GÜNDEM

İmamoğlu'ndan 'Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday mısınız?' sorusuna yanıt

CHP tarafından 31 Mart 2024'te düzenlenecek yerel seçim için bir kez daha aday gösterilen İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gündemde yer alan konulara ilişkin olarak Cumhuriyet gazetesinden İklim Öngel'in sorularını yanıtladı.

İmamoğlu, dört yıl sonra cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağına dair soruya "Benim İstanbul’a dair öyle güçlü öyle büyük hayallerim var ki onları gerçekleştirme rüyasından başka rüya görmüyorum. Planlama önemlidir ama planı yapan sadece insanlar değildir. Hayatın da kendi planları vardır. 4 yıl sonraki bir olay için bugünden yorum yapmak bana anlamlı gelmez" yanıtını verdi.

"İkinci kez kazanırsanız ilkine göre daha büyük engellerle karşılaşmayı bekliyor musunuz, buna ne kadar hazırlıklısınız?" sorusu üzerine de İmamoğlu, şunları kaydetti:

"Tam tersi. Aradaki fark ne kadar çok olursa işlerimiz o kadar kolaylaşacak. Aslında normalleşme bunun adı. Normalleşmemiz lazım. Ben ekstra bir jest beklemiyorum zaten. Olması gerekenler olsun yeter. Neden 'Her şey daha güzel olacak' diyorum? Çünkü 5 yıldır uyguladıkları politikanın halkta hiçbir karşılığı olmadığını görecekler. Doğal olarak yanlışlığı kanıtlanmış bir siyaseti sürdürmek, aklı başında siyasetçilerin yapacağı şey değildir."

Gazetecinin soruları ve İmamoğlu'nun bunlara verdiği yanıtlar şöyle:

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durum sizin hizmetlerinizi nasıl etkiliyor?

Göreve geldiğimiz günden bugüne döviz kurundaki artış yüzde 500’ü geçti. Doğal olarak yabancı para cinsinden baktığımızda önceki ve bizim döneme dair kredi geri ödemelerimiz TL bazında çok artmış oldu. Yılbaşına göre finans ekiplerimiz döviz kuru farkından cebimizden çıkan fazla parayı 70 milyar lira olarak hesapladı. O günden bugüne dövizin dolar bazında 3, Avro bazında 4 lira daha arttığını düşünürsek kayıp büyüdü tabii. 70 milyar lira, bu da bizim İBB olarak 2019, 2020, 2021 yılı bütçelerimizin toplamı demek. “Nereden nereye” diyor ya, paramızın pul olması konusunda nereden nereye geldiğimizi gösteren acı bir tablo bu.

'SOSYAL YARDIMLARI 6 KAT ARTIRDIK'

Hiç olmadığı kadar ağır bir hayat pahalılığı yaşanıyor. Bu durumda sosyal yardımlarımızı 6 kat artırmak durumunda kaldık. Vatandaşı rahatlatacak yeni katkı yolları bulduk. Kent lokantaları, burslar, anne kart gibi örnekler bizim vatandaşı rahatlatmak adına attığımız böylesi adımlar. Yeni dönemde de kâh emekliler kâh evine tek asgari ücret giren vatandaşlarımıza da 10 bin lira pazar, 10 bin lira ulaşım desteği vereceğiz. Kentsel dönüşümde, evi D-E sınıfında, yani çok dayanıksız çıktığı belli olan binaların dönüşümüne yüzde 60 oranında destek olacağız. Kentsel dönüşüm kapsamında vatandaşlarımıza 7 bin lira, emeklilerimize 9 bin lira kira yardımı vereceğiz. Bunlar hep ekonomik zorlukları hafifletmek için yaptığımız harcamalar.

'KÖTÜ EKONOMİ YÖNETİMİ SOSYAL KONUTU DURDURDU'

Bakın bundan 10 yıl önce bir otobüs bileti 1.1 dolardı. Yani bugün olsa bir yolculuk 35 lira olmalıydı. Gerçekten de bir seyahat 1 dolara mal oluyor. İETT’ye yıllık sübvansiyonumuz bu yıl 20 milyar lira olacak. Bu da bir sosyal destek. Bilet fiyatlarını bu dönemde artırmak istemiyoruz. Yüksek enflasyon nedeniyle planlama yapmak bile güçleşti. Biz 2 bin 100 adet sosyal konut yaptık. Hepsi 2019 Aralık ile 2021 Temmuz ayı arasında yapılıp teslim edildi.

Türkiye’de ilk kez sabit ve asgari ücretin altında taksitle bunu başardık. Ama devamında yapamadık. Neden? Çünkü maliyet hesabı yapılamaz oldu. Ekonominin tüm dengelerini bozdukları için döviz ve enflasyon hesabı yapılamaz oldu. Sosyal konut üretmemizi durduran da bu kötü ekonomi yönetimidir.

İlk kez genel seçim havasında bir yerel seçim süreci yaşanıyor. Neden bu noktaya gelindi?

