Siyaset Günlük bir iş değildir.
Devleti yönetmek gece alınan kararları,
Sabah uygulamak hiç değildir.
Siyasetçinin sırtında çok büyük bir yük vardır.
Devleti yönetme yükü.
Bu yük çok ağırdır.
Taşırken aldığın sorumluluk,
Milyonların kaderidir.
Toprağının geleceğidir.
Vatanın geleceğidir.
Siyasetçinin strateji bilmesi lazım.
Siyasetçinin dünyayı tanıması lazım.
En az üç dil bilmesi lazım.
Korkunç bir pratik zekâya sahip olması lazım.
Öngörü sahibi olması lazım.
İşte o zaman dünya ŞEYTANLARI ile baş edebilirsin.
İşte o zaman Bizans oyunları konusunda,
ŞEYTAN'A bile pabucunu ters giydiren garp ile baş edebilirsin.
Maalesef bizim siyasetçilerimizin çoğunda bu söylediğimiz vasıfların çoğu yok.
Varsa bile menfaatler doğrultusunda,
Bir ÜST AKIL tarafından,
Kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirilmeye çalışıldıklarından,
Şu andaki duruma düşüyoruz.
Sözüm ortaya.
Devleti yöneten tüm siyasetçilere.
İsteyen üstüne alınır,
İsteyen alınmaz.
Ama yadsınamaz gerçekler,
Yukarıdaki satırlarda gizli.
Bağırıyoruz,
Çağırıyoruz.
Kime;
"ABD'YE".
Niçin?
PYD ile PKK' yardım ettikleri için.
Günaydın…
Kardeş siz hangi dünyada yaşıyorsunuz?
Dün ile bugün arasında,
Gece ile gündüz arasında ki farkı hiç görmüyor musunuz?
Süleyman Şah Türbesini taşırken kimden yardım aldınız?
Size eskortluk eden PKK ve de PYD militanları değil miydi?
O zaman bu arkadaşlar TERÖRİST değil miydi?
Barzani haininin teröristlerinin,
Kobani'ye siz taşımadınız mı? Sınırlarımıza onlara siz açmadınız mı?
O arkadaşları resmi geçitler eşliğinde KOBANİ'ye yardıma,
Siz göndermediniz mi?
PKK militanlarını, PYD militanlarını,
Bu sayede İŞİD'İN elinden siz kurtarmadınız mı?
Orada yaralanan PKK-PYD militanlarını,
Bizim hastanelerimizde,
Siz tedavi ettirmediniz mi?
İŞİD ile çatışan bu militanlara silah desteği,
Cephane desteği,
Hatta militan desteği sizin gözünüzün önünden,
Kobani'ye gitmedi mi?
Kimi kandırıyorsunuz?
Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz.
İŞİD ,Sünni örgüt diye ona sınırsız destek verdiğiniz iddiaları sizin için yapılmadı mı?
Esat yıkılsın,
Şii devleti bitsin, Emevi camiinde namaz kılalım,
Diyenler Patagonya muz cumhuriyetinden gelen,
Yöneticilerimiz miydi?
Vahabi, Suudilerle, Esat'a karşı yaptığınız MEZHEP İttifakı,
Sizin eseriniz değil miydi?
Suudilerin Suriye ile sınırı yok.
Ama bizim 900 km'lik sınırımız var.
Orada bir kanton, Kürt özerk bölgesi oluşacağını,
Hiç hesaplamadınız mı?
PYD'yi, PKK'nın kurduğunu bilmiyor muydunuz?
Esat'a karşı bu ittifakı yaparken,
RUSYA'NIN sıcak denizlerde,
Ve de Suriye'de tarihsel çıkarlarını hiç düşünmediniz mi?
Sonra ABD dâhil tüm batı ülkelerine,
Havaalanlarını açan,
Buralara DÜŞMAN olarak nitelediğiniz güçlerin konaçlanmasını siz istemediniz mi?
Rus uçağını bu düşman ülkelerin dostluğuna güvenerek,
Biraz da onların gazına gelerek siz vurmadınız mı?
Açılım denen süreci biz,
Batılı dostlarınız desteği ile başlatmadınız mı?
O düşman dediğiniz ABD ve batı hala masaya oturun diyor.
Siz de sıkıştıkça hala onların dili ile konuşuyorsunuz.
Bunun bedelini de biliyorsunuz.
Mehmetçik ve polis ve gariban TÜRK-KÜRT insanının kanı.
Ve şimdi bağırıp çağırıyorsunuz;
ABD dost mu?
Yoksa PKK-PYD müttefiki mi? Diye
Bunu hala göremiyorsanız!
Lütfen o meclis veya başka yerlerdeki kürsüleri işgal etmeyin.
Artık milli bir siyaset uygulayamayan,
Ülkesini zor duruma düşüren,
AKIL olarak batılılarla baş edemeyen siyasetçilerden bıktık.
Çünkü bedelini millet olarak biz ödüyoruz.
Devletlerin GELECEK stratejileri bir gecede belirlenmez.
Bakın ABD'ye Lozan'ın imzalanmasından beri,
Bir KÜRT Devletinin kurulmasının peşinde.
Siz hala bunu göremiyorsanız,
YUH olsun diyorum.