TRUMP'UN YATACAK YERİ!
 
MIAMI deyince ne geliyor akıllara... Deniz, güneş, kum ve renkli gece hayatıyla bir tatil cenneti değil mi?
Peki bu pırıltılı şehrin arka sokaklarında neler oluyor; hiç düşündünüz mü?
Pırıl pırıl okyanus kenarında, kimoterlerce uzanan kumsalların arkasındaki gökdelenrlerin biraz ötesinde başlayan sefaleti hayal edebilir misiniz?
Florida'nın Orlando, Tampa, Tallahase, Jacksonville gibi şehirlerinin yanı sıra Miami'nin suç oranının en yüksek şehir olduğunu bilir misiniz?
Geçen hafta Miami'nin kuzeyindeki Hollywood ve Pompano Beach'teki homeless (evsiz) barınaklarının kapılarını kapatıldığını duyunca durumun vehametini daha iyi anladım. Yani belediyelerin sosyal yardım ve eğitim amacıyla açtıkları barınaklar finans problemleri yüzünden kaldırımlarda yatan vatandaşlarına hizmet veremeyecek artık. Miami'de yayınlanan Sen Sentinel gazetesine 71 yaşındaki homeless kadın Anne Buckus'un söyledikleri kaldırım köşesinden bir haykırış. Diyor ki; "Yıllardır kaldırımlarda yatıyorum. Sağlık sorunlarım var. Beş kere soyuldum. İki kez saldırıya uğradım. Sonuncusu tecavüzle sonuçlandı." 
Bu sadece Miami'ye özgü bir olay değil. Ülkenin diğer bölgelerinde de Anna gibi binlerce insan o şatafatlı, görkemli gökdelenlerin gölgesinde geceliyor. 
Trump yönetimi güvenlik ve askeri harcamalardan kısıp, sosyal yardım projelerine daha fazla eğilselerdi Anna ve diğerleri belki daha şanslı olabilirlerdi. Anna günün birinde yatacak yer bulur! Ya Trump!
 
ARA SEÇİMLERE DOĞRU
 
AMERİKA'da 6 Kasım'da yapılacak ara seçimler için Florida seçmenlerinin bir milyonundan fazlası şimdiden oylarını kullandı.
Temsilciler Meclisi'nin tamamının, Senato'nun ise üçte birinin yenileneceği seçimler, başkanlık seçimi kadar önemli olmasa da kongrenin gidişatı açısından önem taşıyor. 
Öteden beri Swinging State (Salıncak eyalet) olarak bilinen Florida'da Cumhuriyetçiler ile Demokratları kıyasıya bir çekişme bekliyor.
İstatistiklere göre Amerikan iç savaşından bu yana yapılan ara seçimlerin büyük çoğunluğunu iktidar pardisi kaybetmiş. Bakalım 6 Kasım'daki bu seçimin Turmp'a bir getirisi olacak mı? Bence şu Brunson'u gettirtti ya; en büyük getirisi de o olacak galiba...
 
TAKSİDE DİN VE SİYASET
 
MIAMİ'de çalışmak için Yellow Cap (Sarı taksi) başvurusu yapan bir tanıdığımın başından geçenleri paylaşayım sizinle...
Bir süredir işsiz gezen bu kişi taksi şoförlüğü için başvuru formunu doldurduktan sonra iki günlük kursa çağrılmış. İlk gün direksiyon sınavına girmiş, geçmiş. İkinci gün teknik konularda ders almış. Üçüncü gün ise sıra tavsiyelere gelmiş.
Taksi şirketinin aynı zamanda avukatlığını da yapan eğitmen şoför adaylarına yolcularla konuşulmaması gereken üç konuyu sıralamış:
- Din yasak!
- Siyaset asla!
- Seks sohbeti yok!
Aslında şirketin şoförlerle yaptıkları sözleşmelerde böyle kısıtlayacağı maddeler yok. Bu sadece tavsiyeymiş; öyle demiş eğitmen.
Bu tanıdığım takside işe başladı. Biliyorum ki; seks konuşmaz. Kimsenin dinine de karışmaz. Ama laf siyasetten açılırsa... Dilini tutamaz! İnşallah yine işsiz kalmaz.