ESKİDEN İstanbul'da Eminönü - Karaköy arasında yolcu taşıyan kayıkçılar, müşteri beklerken kendi aralarında kavgaya tutuşurmuş. Durup dururken çıkan kavgada sesler yükselir, kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulurmuş.
Kavga çıkınca etraflarında toplanan halktan bazılarının kafasına kürekler iner, ama kürekler ne hikmetse kavga eden kürekçilerin hiçbirinin başına değmezmiş. 
 
İşte bu şekilde anlatılan "kayıkçı kavgaları", günümüzde büyük takımlarımız arasında hala devam ediyor. Zaman zaman takımların adı değişiyor ama sonuç alınamayan, sürüp giden bıktırıcı saha dışı söz düellolarının ardı arkası hiç kesilmiyor.
Şu sıralarda Fenerbahçe ile Galatasaray arasında ne kendilerine, ne de Türk sporuna bir kuruşluk faydası olmayan Kayıkçı kavgası yaşanıyor. 
 
Üstelik oynadıkları son maçın sonucuna bakıldığında, birisi şampiyonluğu unutma, diğeri ise düşme çemberinden çıkamama noktasına geldi. Ama akılları fikirleri hala saha dışında ve birbirleri ile uğraşmakta. 
Kendi evinde hayati maç oynayıp galip gelemediği için düşme potasında kalan takımın teknik direktörü, "Biz Fenerbahçe'yiz. Bizi burada yenemediler. Rakibimizi belki de şampiyonluktan ettik" diyerek Galatasaray'ı şampiyonluktan etmekle övünüyor. 3 Temmuz süreci üzerinden iki takım birbiri ile anlamsız bir kavganın içerisine giriyor. Birbirlerini o denli eleştiriyorlar ki, kendi üstlerine başlarına, yırtılan yaka bağırlarına bakmayı bile düşünemiyorlar.
 
Fenerbahçeliler; bırakın Galatasaray maçını. Rakibinizi şampiyonluktan ettiğinizi düşünüp sevinirken, iki maç daha böyle kötü, ruhsuz amaçsız, düzensiz oynarsanız bir alt kümeye ineceksiniz. Tekneniz yara almış batıyor. Ama hala başkasının teknesinde açtığınız delik ile ilgileniyorsunuz.
 
Galatasaraylılar; bırakın ezeli rakibiniz ile çekişmeyi. Bırakın geride kalan 3 Temmuz süreçlerini yeniden gündeme taşımayı. Bırakın hakemlerin maçta neler konuştuklarının tutanaklarını. Bırakın Fenerbahçe saplantılarını. "10 kişi kalan Fenerbahçe karşısında 1-0 öndeyken, galibiyeti nasıl koruyamadık" diye kafa patlatın. "Biz bu kadar borcun altına nasıl girdik?" diye kendi içinizde bir öz eleştiri yapın. 11 yabancı futbolcu ile sezonu geçirmemize rağmen, şampiyonluğun niye kaçmak üzere olduğunu düşünün. Yarışta lider sporcunun peşinde koşarken, arkada kalan bir diğer sporcu ile ağız kavgası yapmanız size bir şey kazandırmaz.
 
Dünyayı kendinize güldürmek, ikinize de bir şey kazandırmıyor. Evrensel spor, sizin bu yaptıklarınızla zerre kadar ilgilenmiyor. Kayıkçı kavgasında olduğu gibi, kürekleri birbirinize sallıyorsunuz ama aslında birbirinizi değil sizin etrafınızda toplanan sporseverleri yaralıyorsunuz. 
 
CAN BARTU 
 
Sevgili ağabeyim, futbol adına çok şey öğrendiğim Can Bartu ile yıllarca aynı araba gittiğimiz Fenerbahçe deplasmanlarda yol boyunca yaptığımız futbol sohbetlerini unutmak, anılarından etkilenmemek elbette mümkün değil. Sadece Fenerbahçe camiası değil, Türk sporu çok değerli bir spor adamını kaybetti. Mekanı cennet olsun.  
 
BASKETBOL AŞKINA
 
Eurolig'de çeyrek final eşleşmeleri belli oldu. Fenerbahçe Zalgiris Kaunas ile Anadolu Efes ise Barcelona ile eşleşti. Toplamda 3 galibiyete erişecek olan takım, İspanya'da yapılacak Final Four'a katılma hakkını elde edecek.
Fenerbahçe'nin rakibi Zalgiris Kaunas, 6 hafta önce 13. sıradaydı ve bu 6 hafta içinde müthiş bir çıkış gösterdi. 6 haftalık periyota deplasmanda Maccabi, Olimpiakos ve Real Madrid galibiyetlerini de sıkıştırarak 8. sıradan Fenerbahçe'nin rakibi oldu. Normal sezonu Lider bitiren Fenerbahçe 4 yıldan beri Final Four'un gediklisi. Bir de unutulmaz şampiyonluğu var. Zalgiris Kaunas'ın son haftalardaki form durumu ve Fenerbahçe'de sakat oyuncu çokluğu bu serinin en önemli unsurları olacak gibi gözüküyor. 
Anadolu Efes ise normal sezonu 4. sırada bitirdi rakibi 5. sıradaki Barcelona oldu. Efes, bildiğimiz Efes gibi oynarsa, Barcelona'yı 3-0 ile geçer. 
 
İki takımımıza da Final Four yolundaki bu son engellerinde başarılar diliyorum.
 
HAFTANIN ALKIŞI: Çoğu otorite tarafından "ligden düşer" denilen Ankaragücü, son haftaların en formda takımı Kayserispor'u, takımı hiçbir zaman yalnız bırakmayan taraftarının da büyük desteği ile deplasmanda 2-0 yenerek bu haftanın alkışını almayı fazlasıyla hak etti.
 
HAFTANIN SORUSU: İki asırlık çınar, Göztepe ve Bursaspor'dan sizce hangisi düşer?