Habertürk canlı yayınında ekonomi gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'de asgari ücreti düşük olduğunu savunanlara katılmadığını ifade etti.
"TÜRKİYE'DE ASGARİ ÜCRET DÜŞÜK DEĞİLDİR"
Gelişmekte olan ülkeleri örnek göstererek Türkiye'deki asgari ücretin düşük olmadığını ifade eden Bakan Şimşek, "Asya'daki ülkelere, Endonezya, Filipinler, Tayland'a bakın, bir de Latin Amerika, Brezilya, Şili, Kolombiya, Avrupa'da Bulgaristan, Macaristan, ile karşılaştırın. Polonya hariç, gelişmekte olan ülkeler arasında en yüksek asgari ücret bizde. Türkiye'de asgari ücret düşük değildir" ifadelerini kullandı.
"DOLAR BAZINDA CİDDİ BİR ARTIŞ VAR"
AK Parti iktidarı döneminde asgari ücrette ciddi artışlar yapıldığını belirten Bakan Şimşek, "Son 20 yılda Türkiye'de asgari ücreti reel olarak yüzde 5,5 artırmışız. Türkiye'nin reel büyümesi ise yüzde 5,4. 90'lı yıllarda 100 dolar civarında kalan asgari ücrette AK Parti döneminde dolar bazında ciddi bir artış var. Asgari ücret artışı yüzde 49. İlk 6 aydaki enflasyon yüzde 20'lerde olacak. Yıl sonunda da MB'nin üst bandı yüzde 42. Böyle dahi kalsa büyümeden daha fazla bir asgari ücret karşılığına tekabül ediyor" şeklinde konuştu.
Bakan Şimşek'in açıklamalarından satırbaşları;
"Ekip çalışması bu noktada daha önceden mevzuat çalışması yapılmış, uygulamada etkinlikti. Gri listeye girmek kolay, çıkması zor. Monaca gri listeye alındı. AB üyesi olup da listede olan ülkeler var. Gri liste konusu böyle bir konu. Esas olan uygulamada etkinliğin sağlanması. Biz gelir gelmez birçok sorunu çözmek üzere bir program koyduk. Bu konuda da özel çalışmaya girdik. İçişleri ve Adalet Bakanlığımızın desteği olmasaydı bu listeden çıkamazdık. Bu bir ekip çalışması ve uygulamada etkinlik. Savcı, hakim eğitimlerinden tutun, kolluk güçlerimizin bu konulardaki değerlendirmeleri çok önemli. Biz çok net bir şekilde MASAK başrolü oynadı. Geçen Haziran'dan itibaren bir araya geldiğim tüm maliye bakanlarıyla ana gündem maddesi buydu. Bu teknik bir süreçti. Bizim finansal sistemin güvenilir olması lazım. Biz bunu listeden çıkmak için yapmadık. Listeden çıkmak önemli bir kazanım. Bir ara siyasi mülahazalar devreye girebilir mi diye MASAK üzerinden mektup yazdık. Bu uygulamada etkinlik sihirli ifade. Bizi listede tutan buydu. Yurt dışında faaliyet gösteren vatandaşlarımız iyi bilirler. Dışarıda bir banka hesabı açabilmenin, varlık alabilmenin. Gri listedeyseniz ilave incelemelere tabi tutuluyorsunuz.
"KAYNAK GİRİŞİ GÜÇLÜ"
Kaynak girişi son aylarda çok güçlü oldu. İvmelenebilir. Zaten çok güçlü kaynak girişi, bunu nasıl yönetiriz, onunla uğraşıyoruz. Dezenflasyon sürecini tehdit ediyor. Likiditeyi geri çekmeniz lazım. Mart sonundan itibaren MB'nin rezervlerine yansıyan boyutu 78 milyar dolar seviyesine ulaştı. Türkiye finans tarihinde eşi benzeri görülmemiş. Şu an itibarıyla rezerv yeterliliğinde IMF tanımına göre arzulanan seviyeye neredeyse vardık. Onların tanımı var, ona göre neredeyse 1'i yakaladık 1 üstü. Geçtiğimiz hafta açıklanan rakamlara göre brüt rezervler 148 milyar dolar seviyesine kadar çıktı. Bankalarla olan swapları ciddi şekilde azalttık ve 5 milyar dolar düzeyine düşürdük. Bankalardan alınan swapları vadeleri doldukça kapatıyoruz. Mart sonunda net rezerv -60 milyar dolarken şu anda +12 milyar dolara çıkmış durumda. Döviz rezervini bir sorun olmaktan çıkardık. Biz enflasyonu düşürdükçe nominal bazda kurda istikrar sağlanır. Reel bazda lirada değerlenme oldu, geçmişe göre reel bazda enflasyonu kalıcı şekilde düşürerek orta ve uzun vadede nominal istikrar sağlamak.
