FENERBAHÇE ALTINDIR DEĞERİNİ KAYBETMEZ

 
FENERBAHÇE Başkanı Ali Koç basın toplantısında, "Nasıl olsa bu sene Avrupa kupalarına gidemiyoruz. Onun için bizi kısıtlayan finansal fair play kurallarını tanımadan transfer yapacağız ve kaliteli yeni oyuncularla ligdeki kötü konumumuzdan kurtulacağız" şeklinde konuştu ama bence bu büyük bir hata olur. 
Çünkü finansal fair play kıstaslarını geçerek bütçeyi aşan harcamalar yapılırsa, Fenerbahçe sadece Avrupa kupalarına katılmama cezası almaz, transfer yasağı da gelir. Transfer yasağı demek, Fenerbahçe'nin 2 veya 3 yıl aynı oyuncularla oynaması anlamına gelir ki, böyle oynayan takımların çoğunluğu kısa vadede geçici başarılar elde etse de uzun vadede tıkanma noktasına gelmişlerdir.
Bence Fenerbahçe, transfer yasağı ve Avrupa kupaları cezaları almadan finansal fair play'in içinde olabildiğince kalmalı ve mücadelesini sürdürmelidir. Bu sene alt sıralarda bitirilebilir. Hatta Fenerbahçe bir alt lige bile düşebilir. Fenerbahçe'nin alt lige düşmesi, ne Fenerbahçelilerin ne de Fenerbahçe'nin değerini düşürür. Fenerbahçe büyük takımdır. Fenerbahçeli usta gazeteci İslam Çupi'nin dediği gibi onun büyüklüğü kelimelerle anlatılamaz. Fenerbahçe, altın gibidir. Oynadığı her lige değer katar, o ligin değerini en üste çıkartır. Transfer yasağı gelmesi ise Fenerbahçe'ye hiç mi hiç yakışmaz. Onu yaralar.
 
100 DAKİKALIK MAÇLAR
 
Farkında mısınız bilmem. Son 4 haftadır maçların süreleri 100 dakikaya ulaşıyor ve hatta geçiyor. Niye böyle oluyor anlatalım.
Hüseyin Göcek ve Halis Özkahya'nın dört hafta önce "VAR"a gitmedikleri pozisyon sonrasında dinlendirilmeye alınmaları hakemleri ürküttü. Dinlendirme cezasıyla maç ücretlerini kaybetmek istemeyen hakemler olur olmaz her pozisyonda "VAR"a başvurmaya başladılar. "VAR"a başvurular çoğaldıkça, duraklamalar artmaya, maçların sonuna eklenen süreler de yukarı çıkmaya başladı. Örnek mi; Erzurumspor-Kayserispor maçının ilk yarısına 7, ikinci yarısına 5 dakika eklendi. Bursaspor Malatyaspor maçının 90+10'uncu dakikasında ev sahibi takımdan Aytaç penaltı kaçırdı. Bu maçın ilk yarısına da 4 dakika eklenmiş ve 45+3'de Bursaspor Umut Nayır ile gol bulmuştu. Ekuban'ın attığı dördüncü Trabzonspor golü 90+4'te geldi. Galatasaray-Sivasspor maçının her devresinin sonunda 5'er dakikalık uzatmalar vardı. 
Türkiye'ye özgü "VAR" sisteminde, hakemler sıkıştıkları her pozisyonda TV başına gidip dakikalarca pozisyon seyrederlerse, maç süreleri giderek 105-107 dakikaya kadar uzayabilecek görünüyor.
 
ANKARAGÜCÜ'NÜ REZİL ETTİLER
 
Düştüğü uçurumdan bin bir güçlükle çıkıp süper lige geri dönen Ankaragücü'nü, daha ligdeki ilk sezonunda çok kötü duruma düşürdüler.
Güya, Ankaragücü'nün kalesi sayılan 19 Mayıs stadı yıkılırken, Eryaman'daki yeni stadyum da ligin 4 veya 5. haftasına yetiştirilecekti.
Ankaragücü, maçlarına hiç de dostane ilişkiler içerisinde olmadığı Osmanlıspor'un stadında başladı. Ama nedendir bilinmez, bu stadın 4 hafta sonra zemini bozuldu ve ıskartaya çıktı. Takım iyi oynuyor ve puanları toplarken, bir gece öncesinde gelen haberle Beşiktaş maçı, Kayseri'ye alındı. Peşi sıra gelen maçlar da Afyon ve Kayseri'de oynandı. Maçın Kayseri'ye alınmasında Beşiktaş başkanının, aynı zamanda Kulüpler birliği başkanı olmasının etkisi oldu mu bilemem. Ama bu yönde çok dedikodu üretildi. Koskoca başkentte bir saha bulamayan Ankaragücü ise sahasızlıktan rezil olmakla kalmadı, üst üste maç kaybederek alt sıralara doğru hızla indi.
 
Haftanın Zaytung'u
 
Trabzonspor'un dışında üç büyükler dahil 5 ayrı takımda oynayan Burak Yılmaz için ortaya atılan "yuvaya dönüyor" manşetlerindeki "yuva"nın neresi olduğu hala bulunamadı.
 
Haftanın sorusu Beşiktaş'tan
 
Kasımpaşa mağlubiyeti ile yıkılan Beşiktaş'ın Başkanı Fikret Orman, Şenol Güneş'ten önce Abdullah Avcı ile gizli bir görüşme yapabilir mi?