İmansızlığını gizleyerek inanmadığı halde inandım demek şeklinde tarif edilen münafıklık ikiyüzlülüktür.
Girdiği ortama göre hareket eden münafıklar, İslama ve müslümanlara en büyük zararı verenlerdir.
En temel özellikleri, ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik olduğu için Kur'an-ı Kerim münafıkların cehennemin en aşağı tabakasına atılacaklarını ve
amellerinin boşa gideceğini haber vermektedir. (Nisa suresi; 4/ 15).
Kalpleri katılaşmış, duyguları körelmiş imansız olduklarını bile söyleyemeyecek kadar aciz olan bu münafıklar hakkında Kur'an-ı Kerim şöyle
buyurmaktadır:
''Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, namaza kalktıkları zaman tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.”(Nisa; 4/ 142)
Peygamber sav Efendimiz de münafıklığın özelliklerini şöyle sıralar: ''Emanete hıyanet, yalan söylemek, sözünden caymak, tartışmada ölçüyü
kaçırıp haksızlığa sapmak.” (Buhari)
Ne yazık ki, biz Türk toplumu olarak bunu yaşıyor ve mücadele ediyoruz. Bu memleketin ekmeğini yiyerek, suyunu içerek, havasını teneffüs ederek
münafıklık postunu giyenlerimiz var. Konuştukları zaman hayrette kalırsın. Maaşlarını bu milletin alın terinden alırlar, fakat bu ülkeyi yıkmak perişan etmek için ellerinden geleni yaparlar, buna da güçleri yetmezse ekmeğini yediği ülkeyi başka düşman ülkelere şikayet ederler.
Bunlar; Firavun Amon tapınağı rahipleri gibidirler. Emek vermeden yerler, içerler, refah seviyede yaşarlar fakat çalışmalarındaki devlete hainliklerini de asla bırakmazlar...
Millet olarak içimiz yanıyor. Hergün şehidimiz var. Genç fidanlarımız geride yetimlerini sevdiklerini terk ederek gidiyorlar..
Bu fidanlarımızı şehit edenler kim..? Meclisten maaşını alan, dokunulmazlık postuna giren hinliklerini gizlemeyen sinsi hainlerdir.
Biz, millet olarak bunlara hakkımızı helal etmiyoruz. Şuna inanıyorum ki, bu nankörlere hesap soracak birileri mutlaka çıkacaktır.
Allah, bir müddet cezasını erteler fakat zamanı saatı geldiğinde dolu taneleri gibi başlarına yağacaktır. Naptık ki bu hale geldik diyecekler...