"ÇOK GÜÇLÜ DİYALOG KURDUK"
Karardan hemen sonra Moody's'in açıklaması var, olumlu olarak yansıyacağı yönünde. Bu programın birçok ayağı var. Oralardaki başarılar, gelişmeler programı destekliyor. Bizim finansal sisteme olan güven çok önemli. Mayıs ayı başında AB ve batı ülkeleriyle süreç yaşadık. Onlara dedim ki, Türkiye listeden çıksın çıkmasın, biz kara para aklamayla mücadele edeceğiz, terörün finansmanıyla mücadele edeceğiz dedim. Oy birliğiyle Türkiye çıkarıldı. Çok güçlü diyalog kurduk. Bu listeden çıkmasaydık da çok güçlü mücadele edecektik. MASAK'ın idari ve teknik kapasitesini güçlendireceğiz. Biz riskli bir coğrafyada yaşıyoruz. Herkes bizim sistemimizi istismar etmeye çalışabilir. Yapay zekayı bu noktada devreye alacağız. Başardık, başarmaya devam edeceğiz. AB'nin merkezinde Monaco'yu yeni aldılar listeye.
"EYT'NİN MALİYETİ 724 MİLYAR LİRA"
Biz programı yurt içinde ve yurt dışında birçok kesime anlatıyoruz. Şema yaptık, şemanın başlangıcı uluslararası normlara uygun rasyonel politikalar. Beraberinde yatırımcı güveni getiriyor, TL'ye ilgiyi artırıyor. TL'yi önceliklendiriyor. Liralaşmayı güven esasıyla sağlıyoruz. Bu da beraberinde reel kurda dengeyi, istikrarı getiriyor. Bu da dezenflasyonu getiriyor. Geçen sene bu vakitlerde Türkiye'nin dış şoklar, seçim süreci gibi biriktirdiği dengesizlikler vardı. Bunlardan biri dış açıktı. Türkiye'nin geçen sene Mayıs'ta cari açığı 57 milyar dolardı. Bu Mayıs'ın verisi açıklandığında 26 milyar dolar olarak açıklanır. Yeni bir sanayi politikası ortaya koyacağız. Dış borcun milli gelire oranı düşüşe geçecek. Kalıcı şekilde rezerv biriktirmemize imkan sağlayacak. Depremin, EYT'nin etkisiyle. Muhalefetin popülist iteklemesiyle EYT hayata geçirilmiş. EYT'nin bu seneki maliyeti 724 milyar lira. Milli gelirin yüzde 2'sine yakın rakamdan bahsediyorsunuz. Vergide adaleti ve etkinliği sağlama çabamız var. Bu da ikinci önemli dengesizlikti. Aslında enflasyonun da ana kaynağı geçen sene ikinci çeyrekte yüzde 4 büyündü. Bu büyüme denge itibarıyla ciddi sorun içeriyordu.
"KKM'DEN ÇIKIŞ HIZLANACAK"
KKM zirvede 144 milyar dolara çıkmıştı, 63 milyar doların altına indi. Büyük ihtimalle düşüş hızlanacak. 44 haftadır kesintisiz KKM'de düşüş var. Para politikasının çalışmasını engelleyen bir adımdı. Para politikasının etkinliğini azaltan bir faktör. Bugün itibarıyla şirketlerin KKM'deki vergi avantajı son bulmuştur. Teşvik edici olmaktan çıkardık. Bireyler açısından mevduata vergi getirdik. Şimdi KKM'den kazanılan faiz gelirleri de vergiye tabi olacak, KKM'den çıkış hızlanacak.
