Münir Nurettin Selçuk...

Münir Nurettin Selçuk, 1901 yılında İstanbul'un Sarıyer semtinde dünyaya geldi. 

Divanı Hümayun muavini ve Darülfünun ilahiyat Şubesi muallimlerinden Mehmet Nuri Bey ile Fatma Hanife Hanımın oğludur.

On beş yaşında Darü'l Feyzi Musiki Cemiyeti'ne öğrenci olarak girdi. 

Üç yıl sonrada, hanendelerinden biri olduğu bu topluluğun konserlerine çıktı. 

Çocuk yaşlarından itibaren sesinin güzelliği ile dikkat çekmeye başladı. 

1907 yılında Soğukçeşme Askeri Rüştiyesi'ni bitirip, Kadıköy Sultani'sine yazıldı.

Aynı yıl Darülelhan'a da girdi. 

Zekaizade Ahmet Efendi'den dört yıl ders aldı. 

1915 yılında Darü'l Feyzi Musiki Cemiyetine, 

1917 yılında da Darü'l-Elhan'a girdi. 

Burada Zekai-zade Hafız Ahmet Irsoy'un öğrencisi oldu. 

Ali Rıfat Çağatay'ın başkanlığındaki Şark Musiki Cemiyeti'ne girdi. 

Genç Münir Nurettin ilk kez Şark Musiki Cemiyeti'nin konserlerinde solist olarak parladı. 

1923 yılında teğmen rütbesiyle Müzika-i Hümayun'a girdi.

Cumhuriyetin ilanından hemen sonra Ankara'da kurulan Riyaset-i Cumhur İnce Saz Heyeti'nde de aynı rütbeyle yer aldı. 

Sahibinin Sesi plak şirketi adına Paris'e giderek iki yıl ses tekniği dersleri aldı. 

Dönüşünde, 22 Şubat 1930 gecesi, 

Beyoğlu'ndaki Fransız Tiyatrosu'nda kemani Nubar Tekyay, kemençeci Ruşen Kam, tanburi Mes'ud Cemil ve kanuni Artaki Candan'ın sazları eşliğinde yepyeni bir anlayışla ilk sahne konserini verdi.

1926 yılında bu heyetten ayrılarak, İstanbul'a döndü. Sahibinin Sesi plak firmasına yüzlerce plak yaptı. 1927 yılında Paris'e giderek, şan ve piyano dersleri aldı. 

Mısır ve Türk filminin müziklerini yapmış olan Selçuk; ''Allah'ın Cenneti, Kahveci Güzeli, Sadullah Ağa gibi filmlerde başrol oynamıştır.''

İstanbul Konservatuarı İcra Heyeti Şefi ve solisti olarak yurtiçi ve dışında yüzlerce konser vermiş, birçok sanatçının yetişmesini sağlamıştır. 

1953 yılında İstanbul Belediye Konservatuarı'na üslup ve teganni öğretmeni olarak atandı. 

Ertesi yıl konservatuarın icra heyeti şefliğine getirildi.

Bu tarihten 1976 yılına kadar, yirmi iki yıl boyunca 

üç yüz civarında konser yönetti. 

Selçuk icra heyeti şefliğine getirildiği yıl, İstanbul radyosunda müşavirlik görevi de üstlendi. 

Üç yıl süren bu görevi sırasında bir çok öğrenciye ders verdi. 

İstanbul Radyosu ve İcra Heyeti için yazdığı notalarla da musiki kütüphanesini zenginleştirdi.

Münir Nurettin Selçuk; Mısır, Irak, Suriye, Macaristan, Avusturya ve İngiltere'de konserler verdi. 

Mısır'da bulunduğu sıralarda Ümmü Gülsüm ve Abdülvahap ile dostluklar kurdu. 

 

Babanızın Mustafa Kemal'le ilişkileri nasıl bozuldu:

Yine Türk Sanat Müziği icra ederken Mustafa Kemal de eşlik edecek olmuş, Münir Baba da Mustafa Kemal'e sinirle dönerek, ''Ya siz söyleyin ya da bırakın ben söyleyeyim'' demiş. 

Mustafa Kemal bu duruma kırılıyor ve iki yıl kadar küs kalıyorlar. 

Ama sonra Mustafa Kemal, Münir beyin hassasiyetinin ne olduğunu kavradığında yanına çağırıyor ve sohbetlerine kaldıkları yerden devam ediyorlar.

 

Münir Bey, bir filminde Sadullah Ağa rolünü alır ve meşhur tanburu ile:

''Ela gözlerini sevdiğim dilber,

Göster cemalini görmeğe geldim.

Şeftalisi derde derman dediler,

Gerçek mi sevdiğim sormaya geldim.

***

Senin aşıkların gülmez dediler

Ağlayıp yaşını silmez dediler

Seni bir kez saran ölmez dediler

Gerçek mi sevdiğim sormaya geldim.''

***

''Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile

Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece

Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Ya şevk içinde harap ol ya aşk içinde gönül

Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gül

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç''

Beste: Münir Nurettin Selçuk..

Ölümü; 27 Nisan 1981...