Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası şu açıklamayı yaptı:
"Dünyada hem yeni altyapı kurma, hem de yenileme ihtiyacı bitmedikçe müetahhitlerimizin çalışmaları sürecektir. Deprem bölgesi geçtiğimiz haftalarda da gündemimizin ilk sıralarındaydı. Biz yaraları sarmayı sürdürüyoruz. Konteyner kent kurulumunu tamamlayıp isteyenleri buralara yerleştirdik. Hatay'da son temel atmayla birlikte 50 bin konut ve köy evi inşa çalışmaları devam ediyor. Başvuru sayısı 86 bini geçti. Yakında açılış törenleriyle yeni eve kavuşma sevincini depremzedelerimizle paylaşacağız.
Bitlis'teki toplu açılış töreni ve toplantılarla Ahlat programımızı zenginleştirdik. Zaferler ayı ağustosun 30 Ağustos vesilesiyle son durağı Külliyemizde yapılan görkemli programı yaşadık. Bu törende bestelenen marşı dinleme imkanı bulduk. Deniz Harp Okulu ve Hava Harp Okulumuzun diploma törenlerine katıldık. Adli yıl açılış törenlerinde yeni anayasa çağrımızı da tekrarladık.
1000 hakim ve savcı yardımcısı alarak kapasitemizi güçlendireceğiz. Depremin etkilediği 9 ilimizde yeni adliye binaları için ihaleye çıkıyoruz. Başvuru sayısı ve ziyaretçi sayısı milyonlara ulaşan Teknofest gençlerimizin zincirleri parçalayıp attığını gösteriyor. 1 Eylül'de olduğu gibi balıkçılarımızı deryaya yolcu ettik. Tüm balıkçılarımıza kazasız, belasız av sezonu diliyoruz.
Soçi'de Putin ile kapsamlı ve verimli bir görüşme gerçekleştirdik. Tahıl koridoru ve pek çok insani gündemin masada olduğu günlerde görüşmenin dünya tarafından takdir edildiğine inanıyorum.
Yarın Orta Vadeli Programın tanıtımını yapacağız. Hafta sonu G-20 için Hindistan'da olacağız. Türkiye 2023 ikinci çeyreğinde, OECD arasında en yüksek oranda büyüyen ikinci devlet olmayı başardı. Türkiye G-20 ülkeleri arasında yüzde 2,3 oranıyla ikinci sırada yer alıyor. Yıllık ihracat 253,5 milyar doları bulmuştur. Dünya ticaretinden aldığımız pay yüzde 1,04 seviyesine çıkmıştır. Cari fazla konusunda arzu ettiğimiz noktaya gelememiş olmamızı hayıflanma olarak ifade etmek istiyorum. Yaşadığımız deprem felaketine ve küresel küçülmeye rağmen elde ettiğimiz büyüme başarısı önemlidir.
Uluslararası kuruluşların bazısı art niyetli düşük değerlendirme puanları açıklıyor. Israrla aynı yanlışı yapmayı sürdüren kuruluşların kendi itibarlarına zarar verdikleri gerçektir.
Türkiye'nin elde ettiği başarılar oyunları bozmaya devam ediyor. Niyetler farklı olduğu için tüm alanlarda Türkiye hayrına teklifler sunan az sayıda aydın görüyoruz. Muhalefet cenahındaki muhtesir iklim, bilim insanlarımızı da zehirlemektedir. Enflasyonla mücadelemize zarar verenleri, bu zehirli iklim yoldan çıkarmaktadır. Sosyal medyadan etkilenip bu furyaya katılanların sayısı az değildir. Bu uzun zorlu ve sabır isteyen bir süreçtir. Allah'ın izniyle enflasyonu da dize getireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz.
Döviz kuru enflasyondaki yükseliş fiyatları doğrudan etkiliyor. Etiketlerde ve ilanlarda yüksek oranda fiyat artışı yapılıyor. Çalışanların ücretlerine yapılan her artış cebe girmeden artışlar her hizmete yansıtılıyor. Aynı ürün ve hizmetin farklı yerlerdeki fiyat makasının çok açıldığı durumlar var. Demek ki bir fiyatlama güdüsüyle karşı karşıyayız. Bu da sorunun ekonomik değil psikolojik olduğuna işaret ediyor.
İkinci el araçların ticaretiyle ilgili düzenleme yaptık. Fiyatları şişirenleri engellemek amacıyla kimlik doğrulaması ve para cezası müeddiyesi getirdik. Galericilere 221 milyon lira idari para cezası kesildi. Stokçuluk yapan perakendecilere kesilen ceza 188,5 milyon lirayı geçti. İdari para cezaları ve men cezalarının caydırıcı hale gelmesi açıktır. 2024 bütçesinde bu doğrultuda gereken adımları atacağız.
Milletimizi karamsarlığa sürükleyenler her mecrayı kullanıyor. Otobüslerde, metrolarda, yolda insanlarımızı taciz etme noktasında küstahlıklarla daha çok karşılaşmaya başladık. Hiç kimse kusura bakmasın. Sırf yabancı diye, sırf başı örtüsü diye insanlara hakaret etmek asla kabul edebileceğimiz bir davranış değildir. Kim olduğunuzu biliyoruz. Niçin böyle yaptığınızı biliyoruz. Biz hala aynı şeyi söylüyoruz. Başaramayacaksınız. Bunu 14 Mayıs'ta ve 28 Mayıs'ta gördük, milletin attığı bu şamardan hala ders almadınız, akıllanmadınız.
Irak ve Suriye'deki gelişmelerle ilgili gerek bölgedeki ve dışındaki aktörler şu hakikatleri kabul etmek zorundadır. 1,5 asırdır bölgede hüküm süren zulümlerin sebebi ortadadır. Bölge kimseye faydası olmayan çekişmelerin arenası haline getirilmiştir. Filistin yarası her gün masum canları alarak kanamaya devam ediyor. En doğru, sürdürülebilir çözümün bölgenin demografik gerçeklerini gözeten bir yönetimin tesisinden geçtiğine inanıyoruz.