"ALIM GÜCÜ HIZLI ŞEKİLDE ERİMEYECEK"
Vatandaşımız hissetmeye başlayacak, aslında hissediyor. İstihdam güçlü kaldı. Son 20 yıla bakın yıllık ortalama 690 bin vatandaşımıza iş bulmuşuz. İstihdam olmadan kalıcı refah artışı olmaz. Ekonomide geçici yavaşlama sürecine gireceğiz. Enflasyondaki düşüşle birlikte esas ücret artışları o zaman yansıyacak. Mayıs ayında enflasyona baktığınızda enflasyon yüzde 75.5. O son 12 ayın enflasyonu, önümüzdeki 12 ayın enflasyonu yüzde 31.8 olacak diyor. 24 ayda yüzde 20'ye düşecek diyor. Bizim için hedef enflasyonda yüzde 42'nin altına düşmesidir. Aylık bazda yüzde 2'leri konuşacağız. Ücret artışlarının alım gücünün hissedileceği döneme girmiş olacağız. Enflasyon aylık bazda yüzde 3'lere düşmüştü. Alım gücü hızlı şekilde erimeyecek. Kurda büyük dalgalar tedirgin ediyor. Kurda göreceli bir istikrar sağlanması da vatandaşa yansıyacak. Geçen sene enflasyonu yukarı taşıyan olağanüstü faktörler var. Popülist baskılara rağbet etmeyeceğiz. Yoktan bir kaynak üreteceğiz kabiliyetimiz var psikolojine girmektir. Yoktan var etmek Allah'a mahsustur. Milletimizin kalıcı refahını artıracağız. Programın tek önceliği sürdürülebilir yüksek büyüme, elde edilecek refahın paylaşımı. Gelecek sene çok farklı bir noktada olacağız. Kazandığı halde vergi vermekten imtina edenlerle mücadeleyi sürdüreceğiz.
Muhalefetin metinlerine bakarsanız neyi uygulayıp uygulamayacaklarını bilmiyorum. Türkiye'nin risk primi geçen sene 700 baz puandı, şimdi 270 civarında. Türkiye gelişmekte olan ülkelere göre 10 kat riskini azaltmış.
"REEL BÜYÜMEDEN VATANDAŞLARA PAY VERECEĞİZ"
Türkiye'nin imkan ve önceliklerine bakmamız lazım. Toplumun tüm kesimlerine adil dağılımıdır. Asgari ücretli, emekli ve çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz. Reel büyümeden kendilerine pay vereceğiz. Vatandaşımız diyecek ki, ücretle alım gücüm düşmüyor, enflasyon yavaşlayacak.
"RÜZGAR ARKADAN ESMEYE BAŞLAYACAK"
2025'ten itibaren dünyada faiz indirimleri gelecek. Muhtemelen geçen sene son 12 ayda karşıdan esen rüzgarlar çok hafif de olsa arkadan esmeye başlayacak.
"VERGİNİN TABANINI GENİŞLETEREK SONUÇ ALACAĞIZ"
Piyasada üzerine tartışılan paket kapsam itibarıyla bir şekilde toparlanan metin bir şekilde piyasada dolaşıyor. Ne maliye ne de ekonomi koordinasyondan sorumlu. Şu anda geldiğimiz noktada bahşişin vergilendirilmesi gibi çalışmamız olmadı. Ne motokurye ne bahşiş konusu pakette yok. Türkiye'de maalesef birçok kesim vergiden imtina etmeye çalışıyor. Biz kayıtdışılıkla mücadele ederek sonuç alacağız. Verginin tabanını genişleterek sonuç alacağız. Vergide adaleti tesis etmek, çok kazanandan çok az kazanandan az. Toplanan tüm vergilerin milli gelire oranı OECD'de yüzde 34, AB'de yüzde 41.2, Türkiye'de yüzde 20.8. Primler, harçlar, vergilerin milli gelire oranı yüzde 21 bile değil. En düşük vergi yüküne sahip ikinci ülkeyiz. Türkiye'de dolaylı vergilerin toplamının milli gelire oranı yüzde 9.1, AB'de bu oran yüzde 13.6. Vatandaşımıza yeni bir vergi yükü getirmeyeceğiz. Eskiden en düşük gelir vergisi dilimi yüzde 22'ydi, bunu yüze 15'e hükümetimiz düşürdü. Koparılan yaygaralar doğru değil. KDV şu anda gıdada yüzde 1. Çiftçimizin gübresinden yeminden sıfır KDV alıyoruz. Eğitimde, tekstilde, yeme-içmede yüzde 10 KDV uyguluyoruz. 850 bin esnafı tamamen vergiden muaf hale getirdik. Çok uluslu şirketlerden asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getireceğiz. Yurt içinde asgari kurumlar ve gelir vergisi çalışıyoruz. Geçen sene kuyumcular ortalama olarak aylık matrahı 16 bin 40 lira, doktorlarımızın aylık matrahı 27 bin 376 lira. Yetki alacağız, hasılat tespiti yapacağız, aykırı beyanlarda bulunanlardan izah isteyeceğiz, izahlar tatmin edici değilse gereğini yapacağız.
Bazı yatırım fonlarında vergi istisnası var. GMYO'ların vergi istisnasını kaldırmayı düşünüyoruz. Yap-işlet-devretle yapılan projelerin vergisini yüzde 30'a çıkaracağız, kripto varlıkları vergi kapsamında alacağız. Borsa kazançlarının vergilendirilmesini çalışıyoruz. Programımız çok net, bu programa riayet ediyoruz."