İlk kez mi bilmiyorum. 2019’da da sayın cumhurbaşkanı günde 5 ilçede miting yapıyordu İstanbul’da. Şimdi “kardeşim” dediği Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin adıyla sesleniyordu bana. Tanzim satış çadırları kurulmuştu. Bakanlar yine İstanbul’u mesken tutmuş, siyaset yapıyorlardı. Osman Öcalan kırmızı bültenle aranırken TRT’ye konuk ediliyor, İmralı’dan gelen mektup okutuluyordu canlı yayınlarda. 2019’da da İstanbul seçimi yerel bir yarışın çok ötesine geçirildi, bugün de öyle.

Şimdi de tüm kabine burada. Millet devlet hastanelerinden randevu alamıyor; sağlık bakanı ile Pendik’te seçim çalışması yaparken karşılaşıyoruz. Sandık ve seçim güvenliğinden sorumlu içişleri bakanı Silivri’de esnaf gezip oy istiyor, haberleşmeden de sorumlu olan Ulaştırma bakanı AKP adayına proje desteklerini anlatıyor ve de seçimin en adaletli şekilde yürütülmesini sağlaması gereken adalet bakanı meydanlarda. Cumhurbaşkanı yardımcısı İstanbul’da propaganda yapıyor. Seçimin son 2-3 günü de cumhurbaşkanı gelir.

'VAZİFELERİNİ UNUTTULAR'

Hepsini misafir olarak görüyoruz ve iyi ağırlıyoruz. 1 Nisan sabahı tekrar Ankara’da görevlerine dönecekler. Bazıları moral bozukluğu nedeniyle 31 Mart akşamı da dönebilir. İşlerini ihmal etmesinler. 1 aydır devlet vazifelerini unuttular gelip bizimle yarışıyorlar. Vatandaş onlardan asli vazifelerini yapmalarını bekliyor.

İstanbul seçiminin sonucu Türkiye’nin siyasi geleceğini nasıl etkileyecek?

Biz, İstanbul ittifakını başardık. Bugün İstanbul’da bir halk ittifakı, bir halk birliği kurulmuş durumda. Bu ittifak içinde tüm İstanbullular var. İstanbul’un gençleri, kadınları, emeklileri, işçileri, esnaf, girişimcileri, her kökenden inançtan İstanbullular buluştuk. İstanbul ittifakı bu çok renkli, çok sesli kitlenin bir hedefe kilitlenmesi demektir. Nedir o hedef? O hedef bu zor dönemi beraber aşmaktır. O hedef yoksulluğu tarihe gömmektir. O hedef dayanışmadır. O hedef milletin iradesine sahip çıkmaktır, demokrasidir. O hedef eşit yurttaşlıktır. O hedef her biri pırıl pırıl olan gençlere güvenli bir gelecektir, özgürlüktür, kalkınmadır, demokrasi ve güvenliğin bir arada gerçekleşmesidir.

Kısaca Mustafa Kemal Atatürk’ün hedeflerini hayata geçirmektir. Ayrıca o hedef teknolojidir. İstanbul ittifakı bu hedeflere kilitlenmiş durumda. Ekrem İmamoğlu, sadece bu muhteşem birlikteliğin neferi, bu gelecek projesinin sizler için sözcüsüdür. Bu gelecek projesi, bu parlak güzel gelecek sevgili halkımındır.

'MEYDAN BÜYÜYECEK'

İstanbul bu hedeflerin hayata geçeceği, oradan ülkeye ve Türkiye’nin her bölgesine yayılacağı şehirdir. Bu seçimlerde, ışıl ışıl, güler yüzlü, akılcı bir İstanbul, ne yaptığını bilen, halkına yalan söylemeyen, bir avuç insanı değil, 16 milyonu gözeten bir yönetim için oy kullanacağız. İşte bu İstanbul ittifakının gerçekleşmesi için çok önemli bir aşama. Ama İstanbul ittifakının asıl kendini göstereceği dönem seçimden sonra olacak.

Seçimden sonra bu meydan büyümeye devam edecek. Mutlu, eşit, müreffeh Türkiye için İstanbul ittifakı ulusal bir ittifaka dönüşecek. Türkiye’nin geleceğini hepimiz beraberce oluşturacağız. İstanbul ittifakı geleceğimizi beraberce oluşturmanın, hayallerimizi gerçekleştirmenin ittifakıdır. Büyük hayallerimiz var. Kalkınmış, mutlu, eşit bir İstanbul ve Türkiye. Doğası mis gibi kokan, sokakları tertemiz, insanları güler yüzlü, neşeli.

'BARIŞ DOLU TÜRKİYE'

Dünyaya mutlu bir ülke nasıl olur, demokrasi nasıl şahlanır, bunun dersini veren bir İstanbul ve bir Türkiye. Teknolojinin insanlığa yararlı bir atılım içinde olduğu barış dolu bir İstanbul ve bir Türkiye. Bu hayallere İstanbul ittifakı ile ulaşacağız. İstanbul ittifakını büyüterek ulaşacağız.

