Hz. Ömer (r.a), bir taraftan devleti teşkilatlandırmaya çalışırken diğer taraftan da ilmi gelişmelere hız veriyordu.

Onun fıkıh ilminde ayrı bir yeri vardır. Zira Fıkıh usulünün teşekkülü Ömer ile başlar. Kendisinden sahih senetlerle binlerce fikhi hüküm rivayet edilir. Hz. Ömer’in içtihadları, İslam hukuku açısından çok büyük bir ehemmiyeti haizdir.

Ömer, hadis rivayeti hususunda çok titiz davranmıştır.

O, Rasulullah (s.a.v) Efendimiz’den hadis rivayet eden bazı kimseleri hesaba çekmiş, rivayet ettikleri hadisler için şahid getirmelerini istemiştir. Hz. Ömer’den 539 hadis rivayet edilmiştir. Ayrıca o, Kur’an-ı Kerim’in te’vil ve tefsirinde de ilim sahibiydi.

Çok güzel konuşur, hikmetli sözler söylerdi.

Onun bu üstün kabiliyeti yazı için de geçerliydi. Valilerine yazmış olduğu talimatları ve mektupları, Arap dili için bir numune addedilmekteydi. Ömer (r.a) şiirle de ilgilenirdi.

Şiir zevkine sahipti. Çok sayıda Arap şairinin şiirlerini ezberlemiş, az da olsa şiir inşâd etmiştir.

İnsanlara yatsı namazını kıldırıp evine gider, sabaha kadar nafile namaz kılardı.

Devamlı da oruç tutardı. İbadet ederken bütün benliğiyle Rabbine yönelirdi. Halife olduktan sonra gündüz işlerinin yoğunluğu sebebiyle nafile namazlarını gece kılar, ev halkını sabah namazına; ‘’Ailene namazı emret’’ ayetini okuyarak kaldırırdı.

O, her sene haccetmeyi asla ihmal etmez ve hac farizasını yerine getirmek için Mekke’ye gelen hacılara bizzat riyaset ederdi. Geçimini ticaretle temin ederdi. Bunun yanında Medine’de ganimetten kendisine bazı arazilerin düştüğü de bilinmektedir.

Hayber’de hissesine düşen çok kıymetli arazisini Allah için vakfetmiştir. Son derece isabetli kararlar verirdi. Henüz hakkında vahiy gelmeyen 15-20 mühim hususta görüş beyan ederek tekliflerde bulundu. Onun düşüncesi istikametinde ayetler nazil oldu.

Ömer, büyük bir edeb ve incelik göstererek, ‘’Rabbime şu şu hususlarda muvafık düştüm’’ diye hamdederdi. Hz. Ömer’in ayete uygun görüşleri anlamında ‘’Muvafakat-ı Ömer’’ denir. Rasulullah (s.a.v); ‘’Allah Te’ala, hakkı Ömer’in diline ve kalbine koymuştur,’’ buyurmuştur.