HALA AKILLARI AÇILIMDA! DÖKÜLEN MEHMETÇİK KANI YETMEDİ GALİBA

Hükümetin,

Terörü durdurmak için girişimi;

"Yeni açılım"

Sanki

"Eski açılım" teröre çare buldu.

Kan,

Gözyaşı,

Yıkım,

Çöküş..."Eski açılım"  günlerinde yaşandı.

Sadece; Cizre ve Sur'da öldürülen terörist sayısı 800 'e yakın.

Ölen asker, polis ve korucuların sayısı onlarla ifade ediliyor.

Aynı şekilde masum siviller de.

Bu bedelin nedeni;

"Eski açılım süreci".

Hükümet,

Bu uygulamayı iyi niyetle başlatmış olabilir?

Ne yazık ki;

PKK ve yandaşları iyi niyetli değil.

Bebek katillerine destek veren Amerika ve müttefiklerinin niyeti ise PKK'dan kötü.

Teröristlerin sahneye koyduğu her yıkım ve ölüm sahnesinin hazırlayıcısı dost bildiğimiz,

Uğruna her türlü fedakârlıkta bulunduğumuz Amerika ve AB ülkeleri.

Rahmetli Banker Kastelli;

"Tecrübe; yenilen kazıkların toplamıdır" derdi.

Hükümet eski kazıkları hazmetmiş olacak ki;

Yeni kazıklar için hazırlığa başlamış.

"Yeni açılım süreci" hazırlığında.

Akla bazı sorular takılıyor ki;

İnsanın sorası,

Düşünesi gelmiyor.

Acaba, Cizre'de, Sur'da teröristler bitme noktasına geldi de...

Onları yeniden diriltmek mi amaç!

Ya da Amerika ve müttefiklerinin bir yaptırımı mı?

 " Yeni açılım süreci" 

Bebek bile, eli bir defa yandığında ateşten, sıcaktan uzak durur.

Yukarıda da belirttiğim gibi hükümet iyi niyetli olabilir.

Ancak kalleşe.

Alçağa.

Bebek katillerine ikinci bir şans verilmez.

Zira açılım süreçlerinin bedelini ulus olarak ödüyoruz.

Siyasilerin ödediği bir bedel yok.

Gene milletvekili oluyor.

Bakan oluyor.

Başbakan oluyor.

Cumhurbaşkanı oluyor.

Ya; asker!

Polis!

Korucular!

Masum siviller!

Okuyamayan öğrenciler.

Dükkân açamayan esnaf.

Onlar eski açılımın bedelini ödeyenler.

Eli silahlı teröristle pazarlık yapılmaz.

Kan baronları.

Uyuşturucu tacirleri ile pazarlık yapılmaz.

Güç sarhoşu,

Ayılmak istemez.

"Çözüm süreci" , 

PKK'nın güçlenmesi,

Palazlanması.

Vatan topraklarını bölmek için dış güçler yardımıyla yeni planları sahneye koyması için zaman kazanması demektir.

Yönetenler bu gerçeği bilmiyor mu?

Elbette biliyor.

Asker söylüyor.

Polis

Söylüyor.

MİT söylüyor.

Stratejistler söylüyor.

Aklıselim herkes söylüyor.

Yönetenler, 

Yönetildikleri(!) için söylenenleri duymazdan geliyor.

Üç maymunu oynuyorlar.

Gerçeği görmemenin bir adı da;

Öngörüsüzlüktür.

Geleceği görememektir.

Tarih boyunca aynı hataları tekrarlamışsız.

Kaba tabirle;

Çabuk gaza geliyoruz.

Yönetenler algı operasyonları ile önümüze pembe tablo koyuyor.

Yalaka medya.

Adı aydın, ruhu karanlıklar.

Seçilmiş akademisyenler halkı; 

-Kan dökülmeyecek,

-Silahlar susacak,

-Analar ağlamayacak,

-Ülke huzura kavuşacak, diye efsunluyor.

Yönetenler de, rehavete kapılıyor.

PKK ve işbirlikçi dış güçler ise fırsatı ganimet bilerek hazırlık yapıyor.

Bölgeye silah yığıyor.

Tüneller kazıyor.

Yetkililerin gözleri önünde askeri talim yaptırıyorlar.

Mahkemeler kuruluyor.

Kobani'de ki direnişin benzeri bir başkaldırı için faaliyetler gizlemeye gerek duymadan yapılıyor.

Rehavetin bedeli;

Yüzlerce ölü.

Hangi turist yüzlerce ölümün olduğu bir ülkeye gelir.

Turizm fuarlarında acenteler bu nedenle sıfır çekiyor. 

İyi hoş da tek suçlu PKK mı?

Onlara savaş ortamını.

Başkaldırı ortamını hazırlayanların hiç suçu yok mu?

Dökülen kanlarda, onların vebali yok mu? 

"Açılım " denilen ucubeyi sahneye koyan herkesin.

Bu uygulamayı destekleyenlerin vebali var.

Yönetenlerimiz, " Eski açılım" yetmezmiş gibi,

"Yeni açılım" peşinde.

Demek ki;

Dökülecek daha çok kanımız var.