Başlıktaki sözün 7. yüzyılda dikilen Orhun abideleri üzerinde yer aldığı iddia edilir.
Kimi tarihçilere göre tam olarak böyle değildir ama... Neyse, biz yine de diyelim:
"Eyyy Türk, titre ve kendine dön!"
"Şimdi bu nereden çıktı" diyorsanız eğer, anlatalım.
Son dönemlerde son Türk devleti olan Türkiye'de garip şeyler oluyor.
Yaşım 57. Bu olanları gençlik yıllarımda görmemiştim ben.
Atatürk'ün tarif ettiği Türk milliyetciliğini benimsemiş bir insanım.
Ulu Önder'in ilkeleriyle yaşamaya çalışır, çocuklarıma da bunu aşılamaya çalışırım.
Tarihimizi araştırır, nereden nereye geldiğimizi anlamak için çabalarım.
Şu son yıllarda yaşadıklarımızın kendisini Türk olarak tanımlayan benim gibi insanlara hiç yakışmadığını üzülerek görüyorum.
Her gün bir değil, bir kaç kadın öldürülüyor erkekler tarafından. Hem de vahşice...
"Ya benimsin, ya toprağın!" gibi saçma sapan sözler ediyor öldürenler... "Beni istemedi" diyor kimi! Boşandığı kadının ya da ayrıldığı sevgilisinin celladı oluyor erkek müsvetteleri! Eline silah alan kahraman oluyor! Kadını malı gibi görüyor! Olmadı büyük bir cüretle işkence ediyor, öldürüyor.
Türk'ün geleneği, töresi değildir bu!
Örneğin milattan önce 10. yüzyılda başlayan ve 700 yıl sürdüğü tahmin edilen ilk Türkler olarak bilinen İskitler'de... Kadın erkekle eşit, hatta üstündü. Ben demiyorum, tarihçiler söylüyor.
Askeri harekatta eşleriyle birlikte yer alırlar, ata biner, ok atarlardı. Söz hakları da eşitti.
Tomris hatunu bilir misiniz? Milattan önce 6. yüzyılda yaşamıştı ve kocası öldüğünde İskitler'in hükümdarı olmuştu.
Sonraki Türk devletlerinde de kadın baştacıydı. En büyük ceza (idam) kadınlara ve çocuklara zarar verenlere uygulanırdı.
Nasıl "Han" varsa, han da kadınına "İşte benim hanım" derdi ki; bugünkü "Hanım" kelimesi o zamanlardan kaldığı söyleniyor.
Kurtuluş Savaşı'nda da Kara Fatmamız, Nene Hatunumuz yok muydu bizim? Kadınlar taburumuz yok muydu?
Peki ne oldu şimdi bize?
Hani sevgi? Saygı nerede?
Sıcak yaz günlerinde şort, atletle (Tişört bile değil, bildiğiniz iç çamaşırı) gezen adamlar! Arkalarında çarşaf ve pardesü içinde sıcaktan buram buram terleyen eşleri! Küçük kız çocukları!
Her gün gelen kadın cinayetleri...
Biz değiliz bu! Türk değil bunlar!
Türk kadınına değer verir çünkü... Asırlarca böyle olmuştur. Bundan sonra da böyle olmalıdır!
Sadece bu değil "Eyyy Türk titre ve kendine dön" dememin nedeni.
Geride bıraktığımız Kurban Bayramı'nda gördüklerim içimi acıttı!
Gittiği her yeri çöplük halinde bırakan Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan insanlar...
Mangal mangal diye tutturup, ormanları yakanlar... Otoban kenarlarında hatta otoban arasında bile oturup keyif (!) yaptıklarını sanan insanlar Türk mü?
Benim bildiğim Türk töresinde ağaç kesmenin, bitkiye, hayvanlara zarar vermenin ağır cezaları vardır.
Şimdi bırakın kesmeyi yakıyorlar.
Koronavirüs sürecinde maske takmayı inatla reddeden, çenesinin altına indiren, burnunun altına çeken, uyaranlara da saldıranlar...
Çekirge sürüsü gibi geçtikleri yerleri yok edenler, sahillerimizi pisleyenler, denizlerimizi perişan edenler, ormanlarımızı yakanlar, eline silah geçince erkeklik taslayanlar, trafikte kurallara uymayıp insanların canlarını tehlikeye atan magandalar...
Kimsiniz siz?
Tarihe bakıyorum da siz Türk olamazsınız!
Benim bildiğim Türk bunları yapmaz çünkü.
Yazık... Türk kültürünün varolması için canlarını hiçe sayanlara yazık...
Ne demiş ulu önder Atatürk:
"Mensup olduğum Türk milletinin şan ve şerefi varsa, benim de bir ferdi olmak sıfatıyla şanım ve şerefim vardır."
Sizin şanınız şerefiniz var mı?