Mescid-i  Nebevi'nin   giriş  kısmında  Medine'de  kalacak yerleri  olmayan sahabilerin barınması için  yapılan  '' SUFFE '' ; burada kalan ve 

çoğunluğunu  muhacirlerden oluşan topluluğa  ''Ashabı Suffe '' denilmiştir.

Allah yolunda  kendilerini vakfetmiş bulunan Suffe Ehlinin güzide sahabileri,  Sevgili Peygamberimizin yanında daima hazır bulunmuş, onun söz ve fiillerini

hıfzederek, sonraki nesillere  aktarmışlardır.

İslami esasların ve dini hükümlerin korunmasında ve bütü hizmet ve aleme yayılmasında bu ilim  ve fazilet ehlinin  gayretlerinin  payı büyüktür.

Karşılaştıkları türlü sıkıntılara ve imkansızlıklara  rağmen ilim talebinden geri kalmayan bu talebeler, sonraki dönemlere de  güzel bir örnek teşkil etmişlerdir.

Nitekim camilerin   bitişiğindeki  mektep, medrese ve külliyelerin hepsi, Hz. peygamberin Mescidi Nebevideki bu uygulamasından esinlenilerek

yapılmıştır.

Hz. peygamberin gözetiminde irfan ve ahlak eğitimi alan Suffe Ehli, Allah'a  ve Resulüne olan  bağlılıkları, dünya malına karşı müstağni davranmaları

sebebiyle hem ilmin hem zühdün hem de takvanın önder ve örnekleri olmuşlardır.

***

BİR AYET:

Sonra kitabı,  kullarımız arasında seçtiklerimize verdik. Onlardan kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda 

öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazilet budur. ( Fatır  Suresi; 35/ 32)

BİR HADİS:

İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız. (Müsli)