TERÖR örgütü FETO'nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdüllah Önder'in Muhsin Yazıcıoğlu'nun 2009'da helikopterinin düşmesi ve hayatını kaybetmesiyle ilgili itiraflarda bulunduğu ortaya çıktı.
Hürriyet gazetesi yazarı Nedim Şener, "FETÖ imamından Yazıcıoğlu itirafı" başlıklı yazısında Önder'in ifadesinde "2014 yılı başında dershanelerin kapatılması sürecinde Elazığ il yapılanması mensupları olarak İzmir’e gittik. Yamanlar Koleji’ni ziyaret ettik. Okulun 5’inci katında bir F-16 maketi vardı. Orada verilen brifingde bu F-16’nın Yazıcıoğlu’nun helikopterinin üzerinden geçen F-16’nın maketi olduğu söylendi. O tarihte F-16’yı kullanan pilotun bizden biri olduğu da söylendi. Benim tecrübelerime göre bu hadise tamamen FETÖ/PDY silahı terör örgütünün işidir. Bugüne kadar kimseye güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın yeniden açıldığını medyadan öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock yazışmaları ve HTS kayıtları getirilirse doğru söylediğim anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa olay çözülecektir” dediğini belirtti.
FETÖ elebaşı Gülen’in, Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmanın üzerinin örtülmesini talep ettiğinin ortaya çıktığını vurgulayan Şener, yazısında "Bu önemli bilgi, FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu Abdullah Önder’in, Kahramanmaraş Cumhuriyet Savcılığı’na verdiği ifadesinde yer aldı. Önder ifadesinde helikopterin üstünde uçan F-16’dan da bahsederken şöyle dedi: “Benim tecrübelerime göre bu hadise tamamen FETÖ/PDY silahı terör örgütünün işidir. Bugüne kadar kimseye güvenemediğim için anlatmadım. Dosyanın yeniden açıldığını medyadan öğrenince bizzat gelip ifade verdim. ByLock yazışmaları ve HTS kayıtları getirilirse doğru söylediğim anlaşılacaktır. Adı geçenler konuşursa olay çözülecektir. 1995 yılında Çukurova Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli okullarda öğretmen olarak görev yapan Abdullah Önder, 2004 yılında Elazığ’da görev yaparken FETÖ’ye girdiğini itiraf etti.
Önder, 2010-2015 arasında FETÖ’nün Elazığ imamlığını yapan Mehmet Durakoğlu’nun kendisiyle yakından ilgilendiğini ve 2014’te Elazığ’daki avukatların sorumluluğuna getirdiğini söyledi.
2014’ten, teslim olduğu 2 Mayıs 2017 tarihine kadar FETÖ’nün Elazığ avukatlar sorumlusu olduğunu anlattı.15 Temmuz darbe girişiminden sonra firari yaşadığını ve örgüt üyesi avukatlarla görüşmeye devam ettiğini anlatan Önder, eşinin de FETÖ’den tutuklanmasıyla 2 Mayıs 2017 günü Elazığ Cumhuriyet Savcılığı’na teslim olduğunu, 37 gün hapis yattıktan sonra tahliye edildiğini, halen FETÖ davasından yargılandığını anlattı" ifadelerini kullandı.
