün kurbanları arasında 73 gazeteci ve 100'ün üzerinde Birleşmiş Milletler (BM) görevlisi de var. Öyle bir tablo ki küresel güvenlik ve barışı korumak için kurulan BM, kendi çalışanlarını dahi İsrail'in barbarlığından koruyamıyor. Avrupa'sından Amerika'sına kadar insan hak ve hürriyetlerinin savunuculuğunu yapan güçlerin içine düştükleri acziyet ise daha vahimdir. Bu ülkeler adeta İsrail'e daha fazla çocuk öldürmesi, hastane, okul, ev vurması, daha fazla masum kanı dökmesi için şartsız destek veriyor." diye konuştu.

Uluslararası basın kuruluşlarının Gazze'de öldürülen meslektaşları için tek bir cümle kuramadığını, İsrail'e karşı tek bir eleştiri getiremediğine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Oysa bunlar bize, hepimize yıllarca demokrasi ve hukuk dersi vermişlerdi. Söze her başladıklarında basın özgürlüğünden bahseden bunlar değil miydi? Fail Müslüman olunca ortalığı ayağa kaldıranların hepsi bugün İsrail'in hoyratça sergilediği katliamlara kör ve sağır kesilmiş durumdadır. İsrail saldırılarında fiziken ölenler Filistinliler olabilir ama bu zulme destek vererek veya sessiz kalarak İsrail'in safında yer alan her kişi, kurum ve ülkenin gururla önümüze koyduğu o şatafatlı ideolojileri, sözleşmeleri, beyannameleri, ilkeleri yerle yeksan olmuştur."

Erdoğan, "Bunca masumun ölümünü sessizce geçiştirmeye, hatta Hamas bahanesiyle meşrulaştırmaya çalışanların artık insanlığa söyleyecek tek sözleri dahi kalmamıştır." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"(BM oylaması) Bir tarafta 'Savaş dursun, daha fazla kan akmasın.' diyen 121 ülke var, diğer tarafta İsrail'in saldırılarına açık çek veren 3-5 ülke var." 

Erdoğan, "Kuruluş gayesi Filistin davasını savunmak olan İslam İşbirliği Teşkilatı mücadelenin tek ses, tek vücut olarak yürütülmesinde bize önemli bir zemin sunuyor." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze bir Filistin toprağıdır, Gazze Filistinlilerindir, ebediyen de öyle kalacaktır." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"İsrail'in mevcudiyetini kabul ettiği nükleer silahlar meselesinin unutulmasına izin vermeyeceğiz. İsrail'in atom bombası var mı? Var ama sorarsan yok diyorlar." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölgemizde barışa giden yol Filistin Devleti'nin kuruluşundan geçmektedir. Biz barışın temini için garantörlük dahil her türlü mesuliyeti üstlenmeye hazırız." dedi.