Gencecik bir çift. 20-25 yaşlarında. Belli ki yeni evlenmişler. Ellerinde iki adet file ile marketteler. Görünen o ki pazar alışverişine çıkmışlar. Sebze, meyve ve de evin ihtiyaçlarını alacaklar. Reyonunun önünde durdular. Fiyatları incelemeye başladılar. Bakışları donar gibi oldu. Çünkü fiyatlar ne keseye, ne de bünyeye göre değildi.
FİYATLAR UÇMUŞ
Almış başını gitmişti; patlıcan 12 TL, köy biberi 16 TL, çengelköy salatalık 12 TL. Nane demet 5 TL, taze fasulye 16 TL, atom salatalık 6 TL. Salkım domates 13 TL. Hamsi balık 30 TL. En ucuzu lahana 4 TL.
5 TL’YE NANE
Adam bir fiyatlara baktı, bir elindeki cüzdanına, filesine. Kendi kendine söylendi: “File getirdik, poşet parası vermekten kurtulduk. Ama yüksek fiyatlara yakalandık. Yönetenlerimiz poşetle uğraşacaklarına, şu fahiş fiyatlara bir el atsalar. Nasıl geçineceğiz Allah aşkına! 5 TL’ye nane mi olur! Daha dün bunun fiyatı 1 TL idi.”
Çiçeği burnunda evli kızımız ise patlıcana takılmıştı. Tezgahın üzerindeki 12 TL fiyat onu çok rahatsız etmişti. Alıp almama konusunda gidip geliyordu. Eşi yanına sokulup sordu: Hayır olsun hayatım? Patlıcana mı takıldın?” Eşinin cevabı biraz hüzünlüydü: “Evet, akşam rüyamda güveç gördüm. Sabah ilk olarak patlıcan alıp bu akşam yapmaya karar verdim. Ama fiyatı beni bitirdi.” Eşi gülümsedi. Ancak gülüşünün derinliklerinde bir ironi, bir dramatiklik vardı.
NOHUT, FASULYE, MERCİMEK YİYELİM
Eşine dönerek, “Güveç yapma hanım. Bu fiyatlarla zaten bir şey yapılmaz. Yaz sebzesini kışın yiyeceğiz diye bir kural yok. Yemeyelim. Mercimek yap, fasulye yap, patates yemeği yap, nohut yemeği yap”. Eşinin cevabı ise aynı tonda oldu; “Fasulye ile nohut fiyatının 15 TL’den başladığından haberin yok galiba!” Evet dostlar bu gün semt pazarlarında, marketlerin sebze meyve reyonlarında, bir homurtu, bir kızgınlık vardı. Çünkü daha kar yere düşmeden, Antalya’da fırtına muhabbeti, Mersin’de sel esintisi, sebze fiyatlarının üzerine anında bire üç bir zam koymuştu. Yani fiyatlara karabasan gibi çökmüştü. Özetle fiyatları uçurmuştu. Sanki marketçi, manav, halci ekran başında. Önce haberleri izliyor, sonra eline kalemi kağıdı alıp fiyatları bire üç katlıyordu.
YAPTIRIM GEREK
Maliye Bakanı Berat Albayrak marketçiler ile fiyatları konuşacağız diyor. Haklıdır, konuşulması gerekiyor. Bence konuşma bir şey getirmez. Eylem gerek. Bu fiyatları kafasına göre yükseltenlere ceza gerek, yaptırım gerek. Bu yapılmalı ki fiyatı bire üç katlayan başına geleceği bilmeli. Sonuç olarak yeni evli çiftimiz yarım file ile evin yolunu tuttu. Filede biraz lahana, pırasa, limon ve de mandalina vardı. Görüntü akşam güveç yiyemeyecekleri yönündeydi. En önemlisi poşet parası ödememişlerdi (!) ama maalesef fileleri boş kalmıştı. Öze gelirsek Allah geçim sıkıntısı çeken ve o market fiyatları önünde iki büklüm duran dar gelirli ailelerimizin yardımcısı olsun.