AKP deprem üzerinden bir propaganda yürütüyor. Murat Kurum bakanlık yaparken siz de belediye başkanıydınız. Bakan olduğu dönemde İstanbul için yararı oldu mu?

Çok fayda sağlayabilirdi. Maalesef faydadan çok zarar verdiler. Daha yeni Şişli’nin, İstanbul’un göbeğinde kendi imzasıyla çıkan inşaat planına baksanıza. Biz plan yapmışız sadece 8 kat izni ve çok geniş yeşil alanlarla çevrili. O arkadaş bunu beğenmemiş. Yeni plan hazırlamış. Sizin gazete binanızın da olduğu İstanbul’un göbeğine 70-80 katlı gökdelen dikecek. Allah aşkına Şişli’nin 80 katlı gökdelene mi ihtiyacı var! Bu rant kafası, kente ihanet kafası bu arkadaşlarda hiç değişmeyecek.

İstanbul’da sizin yaptığınız anketlerde durum nedir, belediye meclisinde çoğunluk sağlanacak mı?

En büyük hedefimiz o. Biliyorsunuz yüzde 10 barajını aşamayan partilerin adayları meclis üyesi olamıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde çoğunluğu sağlamamız için hem ilçe belediye sayımızı artırmamız hem de CHP’nin İstanbul genelinde alacağı oyun artması gerekiyor. İstanbul ittifakı dediğimiz kavram, meclis çoğunluğunu sağlamayı başarırsa, bu taçlanmış bir başarı olacak. Ben bunu yapacağımıza yürekten inanıyorum.

2019’da ittifak vardı, bugün yok. Bu seçimi nasıl etkiyecek?

İstanbul ittifakı var. Bu bir halk ittifakı. 2019 gibi partiler yok ama halkın gönlünde devam eden bir ittifak. Bu dayanışma çok güçlü. 31 Mart akşamı gücünü göreceksiniz.

Bu seçimde de geçen seçimdeki gibi iki seçim olma ihtimali var mı?

Gülüyoruz ağlanacak halimize. Ne diyeyim bu kez bu millet onlara bu fırsatı vermeyecek.

İkinci kez kazanırsanız ilkine göre daha büyük engellerle karşılaşmayı bekliyor musunuz, buna ne kadar hazırlıklısınız?

Tam tersi. Aradaki fark ne kadar çok olursa işlerimiz o kadar kolaylaşacak. Aslında normalleşme bunun adı. Normalleşmemiz lazım. Ben ekstra bir jest beklemiyorum zaten. Olması gerekenler olsun yeter. Neden “Her şey daha güzel olacak” diyorum? Çünkü 5 yıldır uyguladıkları politikanın halkta hiçbir karşılığı olmadığını görecekler. Doğal olarak yanlışlığı kanıtlanmış bir siyaseti sürdürmek, aklı başında siyasetçilerin yapacağı şey değildir.

Yerel seçimler değişim ekibi için önemli bir sınav olacak. Yeni yönetim hangi durumda bu sınavdan kalmış sayılır, sizin gözünüzde hangi senaryo için “başarısız” tanımı yapılır?

İklim Hanım ben sadece İstanbul’la ilgili konularda değerlendirme yapabilirim. İstanbul’da gayet başarılı olacağız göreceksiniz. Sorunuzun kapsamı Türkiye olduğu için adresi sayın genel başkanımızdır.

Olası başarısızlık CHP’yi kurultaya götürür mü?

Parti içi meseleleri hiç bir zaman medyada konuşmadım, konuşmayacağım. Buradan gördüğüm kadarıyla da Türkiye çapında da güzel bir başarı yakalayacağız. Ama bu konuda yetki ve karar sahibi de ben değilim. CHP 100 yıllık bir parti. Her konusunun ele alınacağı kurumsal ve değerli makamları, yapısı var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu son seçimim” ifadeleri için yorumunuz nedir?

Doğru demiş.

2023 Mayıs seçimi geçti. Olası adaylar arasında adınız vardı. Seçim kaybını, vatandaştaki hayal kırıklığını yani tüm yaşananları gördükten sonra “Keşke aday olsaydım” dediniz mi?

Biz geçmişi konuşarak değil, geleceği planlayarak zamanımızı kullanırız.

Aday olsaydınız kazanır mıydınız?

Ben mütevazı bir insanım. Kendimle ilgili nasıl böyle bir şey diyebilirim. Bir de anlamı yok yani. Yaşanmamış bir şeyin sonucunu ben nasıl bileyim.

Bir dahaki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday mısınız?

Benim İstanbul’a dair öyle güçlü öyle büyük hayallerim var ki onları gerçekleştirme rüyasından başka rüya görmüyorum. Planlama önemlidir ama planı yapan sadece insanlar değildir. Hayatın da kendi planları vardır. 4 yıl sonraki bir olay için bugünden yorum yapmak bana anlamlı gelmez.