Haccac'ın Irak Valiliği...

Irak'ta Emeviler'e muhalif olan her hareketi kanlı bir şekilde ve yüzlerce, binlerce insanı öldürerek bastıran Haccac'ın zulmünden kaçanlar ya silahlanıp muhalif hareketlere katılıyor ya da Hicaz valisi Ömer bin Abdülaziz'e sığınıyorlardı. 

Bu durum, daha sonra Haccac'ın Ömer bin Abdülaziz ile sürtüşmesine ve Ömer b. Abdülaziz'in Medine valiliğinden azledilmesine neden olmuştur.

Haccac, 697'de yetkileri daha da artırılarak, 

bütün doğu illerinin genel valiliğine tayin edildi.

Onun valiliği sırasında Hariciler'in İran'daki, 

Mutarrif b. Mugire'nin Medain'deki, Şebib b. Yezid'in Musul'daki ve Abdurrahman b. Muhammed b.Eş'as'ın Horasan'daki isyanları bastırıldı.

Yaklaşık yirmi yıl süren Irak ve doğu illeri valiliği sırasında Haccac'ın karşılaştığı en büyük sıkıntı, İbnü'l Eş'as'ın kendisine ve Emevi Devleti'ne karşı başlattığı isyandır. 

Haccac bir Emevi ordusunun Horasan bölgesinde Türkler tarafından kılıçtan geçirilmesi üzerine özellikle Emeviler'e muhalif kimselerden oluşturduğu ve Tavus adını verdiği 20 bin kişilik bir orduyu Türklerle savaşmak üzere yola çıkardı. Amacı Türklerden intikam almanın yanı sıra rejim karşıtı Iraklılar'ı iç politikadan uzaklaştırmaktı. 

Ancak kendisinden nefret eden ordu kumandanı İbnü'l Eş'as ve emrindeki ileri gelen askerlerle arasında anlaşmazlık çıktı. 

İbnü'l Eş'as, Haccac'ın kendisini görevden almak istemesi üzerine isyan etti. 

Irak ve Horasan'daki bazı şehirleri ele geçirerek buralara yöneticiler atadı. 

Haccac'a ve Emevi Devleti'ne çok zor günler yaşattı. 701 yılında Deyrülcemacim ve Meskin'de üst üste iki büyük bozguna uğratıldı ve daha sonra sığındığı yerde Haccac'ın adamlarına teslim edildi. 

İbnü'l Eş'as'ın Haccac'ın elinde ölmek yerine, intihar etmeyi tercih ettiği rivayet edilmektedir. 

Yakalandıktan bir süre sonra Haccac'a götürülürken canına kıymıştır.

Velid zamanında Asya'da yapılan fetihler de Irak'ın bu zorba ve otoriter valisi tarafından yönlendirilmekteydi. 

Ülke içinde iç karışıklıkların sükun bulmasıyla birlikte ve Velid'in iş başına geldiği yıl Haccac, 

Kuteybe b. Müslim'i Horasan valiliğine tayin etti. Orduyu sevk ve idarede çok başarılı olan ve doğudaki birçok bölgeyi ele geçiren Kuteybe, bütün etkinliklerinde Haccac'ı örnek almasıyla tanınmıştır.

ZULÜM VE "KAN GÖLÜ" İÇİNDEN SIRITAN ADAM:

Haccac, bütün gücünü Emevi saltanatının yaşaması için harcadı; 

bu uğurda yirmi beş yıl hiç durmadan mücadele etti.

Haziran 714'te Kufe ile Basra arasında yer alan ve kendi döneminde inşa edilen Vasıt şehrinde öldü. Öldüğünde 53 yaşındaydı. 

Mezarının tahrip edilmemesi için üzerinden akarsu geçirildiği rivayet edilmektedir. 

Onun öldüğünü duyan Ömer bin Abdülaziz'in şu sözü manidardır; 

"Dünyanın bütün fasık, zalim ve kötü insanları bir araya toplansa; 

biz de bu insanların karşısına sadece Haccac'ı çıkarsak, onları mağlup ederiz."

Haccac'ın elinden tutanlar ve onu destekleyenler, Emeviler'in Mervani koludur. 

Mervan bin Hakem ve oğulları tarafından temsil edilen bu aile, Hz. Osman döneminden itibaren Ehl-i beytin de karşısında yer almıştır. 

Haccac da bu yüzden, bu çizgiye daima düşman olmuş ve Hz. Ali'ye sempati besleyen herkese hınç ve öfke duymuştur. 

Hz. Ali soyundan geldiğini öğrenince, hanımını bile hemen boşamış ve kovmuştur.

Haccac, Emevilerin muhaliflerine karşı çok sert davranmıştır. 

Enes bin Malik gibi kendilerine hürmet gösterilen pek çok kişiye zulmetmiştir. 

Ünlü müfessir ve muhaddis Said bin Cübeyr'i hunharca katletmiştir.

Onu öldürttükten birkaç ay sonra kendi ölümünü isteyecek duruma düştüğü ileri sürülmektedir. 

Bazı kaynaklarda, Said b. Cübeyr'in sürekli rüyalarına girdiğinden yakındığı ve zamanla "çıldırdığı" aktarılmaktadır. 

Son günlerinde büyük ruhsal sıkıntılar içinde çırpınıp durmuş, dayanılmaz mide ağrıları ve ıstırap içinde ölmüştür.

Haccac, yemininden dönenlere mürted muamelesi yapmış, müslüman oldukları halde mevaliden haraç ve cizye almıştır. 

Abdullah b. Zübeyr ve Said b. Cübeyr'in yanı sıra İmam Zeynelabidin, Abdullah b. Ömer, İmam Şa'bi gibi önemli isimlerinden öldürülmesinden de o sorumlu tutulmaktadır. 

Onun katlettiklerinin sayısı, bazı kaynaklarda 120 bine kadar çıkarılmaktadır.

Haccac bin Yusuf, "gönüllü kölelik"in İslam tarihinde belki de en büyük örneğidir. 

Eğitimli, cesur ve fedakar bir insan olarak yetişmesine rağmen; 

bütün yeteneklerini zulmün bekası için kullanmış, kraldan çok kralcı gibi davranmıştır. 

Yanlış bir "kahramandır" o yüzden, 

antikahramandır. 

Kulağını ve yüreğini şeytanın fısıltılarına açmıştır. 

Haccac'ı zalim, cebbar ve kan dökücü gibi sıfatlarla kötüleyen Zehebi onun Kur'an'a çok hürmet ettiğini, Sicistani ise, hafızları toplayarak Kur'an'ın harfleriyle ilgili çeşitli çalışmalar yaptırdığını, 

muhtelif surelerde geçen on bir kelimenin imlasını belli bir kıraate göre tespit ettirdiğini ve kendisinin de her gece Kur'an okuduğunu söylemektedir. 

Aynı zamanda ünlü bir hatip olduğu, 

Irak'a vali tayin edildiğinde okuduğu hutbenin Arap edebiyatının örnek metinleri arasında gösterildiği iddia edilmektedir.