2018 geride kaldı. Dileriz, geride kalanlar sadece gün sayıları değil, kötü yaşanmışlıklar da olur. 2018 yılında Türkiye, sınır ötesi harekatlardan, yurt içinde FETÖ operasyonlarına, seçimlerden yeni yönetim şekline, tren kazalarından, bedelli askerlikten, iş dünyasının acı kayıplarına kadar birçok olayı yaşadı. 24 Haziran seçimleri ile yönetim şekli değişerek, cumhurbaşkanlığı sistemine geçildi. Yeni kabine seçildi, Genelkurmay Başkanı Milli Savunma Bakanı oldu.

Suriye’ye girdik

Mehmetçik, dünyayı kıskandıran Zeytin Dalı operasyonu ile Suriye’ye girerek, terör örgütlerine ağır zayiatlar verdirdi. İnsan aklı, balık hafızası olsa da (çoğul için), 2018’in hafızalarda yer eden en önemli gelişmesi ekonomide oldu. Türkiye ekonomisi; ABDÇin-AB ticaret savaşı, Brexit gelişmeleri, FED’in faiz kararları, stratejik düşman ABD ile kötüleşen ilişkiler, jeopolitik riskler gibi gelişen ülkelere yansıyan gelişmelerden olumsuz etkilendi. Ayrıca manipülatif kur operasyonları yürekleri ağza getirdi. Rahipajan, Andrew Brunson’ın davası nedeniyle Türkiye-ABD ilişkilerinde yaşanan gerilim piyasalara yansırken, ağustosta başlayan spekülatif saldırılar, temel göstergelerde bozulmalara neden oldu.

ABD dünyayı karıştırdı

Rahip Brunson’ın cezasının ev hapsine dönmesinin ardından gerileyen dolar, ABD’den gelen yaptırımlar, Türkiye’nin yanıtları ile yeniden yükselişe geçti. ABD’nin, İran, Rusya, Pakistan, Çin, Küba, Kuzey Kore, Venezuela, Suriye, Libya ve Kolombiya ile Türkiye’ye de yaptırım uygulaması, ekonomimize olumsuz yansıdı. Kararın ardından çelik ve alüminyum ihracatına ek yüzde 50 vergi getirdi. Sonra dış odaklı manipülasyonlarla 4.7-4.9 TL olan dolar 7.2’ye çıktı. TL kısa sürede yüzde 35 değer kaybetti. ABD’nin NATO müttefikini bir papaza değişmesini sert bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu durumu ‘ekonomi savaşı’ olarak ifade etti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, ‘Kurdaki dalgalanmaya karşı gerekirse mali kural koyarız’ dedi. Türkiye; Çin, Rusya, İran, Ukrayna gibi ülkelerle ticaretin, milli parayla yürütülmesini gündeme aldı. Korkulan olmadı. Bronson’ın, ABD ye dönmesi, Merkez Bankası’nın önlemleri sonrasında, doların ateşi düştü. Faiz yükselmesi durdu. Hatta geriledi. Büyük şirketlerin iflas anlaşması ilan etmesi, 2018’in belki de en sevimsiz, etkilerini 2019’a devredecek gelişmesiydi.

Katar can suyu verdi

Hükümetin aldığı önlemler de konkordatoları durduramadı. Türkiye’ye, ekonomik saldırılarla mücadelesinde en büyük katkı Katar’dan geldi. Türkiye ve Katar merkez bankaları 15 milyar dolarlık yatırım paketinin ilk adımını, ikili para takası anlaşması imzalayarak attı. 2018’de yıllık ihracat, 168 milyar dolara çıkarak rekor kırdı. Cari açık azaldı. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, hükümetin karnesine eksi yazdı. Konut satışlarında KDV yüzde 18’den yüzde 8’e, tapu harçlarının binde 20’den binde 15’e düşürülürken, beyaz eşyada ÖTV sıfırlandı. Ticari araçlarda KDV yüzde 1’e indirildi. Ekonomideki büyüme, uzmanlara göre, sağlıksız ve istikrarsız bir görüntü sergiledi. Hükümetin Varlık Fonu kurması, eleştirilere neden olan şeker fabrikalarını satması, bedelli askerlik, imar barışı gibi kararlar son hamleler olarak yorumlandı. Uzmanlar ayrıca sanayi üretimi yerine, inşaat sektörünün öne çıkarılmasıyla gerçekleşen ‘spekülatif büyümenin’ sonuna gelinmesi nedeniyle yakın gelecekte ekonomide olumlu haberler almanın zor olacağı uyarısında bulundu. 2018’in diğer önemli olayı, Türkiye’nin ‘Kırılgan Beşli’ diye ifade edilen ekonomisi hassas ülkeler arasında birinci sırada yer alması. Enflasyon yüzde 25’lere tırmanırken, işsizlik çift düşürülemedi. ABD’nin Suriye’den çekileceğini açıklaması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaferi olurken, Suriye’de yapılması düşünülen büyük operasyonlar 2019’a ertelendi. 2018’in özeti bu. Dileriz 2019 ülkemiz için çok iyi olur.