Hülagu Han...

Hülagu Han, İlhanlılar'ın kurucusudur. 

Cengiz Han'ın torunu, ve diğer Cengizli Büyük Han'larından Mengü Han ve Kubilay Han'ın da kardeşidir.

Hülagü,1255 yılında ağabeyi Mengü Han tarafından Orta Doğu'da henüz ele geçirilmemiş toprakların fethini tamamlamak üzere görevlendirildi. 

Görevleri; güneydoğu İran halklarından olan Lurları hakimiyet altına almak,Haşhaşi tarikatını ortadan kaldırmak, Abbasi Halifeliği'ni yıkmak, Eyyubi ve Suriye topraklarının istilası ve son olarak da Mısır'daki Memlük Devleti'ni yıkmaktı. Mengü Han, Hülagü'ye teslim olanlara iyi davranmasını, karşı koyanları ise tamamen ortadan kaldırmasını emretti.

 

Hülagü Han ve karısı Dokuz Hatun:

Annesi, Sorgotani Beki ve karısı Dokuz Hatun dinine bağlı birer Nasturi Hıristiyandı. 

Tıpkı yakın arkadaşı ve komutanı olan Ketboğa gibi. Moğol İmparatorluğu'nun dinlere karşı alışılmış hoşgürüsüne karşın Hülagü'nün Müslümanlara olan düşmanlığında bu üçünün etkisi olduğu düşünülüyor. Bir başka görüş de Emeviler ve bazı Abbasi halifelerinin Türk ve Moğol halklara karşı kötü muamele etmesinin Hülagü Han üzerinde intikam hissi uyandırmasının müslümanlara düşman olmasına etkisi olduğudur.

 

Haşhaşiler ve Bağdat Seferi:

Mengü Han'ın emriyle her on Moğol erkeğinden ikisi, emrindeki orduya alınan Hülagü, belki de o zamana kadarki en büyük Moğol ordusunun başında sefere çıktı. 

Luristan Atabeyliği kolayca ele geçirildi. Haşhaşilerden alınması imkansız Alamut Kalesini normal koşullarda asla ele geçiremeyince Hülagü, orduda bulunan Hitaylı Mühendislerin katkısıyla kalenin altı tüneller açılarak oyulmuş ve petrol ile doldurularak kalenin bulunduğu tepe, o zamana kadar görülmemiş gerçek bir bombaya dönüştürülmüştür. Bu sayede Moğolların normal koşullar altında ele geçirmeyi rüyalarında bile göremeyecekleri bu kale, tüneller ateşlenerek patlatılmak suretiyle imha edilip ele geçirmiştir. 

Bu, o tarihe kadar asla kimsenin aklına bile getiremediği bir yöntemdi. 

Bu tarihe kadar da pek çok ordu bu kaleyi çok dik ve yalçın kayalar üzerinde kurulduğundan, ayrıca çok müthiş ve sert savunulduğundan ele geçirememişti. Daha sonra Bağdat'a yönelen Moğol ordusu, Halifeye yapılan teslim ol çağrısına olumsuz cevap verilmesini, Büyük Han'ın da emrine uygun olarak istila bahanesi olarak kullandı.

 

Hülagu Han'ın Alamut kuşatması:

Hülagu Han halifeden teslim olmasını istediğinde, Halife Mustasım, eğer kendisine saldırırsa Allah'ın gazabına uğrayacağını söyleyerek teslim olmayı reddetti. 

Birçok kaynak Halife'nin saldırıya karşı yeterli önlem almadığını yazıyor, ne ordusunu güçlendirdi, 

ne de Bağdat'ı çevreleyen surları. 

Aslında, en yapmaması gerekenleri yapmıştı; Hülagü'yü kızdırmıştı, bu da Hülagü'nün kuşatma için aradığı mazeretti. 

Bağdat'a vardığında Hülagü orduyu bölümlere ayırdı. Böylece şehir her taraftan tehdit edilecekti. 

Abbasi ordusu, batıdan saldıran Moğol kuvvetlerinin bir kısmını geri püskürtmeyi başardı fakat sonraki çarpışmalarda yenildiler. 

Yapılan Düceyil Muharebesinde Moğollar, 

Düceyil Nehri'ndeki setleri yıkarak Abbasi ordusunu tuzağa düşürdüler, askerlerin neredeyse tamamı kılıçtan geçirildi ya da boğuldu. 

Daha sonra şehir kuşatıldı ve birkaç gün içinde de şehri çevreleyen surların tamamı Moğol ordusunun kontrolüne girdi. 

Mustasım anlaşma teklif etti fakat kabul edilmedi. Moğollar, 13 Şubat 1258'de şehre girdi ve şehir bir hafta boyunca yağmalandı, halk katledildi.

 

Moğol ordularının Suriye ve Filistin'e ilerleyişi:

Bağdat'ın alınmasından sonra çevredeki daha küçük şehirler Hülagü Han'a bağlılıklarını bildirdiler. 

Moğol ordusu Suriye'ye Eyyubiler üzerine döndü ve Akdeniz kıyılarına kadar birlikler gönderildi. 

Mısır da bir sonraki hedef gibi görünüyordu fakat Büyük Han Mengü'nün ölümü Hülagü Han ve ordusunun büyük kısmını bu seferlerden vazgeçmek zorunda bıraktı. 

İmparatorluk dört bölüme parçalanmıştır ve Hülagü Han'ın kurduğu İlhanlı Devleti bunlardan biridir. 

Orta Doğu'da kalıp sefere devam eden Moğol ordusu Ayn Calut Muharebesi'nde Türk askerlerinden teşkil edilmis Memlük'lere yenildi. 

Filistin ve Suriye toprakları kaybedilmişti. 

1262'de Hülagü hakimiyetindeki bölgeye döndü fakat yokluğundaki mağlubiyetlerin intikamını alma fırsatı bulamadı. 

Hülagü Han, 1265 yılında öldü ve atı ve cariyeleri kurban edilerek, onunla birlikte gömüldü. Cenazesi şamanist geleneklerine göre yapılan son hükümdardır. 

Mezarı; Urmiye Gölü'ndeki bir adadadır.

Vikipedi...