Yazıda Abdüllahn Önder'in itirafları şöyle anlatıldı:
"17 Nisan 2014’te Ahmet Atilla Kavuran isimli Elazığ avukatı, beni cep telefonumdan aradı. Bu tarihi çok iyi hatırlıyorum, özel yetkili mahkemeler kaldırıldığı için Muhsin Yazıcıoğlu dosyası Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı’na gelmiş, dosyadaki gizlilik kalkmıştı. Örgütte sorumlu olduğum avukat Ahmet Atilla Kavuran beni arayarak, ‘Abi çok önemli bir konu var, yüz yüze görüşmemiz lazım’ dedi. Örgüte ait bir öğrenci yurdunda buluştuk. ‘Abi, Muhsin Yazıcıoğlu davasında helikopterden sökülen cihazları götüren askerler var ya... Atalar onların avukatıymış. Dosyada bugün gizlilik kalktı. Elazığ Barosu bununla çalkalanıyor’ dedi. Ben de bunun üzerine Kahramanmaraş imamı Mehmet Durakoğlu’nu cep telefonumdan arayarak, ‘Acil bir durum var görüşelim’ dedim. 16.30’da geldi. Avukat Ahmet Atilla Kavuran’ın yanında duyduklarımı anlattım. Durakoğlu, ‘Bu nasıl iş?’ dedi. (Elazığ imamı) Durakoğlu, BBP Elazığ İl Başkanı Selami Ekici’den sorumlu örgüt mensubu Sezai Çetin’i aradı. Sezai’ye, ‘Selami’yi de al, buraya gel’ dedi. Selami Ekici, cemaatten bir avukatın Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden parça söken askerlerin avukatlığını almasını içine sindiremediğini söyleyince, Durakoğlu ‘Bu durumdan haberimiz yok, Mustafa bu işi para kazanmak için yapmış’ dedi. Toplantıdan sonra avukatlardan sorumlu olmam nedeniyle Mustafa Atalar’ı aradım. Kendisi bana kazanın yaşandığı 2009’da 12 ilin imamlığını yürüten Turan Canpolat ile konuyu görüştüğünü, Canpolat’ın ‘Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinden söküm yapan askeri personel abilerimizdendir, yani bizdendir’ dediğini, soruşturmayı takip görevinin bizzat Canpolat tarafından verildiğini anlattı. Ertesi gün Mehmet Durakoğlu, örgütün bölge sorumlularını topladı. Durakoğlu, avukat Mustafa Atalar’ı kastederek, ‘Bu çocuk aptalın teki, olayın vahametinin farkında değil. Bu konu Amerika’da büyüğümüze aktarıldı’ dedi. Örgüt içinde ‘büyüğümüz’ sıfatıyla bahsedilen kişi terör örgütü lideri Fetullah Gülen’in kendisidir.
Bir hafta sonra avukat Mustafa Atalar’ın 23 HY 009 plakalı aracıyla Malatya’ya Turan Canpolat ile görüşmeye gittik. Avukatlardan sorumlu olduğum için Canpolat bana, ‘Mustafa’ya biz emir verdik o emrin gereğini yerine getirdi’ dedi. Dönüş yolunda Mustafa, astsubay Aydın Özsıcak’ı telefonla aradı ve avukatlığını bıraktığını söyledi.”
"Bu görüşmelerden çıkan sonuca göre konuyla ilgili olarak Amerika’ya, doğrudan Fetullah Gülen’e rapor veriliyormuş. Fetullah Gülen, cemaatten bir avukatın helikopteri sökenlerin avukatlığını üstlenmesini ‘bomba’ diye nitelendiriyor ve olay ortaya çıkarsa altından kalkılamayacağını söylüyormuş."
"15 Temmuz darbe girişimi sırasında da görünümü Facebook olan kriptolu bir haberleşme programıyla yaptığımız görüşmede, Mustafa Atalar bana, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a suikast için giden astsubay Aydın Özsıcak’ın Yazıcıoğlu’nun öldüğü kazadaki helikopterden cihazları söken kişi olduğunu söyledi. Yine o dönemde helikopter cihazını söken kişinin aynı baskına katılan Davut Uçum olduğunu öğrendim."
Nedim Şener, Yazıcıoğlu'nun neden FETÖ'nün hedefi olduğunu da şöyle açıkladı:
"19 Ocak 2007 günü öldürülen gazeteci Hrant Dink cinayetini soruşturan FETÖ’cü istihbaratçılar, suikastı Yazıcıoğlu’nun başında olduğu BBP’yi de kapsayacak şekilde bir komploya çevirdiler. Yazıcıoğlu, Trabzon’da cinayetin planlanmasında rol oynayan BBP üyesi Erhan Tuncel’in FETÖ’cü istihbaratçı il emniyet müdürü Ramazan Akyürek tarafından polis muhbiri yapıldığını, onun yönettiği Yasin Hayal’in de Alperen Ocakları üyesi olduğunu öğrendiğinde tepkisini “Bizim tarlayı sürmüşler” diyerek göstermişti.
Bu arada Dink cinayetinden yargılanan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer’in başında olduğu büro, Yazıcıoğlu’nun faaliyetlerini, öldürülmesinden iki yıl öncesinden takibe almıştı. 25 Mart 2009’da öldürülen Yazıcıoğlu ayrıca FETÖ’nün devlet içinde yapılanmasına karşı çıkıyor, “Devletin içine çete sızmışsa ne gerekiyorsa yaparım” diyordu. Fetullah Gülen de Yazıcıoğlu’nun ölümünden birkaç gün sonra, “Aldanırsanız böyle kurban gidersiniz, bir perşembe günü akşamı vefat edersiniz, bir cuma günü cenazenize ulaşırlar” demişti."