İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapis cezası onandı mı?
Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, konuyla ilgili olarak çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Selvi'nin yazısından bir bölüm şöyle:
Seçim gecesi Meral Akşener açıklama yaptı.
Millet İttifakı’nın devam edip etmeyeceği konusunda net konuşmadı. CHP Genel Merkezi’nde yapılan 6’lı Masa toplantısından ise fotoğraf verilmedi. Seçim sabahı Ekrem İmamoğlu, CHP genel başkan adaylığına soyunduğu mesajını veren tweet’ini attı.
İki sorunun peşine düştüm.
1- Ekrem İmamoğlu, 24 saat geçmeden bu çıkışı neden yaptı?
2- Meral Akşener ile Ekrem İmamoğlu birlikte mi hareket ediyor?
Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu için, “Aramızda baba oğul ilişkisi var” demişti. “Evladım Ekrem” diye seslenmişti. Siyasette yeni bir Brütüs olayı mı yaşanıyor? Kılıçdaroğlu, “Evladım Ekrem” tarafından sırtından mı hançerleniyor, diye düşündüm. Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Brütüs’ü mü olacak diye baktım.
Ekrem İmamoğlu hakkında YSK üyelerine hakaretten 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmişti. İmamoğlu bu kararı İstinaf Mahkemesi’ne götürdü. Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği seçim sabahı hemen CHP genel başkan adaylığı veren mesajı atmasının altında İstinaf Mahkemesi’nden aldığı bir haberin etkisi olduğu söyleniyor. İmamoğlu, İstinaf’ın cezasını onadığını öğrenmiş.
Ne kadar doğru bilmem. Bunun üzerine “Siyasi yasak kapsamına girersem tekrar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olamam. Karar kesinleşmeden önce CHP Genel Başkanı olursam, ana muhalefet partisinin liderini yasaklayamazlar” diye düşünüyormuş. Bundan dolayı acele ettiğini söylüyorlar.
İstinaf Mahkemesi’nden onama çıksa dahi bunun bir de Yargıtay yolu var. İmamoğlu, “Yargıtay’dan da 6-7 ay içinde onama çıkarsa aday olamam” diye düşünmüş olabilir.
Ekrem İmamoğlu zamana karşı yarış içinde. Siyasi yasak kararı onanmadan önce CHP Genel Başkanı olmak istiyor. Peki seçilebilir mi? Şansı var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın imkânları ve İstanbul iş dünyasının desteğiyle bunu sağlayacak ekonomik gücü de var.
Ancak doğru bir stratejiyle hareket edip oyunu doğru kurması şartıyla.
Seçim gecesinden itibaren merak ettiğim sorunun cevabı her defasında aynı çıkıyor. Kılıçdaroğlu istifa edecek mi diye soruyorum. Hayır etmeyecek yanıtını alıyorum.
“Yüzde 48 oy aldık. Başarılıyız. Ecevit’i bile geçtik” söylemlerini bir kenara bırakıyorum, Kılıçdaroğlu istifa etmiyor.
Kılıçdaroğlu şimdi “Partiyi olağan kurultaya mı götüreyim, olağanüstü kurultay çağrısı mı yapayım?” konusuna karar vermeye çalışıyor. Olağan kurultay sürecini başlatırsa seçim yenilgisi soğumaya bırakılır, İmamoğlu’nun baskın bir şekilde gelmesinin önü kesilmiş olur.