Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. Toplantımızı takip edenlere selamlarımı iletiyorum. Bir zamanlar hakimiyetimiz altındaki coğrafyalar bugün zulmün tutsaklığındadır. Bunu en ağır ödeyenler hiçbir suçu olmayan sivillerdir. Gülüp eğlenecek çocuklar vahşi saldırılara maruz kalmakta. Bu kadarı da olmaz dediğimiz ne tür trajedi varsa oluşmuştur.
Mazisi on yıllara dayanan nerede haksızlık varsa oralarda şiddet vardır, çatışma vardır. Kaos sahası olan bölgeler istikrarsızlığın kaynağıdır. Kerkük'ten Kırım'a, Karabağ'dan Kıbrıs'a katılaşan ihtiraslar, ölüm ve tehlike saçmakta. Medeniyetler beşiği Orta Doğu'da Filistin bir asırdır felaketlerin pençesindedir. Osmanlı'nın zayıflaması ile alevlenen İsrail Filistin cepheleşmesi en karmaşık sorunlardan biridir.
ECDADIMIZ FİLİSTİN'DEN ÇEKİLİNCE KRİZ BÜYÜYEREK BUGÜNLERE GELDİ
Ne zaman ecdadımız Filistin'den çekilmiş o zaman kriz dalga dalga büyüyerek bugünlere gelmiştir. Filistin sorunu içinden çıkılması zor girdaba sürüklenmiştir. İki devletli çözüm gerçekleşmeden kanın durması neredeyse tam bir hayaldir. Çatışmaların sebeplerini konuşmak yerine sonuçlar etrafında polemik üretmek faydasızdır. Cumartesi günü Hamas'ın İsrail'e sızması ile başlayan operasyon ve İsrail'in karşı operasyonu ile kanlı hesaplaşma savaşa dönüştü. Ortam kaygı vericidir. Üzüntümüz yüzlerce masum insanın ölmesi ve binlerce insanın yaralanmasıdır. Savunmasız insanların hedef alınması felakettir. Barış çabalarına prangadır, çözüm arayışını dinamitlemektedir. Sivil ölümlerinin hiçbir bahanesi olamaz.
Loading...
BİR AN EVVEL ARA BULUCULAR DEVREYE SOKULMALI
Meşru hakkın savunması yapılamaz. İsrail Filistin arasındaki krize sağ duyu ile yaklaşmak, bir an evvel ara bulucuları devreye sokmak uluslararası toplumun acil gündemi olmalıdır. Hamas'ın saldırı hazırlığından İsrail'in niçin haber alamadığını, siyasi kurgunun bulunup bulunmadığını, Netanyahu'nun oyunu olup olmadığını tartışan işin özünde Fillistin davasını anlamayan zihniyetlerdir.
Geçmişte İsrail'in saldırılarına ses etmeyenler İsrail holiganı kesildi. İnsanlık dışı manzaralardan rahatsızız. İsrail yıllarca Filistinli kardeşlerimize zulmetti. Vicdansızca saldırmıştır. Dünyanın gözü önünde tarifi olmayan insanlık suçları işlendi. Uluslararası hukuk çiğnenmiştir. BM'nin 67 tarihli kararı İsrail'in 1967 Haziran ayında işgal ettiği topraklardan çekilmesini öngörmüştür ancak İsrail buna yanaşmamıştır.
BİZİM BAKIŞIMIZ NET
Bizim bu sorunlara, 7 Ekim'li tarihli ortama bakışımız nettir. İlk olarak ateşkes ortamı oluşmalı. Hükümetin dengeli duruşu takdire şayandır. Sayın cumhurbaşkanımızın atacağı adımlar desteklenmelidir. BM acilen devreye girmeli. Daha fazla can kaybı yaşanmaması için uluslararası toplum devreye girmeli. Çatışmaların bölgesel nitelik kazanmadan taraflar arasında barış görüşmeleri inşa edilmeli.
ABD'nin AB'nin ve bazı bölge ülkeleri gibi yangına körükle gitmek yerine şiddeti yatıştıran, barışa davet eden girişim başlatılmalıdır. Beyaz Saray'ın tahriklerine kapılarak barış ve çözüm çabalarının sabote edilmesi kimseye yararı dokunmayacaktır. 67 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devleti ertelenemez zorunluluktur. Hak yerini bulmadan, ikazla belirtiliyorum ki sıkılı yumruklar açılmayacaktır. Mescidi Aksa ilk kıblemizdir, Müslümanların şerefidir. Tarihi her türlü tartışmalara kapalıdır. Filistin'in huzuru İsrail'in huzuru demektir.
SİYASİ TEMELLİ CEPHELEŞMELERİN SONU UÇURUMA GİTMEKTEDİR
İnsanlık mirasını kirleten siyasi temelli cepheleşmelerin sonu uçuruma gitmektedir. Daha yaşanabilir, daha hakkaniyetli, daha özgür, hak ve sorumlulukla bir dünya mimarisi için kenetlenmenin fırsat olduğu kanaatindeyiz. Bunalımlı bu dönemde huzur ikliminin tecellisi için önerilerimiz vardır.
Bir bir yanda kendi kültürümüzün diğer yanda kadim kültürlerin değerlerini hatırlayıp idrak etmeli. Ahlaki tutarlılıktan, sorumluluk kültüründen milli ve manevi müktesebatımızdan sapma göstermemeli huzuru önce kendi iç medeniyetimizde aramalıyız. Ahlaklı anlamlı hayat seferinde insani yol kazalarını sabır, şükür, iman ve muhabbet gücü ile kaldırmalıyız. Yılmadan ilerleyiş halinde olmalıyız. Her milletin kendine özgü var oluş serüveni vardır. Ciddiyet ile bakarsak herkesin ayrı hikayesi olduğuna şahit oluruz. Kendimizle yakın, uzak çevremizle uzlaşmalı, İnsanlık haysiyetine ve değerlerine sahip çıkan, değerlerine kim varsa kim varsa sınırları çizmeliyiz. Allah'ın adı ile bütün varlığı sevgi ile bilmeliyiz. Hırsların getireceği sadece huzursuzluk, karanlık projelerdir. Birlik ve beraberlik, dayanışma değerlerini en yükseğe taşıyarak vicdani sorumluluk olarak hayatımıza aktarma becerisini göstermeliyiz. İnsan insana yar olmalıdır.
CUMHURİYET KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR
Yaratılanı yaratandan dolayı sevmedikçe, her bir gönül bahçesini güllerle donatmadıkça kardeşlik tezahür etmeyecektir. Adam gibi adam olmadıkça içi ve dışı bir Müslüman olarak yaşamadıkça huzur bize hep Kaf dağının arkasından seslenecektir.
Yüzüncü yıl dönümüne yaklaştığımız cumhuriyetimiz kimsesizlerin kimsesidir. Kurtuluşun beşeri kaynağı Türk milletidir.
AYRINTILAR GELİYOR...