Nefes nefese

 
ÖNCE becerikli Soldado'yu ve muhteşem golünü yazacağım ama Ayew onun bir adım önüne geçiyor. Ayew'in İngiltere liginde kimin torpili ile forma giydiğini gerçekten merak ediyorum. Bu merakıma cevap bulabilsem, gam yemeyeceğim. O kadar kötü oynuyor ki Fenerbahçe'de, İngitere'de de oynuyor olabilmesi için Kraliçenin falan parmağının olması lazım diye düşünüyorum.
Soldado'ya gelince. İlk yarıda iki muhteşem şut çıkardı. İkisinde de kaleye sırtı dönüktü. Birincisinde topuğu ile vurdu. Kaleciyi geçen topu, Bursaspor defansı son an da çizgiden çıkarttı. İkincisinde "Musa Sow" gibi vurdu. Bursaspor defansı bu kez topu filelerden çıkarttı.
 
Fenerbahçe'nin iki sezondan beri ideal santrforu hem liyakat, hem de iş bitiricilik anlamında Soldado olmalıydı. Ama Slimani'den tutun Frey'e kadar birçok isim üzerine kuma gibi alındı. Onlar da bir varlık gösteremedi.
 
Ersun Yanal, süper ligdeki 18 teknik direktör arasında, futbolun inceliklerini en az bilenidir. Çünkü ciddi bir futbolculuk yaşantısı olmamıştır. Topla fazla haşır neşir olmayı bilmediğinden, ayağının neresiyle nasıl gol atılacağını falan çözemez.  Ama iyi bildiği bir şey vardır. O da bilgisayarın dilidir. Bilgisayardan futbolcuların verimlilik değerlerini çıkartmasını bilir. Hangi oyuncuların yan yana oynamasının daha yararlı olacağını hesaplayabilir.  Dünkü Fenerbahçe kadrosu işte öyle bir kadroydu. Ersun Yanal, "yüksek direnç" hesabıyla bir onbir oluşturduğu için, oyun zaman zaman kördöğüşü haline de döndü. Bursaspor'un verimsiz oyuncusu Tunay Torun kenara alındıktan sonra yeşil beyazlılar, Yusuf 'un kullandığı kanattan ikinci yarıda müthiş bir baskı kurdu. Fenerbahçe ceza alanı üzerinde yığılan oyundan, Ersun Yanal takımını çıkartmayı başaramadı ve soluk soluğu geçen maçın son dakikasında, bağıra bağıra gelen gole teslim oldu. Bir ikinci golü yememesi ise büyük şanstı.