14 Aralık 2025
Facebook
Twitter
Instagram
YouTube
İstanbul
Parçalı bulutlu
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Ara

İslam'da Müsrif, İsraf...

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Müsrif, gereksiz harcama yaparak israf eden, savurgan kimse'ye denir.

İsraf, savurganlık, gitmek, yanılmak, gafil olmak manalarına gelir. 

Aynı zamanda, insanın yaptıklarında sınırı aşması anlamını da taşır. 

Bazılarına göre de malı gereksiz yerde harcamaktır. Süfyan-ı Sevri'ye göre az da olsa,  

''Allah yolunda harcanmayan her şey israftır.'' Ayrıca israf, "Allah'ın haram kıldığı şeylere el uzatmak" şeklinde de tarıf edilmiştir. 

(Ruhu'l-Beyan).

Zaruri ihtiyaçlardan fazla harcamak; 

''şeriatın haram ettiği şeylere yönelmek,  

nefs ve şehvetin isteklerini yerine getirmek,  

gaflet ve saygısızca harcamak ifrat derecede bir israftır.''

Kulluk görevini yerine getiremeyecek kadar vücudun zaruri ihtiyaçlarını kısmak da tefrid sayılacak bir israftır.

Müsrif, ''müsrifler, israf vb. kavramlar, Kur'an-ı Kerim'in değişik ayet ve surelerinde değişik anlamlarda kullanılmıştır''. (Al-i İmran, 3/147).

 

Yüce Allah şöyle buyurur:

"Çardaklı ve çardaksız üzüm bağlarını,  

tadları ve yemişleri muhtelif hurmaları,  

hububatı tahılları, zeytinleri, narları,  

birbirine hem benzer hem de benzemez bir halde meydana getiren Allah'tır. 

Her biri mahsul ''ürün'' verdiği zaman mahsulünden yiyin. 

Hasad günü de hakkını, ''zekat ve sadakasını'' verin; israf etmeyin, şüphesiz Allah israf edenleri sevmez" (el-En`am: 6/141).

İnsan, fikri, ruhi ve bedeni ihtiyaçlarını meşru yollardan tatmin etmek zorundadır. 

Aksi halde fikren şüphe ve tereddüde,  

ruhen bunalıma, bedenen de zafiyyet ve güçsüzlüğe uğrar. 

Böyle bir durumda hem dini, hem de bedeni sorumluluklarını yerine getiremez olur. 

Ayet-i kerimede görüldüğü gibi Allah'ın yarattığı her şeyin meşru yoldan ve ihtiyaç kadar yenmesi emredilmiştir. 

Ancak bu, aşırı ve taşkınlık derecesine varmamalıdır. 

Zira israf noktasına varan tüketimin zararları ferdi aşarak aile ve topluma yansır. 

Bu da haramdır.

İslam, bütün ibadetlerde niyeti şart koşmuştur. Niyyet, müslümanın neyi, niçin, ne zaman, nasıl ve ne gaye ile yaptığının bilincinde olmasıdır. 

Dolayısıyla müslüman şuursuz, faydasız ve gayesiz bütün hareketlerden sakınır. 

İsraf da lüzumsuz ve gayesiz harcamalardır ve bunun için müslümana yasaklanmıştır. 

"Ey Adem Oğulları! 

Her namazınızda süslü elbisenizi giyinin. 

Yiyin, için israf etmeyin. 

Çünkü Allah israf edenleri sevmez..."

(el-A'raf 7/31).

Allah, her türlü boş ve gayesiz harcamaları sevmez. 

Bu bir ekmek olabileceği gibi, bir ekmek kırıntısı olabilir. 

Bir damla su olabileceği gibi boşa akan bir nehir de olabilir. 

Bu bir ömür olabileceği gibi, boşa geçen bir dakika da olabilir.

Bunun içindir ki israfın haram olması İslam ekonomik sisteminin temel ilkelerinden biri kabul edilmiştir.

Müslüman müsrif olamaz, elindekileri israf edemez, lüzumsuz ve fuzuli yerlerde kullanamaz.

İsrafın ferd, aile ve toplum hayatında açtığı yaralar, yaptığı tahribat, tarih boyunca olduğu gibi bu gün de başlıca sorunlardan biridir.

Şuursuz bir tüketim toplumu yerine dengeli ve ruhi disipline girmiş bir toplum meydana gelmedikçe gerçekçi bir tasarruf yapılamaz ve gerekli yatırımlar gerçekleştirilerek dışa bağımlılıktan kurtulup bağımsız ekonomik sistem kurulamaz. 

Bunu da ancak İslam'ın hakim olduğu bir toplum gerçekleştirebilir.

***

CHP'li VekilElif Doğan Türkmen, Cumhuriyet tarihinde telefon konuşma ve harcamaları ile basına ve ekranlara rekor manşet oldu. 

Telefon konuşmaları, basında çıkan habere göre 

2 milyon TL.

Yani eski hesaba göre, 2 Trilyon..

Bu ücret, bu milletin verdiği vergilerden ödenecek.

Hemde tüyü bitmedik yetimlerin hakkından..

Diyecek birşey bulamıyorum,  

ancak bu toprağın birde  

altı var ki, orada kırmızı pasapor, dokunmazlık fayda vermiyor.

İşte gerçek adalet orada. 

Benden söylemesi.... 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *