Üç aylık seçim takvimi içindeki günlerde siyasi parti liderlerimiz her yolu deneyerek kazanmak için emek verdiler. Aynı zamanda Devlet Başkanı da olan AK Parti Genel Başkanı diğer siyasi liderlerden daha fazla emek verdi. Enerjisine hayranlık duymayan yok. Partisindeki her görevlide metal yorgunluğu görülüyor ama onda asla bir yorgunluk emaresi görülmüyor. Allah onu sağlıklı ve uzun ömürlü kılsın. Bu dileğimiz Allah’ın hemen her kulu için geçerlidir. Sayın Cumhurbaşkanı, devlet başkanı şapkası altında herkesi süküunete davet ederek, kucaklaşma, Türkiye ittifakına dahil olma zamanı diye birliğe davet etti. Gerçekten de Türkiye 82 milyon insanın bir ve beraber olması için gereken zorluklarla karşı karşıyadır. ABD ile Türkiye’nin başı derttedir. Paramızla oynayabiliyorlar. Savunma sanayimizle, tarımımızla, ülkede neyi ne kadar alana ekip ekmeyeceğimizle de oynayabiliyorlar. Türkiye bağımsızlığına düşkündür. Bu yüzden seçim ikliminden çıkılması ve acı veren konulara çözüm aranması zamanıdır.
Sosyal devlet anlayışı
Türkiye’de her bireye yıllık 10 bin dolar tutarında bir gelir sağlamak amacı vazgeçilemeyecek bir hedeftir. Bugün emeklilerin yıllık geliri 5 bin dolar seviyesindedir. Bu gelir düzeyinin altında kazançla yaşamak zorunda olan insanların sayısı çok kabarık ama, sosyal devlet kimi yaraları sarmaya çalışıyor. Yaşlı aylıkları, özürlü aile ferdi aylıkları, torun bakım paraları gibi, işsizlik maaşları gibi yasal destekler hiç değilse kimi vatandaşlar tarafından alınabiliyor. Daha aciz vatandaşların da bir kısmına aylık alış-veriş kartları veriliyor. Bunu da alabilecek marifetten uzak olanlar için cami dernekleri aracılığıyla fatura ödeme yardımları oluşturuldu. Sosyal devlet hemen her kesimin elinden tutmaya çalışıyor ama, yine de bütün bu devlet imkeanlarından yararlanamayan, gerekli evrakları sağlayamayan, bürokratik hazırlıkları beceremeyen, tanıdıklarıyla temas kurmayan mağdurlar var. Tek sıkıntı ahlaki açıdan meydana geliyor. Bütün bu desteklerin muhatapları aciz, zayıf, güçsüz, arkasız insanlar olduğu için; bu insanların aldıkları yardımları sanki aracı olanlar veriyormuş gibi, kimilerince istismar edilebilmeleri, ihtimal olarak ortada duruyor.
Kalkınma ve yatırım teşvikleri
Devletin sektörlere de ayrı ayrı destekleri, hibeleri, kıredileri, fonları var. Türkiye yararlanmasını becerebilenler için teşvik cenneti. Tek mesele becerebilmeyi kişilerin marifetine bırakmak. Ama öyle olmadığı, siyasi taraftarlıkla becerinin artması ya da azalması söz konusu olabildiğinde ahlaken iyi sayılmayan durumlar tecelli edebiliyor. Çok ciddi çalışmak gerek. Parayı yönetmek devleti yönetmektir. Eğitimi rayına oturtmak gerek. Değişmeyen ilkeler yanında, günün şartlarına göre değişebilen ama hep akılı, insan niteliklerini, devletin bekasını hedefleyen ilkeler koymak şart. Başka ülkelerde askeri, ticari, kültürel üsler kurmak bir başarıdır. Ama bundan daha önce ülkeyi bir barış ve huzur merkezi yapmak daha büyük bir başarıdır. İnsanları, vatandaşları dışlamaktan, cezalandırmaktan, suçlamaktan vaz geçmek gerek. Demiri soğutma zamanıdır ama demiri her vatandaş için soğutmak gerek.
Adalet, her alanda adalet
Paranın yönetilmesi, eğitimin temel ve ayrıntılı ilkelere oturtulması, adaletin sadece adliye-cezaevi-polis üçgeninden ibaret olmadığının anlaşılması gerek. Devlet Pilanlama Teşkilatı tam gaz çalışmalı ve ülkenin gelişimini düzenleyecek kuralları ortaya koymalı, icra da gerekenleri uygulamalıdır. Adalet, milli hasıladan her vatandaşın seviyeli bir insan yaşamı için gereken miktarda alabilmesidir. Adalet her çocuğun, gencin istediği kadar ve istediği nitelikte eğitim alabilmesidir. Adalet her alanda, insana meşru yolları açabilmektir. Adalet suçun cezalandırılması olarak düşünülmemelidir. Hatta mümkünse suçlular için cezaevi yerine ruhsal sağlık merkezleri açılabilmelidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi; demiri soğutalım ve Türkiye’nin gelişmesi, güçlenmesi için yapılması gerekenleri akılla, usulle yapalım.