Mumun Pervane ile Konuşması...
YAYINLAMA:
| GÜNCELLEME:
Çok iyi hatırlıyorum. Bir gece uyuyamadım.
Gözüme uyku girmedi. Pervanenin, muma şu sözleri söylediğini işittim; ''Ey sevgilim! Hadi ben aşığım, yansam da yeridir. Peki ya sen neden yanıyor, niçin ağlıyorsun...?''
Ey benim biçare aşığım! Benim yanmama, ağlamama sebep nedir bilir misin?
''Benim tatlı balım vardı. Beni ondan ayırdılar. Şirin'im haksızlıkla elimden alındı.
İşte Ferhad gibi tepemden ateş çıkıyor.''
Gece meclisi aydınlatan ışığıma bakma. İçimi yakan ateşe bak. Mum, hem bu sözleri söylüyor, hem de sararmış yanağından sel gibi gözyaşı dökülüyordu. Mum, sözüne devamla pervaneye dedi ki;
''Ey pervane! Ey aşk iddiacısı! Aşk, senin için değil.'' Seninki bir kuru iddiadan ibaret. Sende ne sabır var, ne metanet ve tahammül.
Sen azıcık bir ışık ve ateş gördün mü, hemen yanıyorsun. Ben ise, tamamıyla yanıncaya kadar dikilip duruyor, dayanıyorum.
Aşk ateşi senin yalnız kanadını, benim ise, vücudumu, baştan aşağı yakar.
Sadi de mum gibidir:
Dışı parlaktır, ama içi yanmıştır. Artık gece bitiyor, sabah oluyordu. Peri yüzlü bir hizmetçi gelip mumu söndürdü. Zavallı mum, dumanı tepesinden çıkarken; ''Aşkın sonu budur işte, dedi ve can verdi.'' Aşıklığın ne demek olmak istersen anlatayım:
''Ölmek suretiyle yanmaktan kurtulmak…''
Sevgilisi eliyle öldürülen aşığın mezarına gidip de ağlama, bilakis sevinerek şöyle de;
''Ne mutlu ona! Sevgilisinin makbulü olduğu için sevgili onu öldürmüştür.''
Aşık isen bu dertten kurtulmaya çalışma, yalnız Sadi gibi garazsız, ivazsız aşık ol.
Aşık bir fedai demektir. Nasıl ki, bir fedai gayesine varmadıkça emeline erişmedikçe başına taş ve ok yağsa meydandan çekilmezse, aşık da öyledir.
Ben sana denize açılma demiyorum. Açılacak olursan tufana bile katlan, diyorum.
Mecnunun Leyla'ya Karşı Olan Gerçek Sevgisine Dair Birisi Mecnun'a dedi ki;
Ey iyi huylu, irfan sahibi Mecnun! Neden artık Leyla'nın obasına gelmiyorsun? Artık sende Leyla'ya karşı olan aşkından eser kalmadı mı yoksa!
Fikrin değişti mi?
Leyla'ya isteğin mi kalmadı?
Mecnun bu sözleri işitince ağlayarak dedi ki;
''Efendi! Benimle uğraşma. Benim derdim bana yeter. Bir de sen yarama tuz ekme. Birçok defa ayrılık zaruri olur. Ayrılığa katlanmak ve sabırlı olmak aşkın azaldığına, sevdanın geçtiğine delalet etmez ki…''
Adam bu sefer de; Ey vefalı ve temiz ahlaklı Mecnun! Ben Leyla'nın bulunduğu taraflara gidiyorum. Bir haber göndereceksen söyle de ben söyleyeyim.
Mecnun ona şu cevabi vermiş:
''Leyla'nın yanında benden bahsetme ve benim adımı anma. Onun bulunduğu yerde benim bahis konusu olmam manasız olur. Çünkü ben onun varlığı ile varım. Ondan ayrı benim bir varlığım yoktur...''
Kaynak: Bostan ve Gülistan.
***
''Bende bir zamanlar çocuktum.
Fakat Allah ötekilerden daha çok güç vermişti, pazularıma.
Güçlüydüm ve gücümle benden küçükleri hırpaladım.
Onları döver, gönüllerini incitirdim.
Birgün kendimden güçlü birinden dayak yedim.
O gün bugündür çocukları çiçekler gibi sadece sevip koklamak ve korumak gerektiğini düşünüyorum.''
Sadi Şirazi...
***
''Minareden düşenin parçası bulunurda,
Gönülden düşenin parçası bulunmaz..
Mesnevi...
Yorumlar
*
Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
