Allah'ü Te'ala, kullarına büyük lütuf ve ihsanlarda bulunmuş; yeryüzünü ve bütün mahlukatı faydalanması için onun emrine vermiştir.
İslam kültürüyle özdeşleşmiş bir kavram olan vakıf, çeşitli toplumsal alanlarda hizmet vermek ve hayır işleri görmek üzere bir topluluk veya bir kimse tarafından bırakılan mülk ve paranın idare edildiği kuruluşlardır.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da bizler için en güzel örnek Allah Rasulü (sav)'dir.
Resulullah (sav), hicretten hemen sonra Medineli iki yetimden arazi satın almış ve bu araziyi vakfederek üzerine Mescidi Nebevi inşa edilmiştir.
Efendimiz (sav);
''Allah yolunda harcanmayan malda fayda yoktur'' buyuruyor.
Nebevi bir terbiyeyle yetişen sahabe-i kiram da vakıf konusunda sayısız örnekler vermişlerdir.
Nitekim Ebu Talha (r.a.) "Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe ulaşamazsınız.'' ayeti nazil olunca Rasulullah (sav)'e gelerek, ''Rabbimiz bizden mallarımızı istiyor;
şahit ol Ya Rasulullah! Ben en sevdiğim arazimi Allah rızası için hayra tahsis ettim'' diyerek arazisini vakfetmişti.
İslam sancağını yüzyıllarca taşıma şerefine nail olan ecdadımız Osmanlı da çok sayıda vakıf kurumu oluşturarak Efendimiz (sav)'e layık bir ümmet olabilmek için gayret sarf ettiklerini ispatlamışlardır.
Sadece Müslüman topraklarda değil;
halkı Müslüman olmayan bölgelerde de İslam'ı yayabilmek ve o bölgelere tevhit dinini tam olarak yerleştirebilmek için çok sayıda cami, külliye, hastane, köprü, kervansaray gibi vakfiyeler inşa etmişlerdir.
Vakfedilen mal, hangi amaç için vakfedilmişse sadece o amaç için kullanılabilir.
Vakıf malı kişisel menfaate dönüştürülemez, alınıp satılamaz, süistimal edilemez ve üzerinde tahrifat yapılamaz.
Birçok vakıf senetlerinde vakıfta bulunan kişiler kendilerinden sonra vakfı koruyanlara dua ettikleri gibi vakfı bozanlara ve değiştirenlere beddua etmişlerdir.
Yüzyıllardan beri müslümanlar vakıf kurumlarına çok büyük önem vermişlerdir ve eşsiz nice eser bırakarak tüm insanlığa örnek olmuşlardır.
Bugün bize düşen görev de bu müesseselere gereken hassasiyeti göstermek ve onları koruyup ayakta kalmalarını sağlamaktır.
***
Mekke'de Gureba-i Müslimin Hastanesi:
Yapımına Bezmialem Valide Sultan hayatta iken başlanan bu hastane, vefatından sonra yarıda kalmışsa da vatandaşlarının sağlığına büyük önem veren Sultan II.Abdülhamid tarafından tamamlanmıştır.
Okullar:
Darülmaarif Valide Mektebi.
1850'de hizmete girmiştir.
İstanbul'da Cağaloğlu'nda II.Mahmud Türbesi'nin yanındadır.
Devlet dairelerine memur kadrosu hazırlayan ve Darülfünun'a talebe yetiştiren bir kurum idi.
Söz konusu bina, günümüzde Cağaloğlu Anadolu Lisesi olarak hayatiyetini devam ettirmektedir.
Bezmialem Valide Mektebi:
Beykoz Çubuklu'da yaptırılmıştır.
Bezmialem Sıbyan Mektebi:
1844'de inşa edilmiştir.
İstanbul'da Edirnekapı'da Molla Aşki Mahallesi'ndedir.
Bezmialem Sıbyan Mektebi.
Darülmaarif Mektebi'nin yayındadır.
Onunla birlikte 1850'de açılmıştır.
Yeşil Mektep olarak bilinir.
Camiler:
Dolmabahçe Cami
1855'te bir cuma töreniyle ibadete açılmıştır.
Gureba Hastanesi ve Cami
1845'te hizmete açılmıştır.
Köprüler:
Galata Köprüsü
İlk Galata Köprüsü'nün açılış tarihi 1836'dır.
Çeşmeler:
Beşiktaş-Maçka'da Valide Çeşmesi
Silivrikapı'da Uzunyusuf Mahallesi'nde Bezmiâlem Çeşmesi
Sultanahmet'te Üçler Çeşmesi
Topkapı'da Bezmiâlem Çeşmesi
Gureba'yı Müslimin Hastanesi Çeşmesi
Beşiktaş Cihannüma Mahallesi'nde Bezmialem Çeşmesi
Tarabya'da Bezmialem Çeşmesi
Alibeyköyü'nde Bezmialem Çeşmesi
Silivrikapı'da Abdullah Ağa-Bezmialem Çeşmesi
Kasımpaşa'da Bezmialem Çeşmesi
Topkapı'da Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan Çukur Çeşme: Tamir
Galata Kulesi yanındaki Bereketzade Çeşmesi.
Sebiller:
Medine'de Bezmialem Sebili;
Hz. Hamza Türbesi'ne giden yol üzerindedir.
Medine'de Bezmialem Sebili;
Şam Kapısı'nın dış tarafında.
Kerbela'da Bezmialem Sebili
Bunların dışında gerek İstanbul'da ve gerekse Osmanlı'nın pek çok yerinde Bezmialem Valide Sultan tarafından yaptırılan, tamir ve yeniden ihya ettiren hayır eserleri bulunmaktadır.
Söz gelimi, Terkos Gölü ve civarı, binlerce dönüm tarla ve araziler, çiftlik ve köyler, dükkan, han ve değirmenler gibi gelirleri yüksek mülkler ile vakıflar bu cümledendir.
Valide Sultan ayrıca Kabe ve Hz.Muhammed'in türbesi ile İstanbul'da Eyüp Sultan Vakfı'na da çeşitli hizmetlerde bulunmuştur.